More

    1 şehir 3 gün: İstanbul

    Hayranlık uyandıran simge yapılarından Asya ve Avrupa'yı ayıran Boğazı’na kadar İstanbul’u, dünyanın bir başka şehri ile kıyaslamak güç. Üstelik buradan kimler gelip geçmedi ki! İmparatorlar, komutanlar, tarihi kişilikler, sanatçılar… İstanbul gerçekten bir dünya şehri ve herkesin hayatında en az bir kez ziyaret etmesi gereken bir kent. Geleneksel ile modernin büyüleyici bir harmanını sunan şehir; Türkiye’nin ekonomik, kültürel ve tarihi olarak da kalbi konumunda. Hazırladığımız seyahat rehberi ile İstanbul gezilecek yerler listenizi oluşturmaya başlayın, her semtinde büyüleyici bir öykü anlatan bu kadim şehri daha yakından tanıyın!

    Turkish Airlines Blog
    Turkish Airlines Blog

    Yazar ekibimiz tarafından yönetilen bu hesapla, seyahat tutkunları ve keşif meraklılarının keyif alacağı blog içerikleri üretiyoruz.

    Özenle hazırladığımız içeriklerimiz aracılığıyla ilham vermeyi, bilgilendirmeyi, heyecanlandırmayı, eğlendirmeyi ve küçük ipuçları ile yolculuğunuzu kolaylaştırmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda yola çıkmanın yenileyici ve özgürleştiriciliğini sizlere tekrar hatırlatmak istiyoruz.

    Çünkü Tolstoy'un dediği gibi: “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar; Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir...”


    Başlarken: İstanbul hakkında birkaç bilgi

    istanbul gezilecek yerler
    • İstanbul tarihinin en dikkat çeken özelliği; Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış olması.
    • Yenikapı’da yapılan arkeolojik kazılar ise şehrin tarihinin 8 bin 500 yıl kadar geriye gittiğini gösteriyor.
    • Boğaz çevresindeki konumu İstanbul’u, Asya ve Avrupa arasında bir köprü yapıyor. Bu özelliği sayesinde bile, dünya ölçeğinde nadide bir şehir burası.
    • Bugün İstanbul; kıtaları, kültürleri ve medeniyetleri birbirine bağlayan devasa bir metropol.
    • Şehrin derin ve kadim tarihi, eşine az rastlanır güzellikteki doğası ile bütünleşerek İstanbul’u daha da eşsiz kılıyor.
    • Yaz kış pek çok festivale ev sahipliği yapan İstanbul, daima renkli ve eğlenceli bir etkinlik takvimi de vadediyor.

    Şehre ziyaretinizi planlamak için vakit kaybetmeden İstanbul uçak bileti rezervasyonunuzu gerçekleştirin!


    İstanbul gezilecek yerler: Tarih ve kültür dolu bir rehber

    istanbul gezilecek tarihi yerler

    İstanbul gibi ender bir doğaya ve tarihe sahip bir şehre ilgi her zaman çok büyük. Yaz kış ziyaretçi ağırlayan bu imparatorluklar başkentini doya doya gezmek için İstanbul gezilecek yerler listenizi de titizlikle hazırlamanız elzem. Bu muhteşem şehri keşfetme serüveninizde seyahat rehberimizin yol arkadaşınız olmasına izin verin. Kentte geçireceğiniz süre boyunca tarihi yerleri, müzeleri ve doğal güzellikleri keşfedin. Hazırsanız başlayalım!

    İstanbul’un kalbi: Sultanahmet Meydanı

    İstanbul’un en önemli meydanlarından biri Sultanahmet. Bizans döneminde araba yarışları yapılacak şekilde düzenlenen meydan, İstanbul’un fethinden sonra “At Meydanı” adı ile at yarışlarının ve cirit oyunlarının yapıldığı bir yer olarak varlığını sürdürüyordu. Ayasofya, meydana adını veren Sultan Ahmet Cami, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Arasta Çarşısı, Yerebatan Sarnıcı da meydan civarında yer alıyor. Dolayısıyla tek bir günde bu yerlerin tamamını gezmek mümkün.

    Dahası meydan; Antik Yunan anıtı olan Yılanlı Sütun’a, Alman Çeşmesi’ne ve Mısır’dan getirilen Dikilitaş’a da ev sahipliği yapıyor. Dolayısıyla Sultanahmet Meydanı’na geldiğinizde birden fazla tarihi ve kültürel noktayı kısa kısa yürüyüşlerle ziyaret edeceksiniz. Günümüzde bir buluşma yeri olarak da işlev gören meydan, tarihten kalan yapılarıyla turistlerin İstanbul gezilecek yerler listelerinde başı çekiyor.

    Ayasofya: Bin yıllık tarihin izinde

    Yukarıda saydığımız ve Sultanahmet Meydanı bölgesinde yer alan tarihi yapılardan birini, Ayasofya’yı biraz daha detaylandıralım. Ayasofya, günümüze kadar ayakta kalmayı başaran bir mimari harikası. Eski İstanbul’un merkezi Tarihi Yarımada’da bulunan ve Bizans döneminde katedral olarak inşa edilen Ayasofya, 1453’teki fetih ile beraber Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürüldü. 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlanan yapının, 2020 yılında ise Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılması kararlaştırıldı. Günümüzde hâlâ ziyaretçi kabul eden Ayasofya, gerek dini gerek mimari olarak büyük ilgi görüyor.

    Bir Mimar Sinan şaheseri: Süleymaniye Cami

    Mimar Sinan’ın “kalfalık eseri” olarak tanımladığı Süleymaniye Cami’nin inşası 16. yüzyıla tarihleniyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle inşa edilen cami, klasik Osmanlı mimarisini en iyi şekilde göreceğiniz yapılar arasında. Yapı dört minareden oluşuyor ve bir dizi üstün mimari ögesi ile adından söz ettiriyor: Bir ana kubbesi, iki yarım kubbesi ve iki çeyrek kubbesi ile on küçük kubbesi bulunuyor. Ayrıca kubbenin içinde yer alan 50 cm boyundaki 64 adet küp hassas bir akustik meydana getiriyor. Haftanın tüm günleri açık olan Süleymaniye Cami, Eminönü Meydanı’na da oldukça yakın.

    Topkapı Sarayı: Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi

    Tarihi İstanbul’da gezilecek yerler arasında hiç şüphesiz ki saraylar ayrı bir önem taşıyor. İstanbul’un sarayları arasında ise şehrin fethinin ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460-1478 yılları arasında yaptırılan Topkapı Sarayı ilk sıralarda yer alıyor.

    Sonraki padişahların da ilaveleri ile beraber bugünkü hâlini alan Topkapı Sarayı, Osmanlı döneminde devletin yönetim ve eğitim merkezi olarak faaliyet gösteriyordu. 19. yüzyıl ile beraber devlet protokolü gereklerini karşılayamamaya başlayan saray, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile birlikte 3 Nisan 1924 tarihinden beri müze olarak varlığını sürdürüyor.

    Cumhuriyet’in ilk müzesi olma özelliğini taşıyan Topkapı Sarayı; içindeki yapıları, koleksiyonları ve yaklaşık 300 bin arşiv belgesi ile günümüzde dünyanın en büyük müze-saraylarından biri. Yerli yabancı sayısız ziyaretçinin yoğun ilgi gösterdiği bu tarihi yapıyı görmek için güncel ziyaret bilgilerini incelemeyi unutmayın.

    Makam yeri: Dolmabahçe Sarayı

    İstanbul gezilecek yerler listenize kentin çok değerli bir başka sarayını daha ekleyin: Dolmabahçe Sarayı, antik çağlardan beri gemilerin sığındığı doğal liman görünümündeki bir bölgede yer alıyor. Bölge, 17. yüzyıldan itibaren doldurularak “Dolmabahçe” adıyla padişahların hasbahçesi konumuna geliyor. 19. yüzyıla kadar buraya yaptırılan ahşap köşk ve kasırlar topluluğu olan Beşiktaş Sahil Sarayı kullanışsız hâle gelince, Sultan Abdülmecid döneminde (1839-1861) yıktırılarak yerine Dolmabahçe Sarayı yaptırılıyor. Pek çok padişahı ve Cumhuriyet’in ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk’ü ağırlayan saray; 285 odaya, 44 salona, 68 tuvalete ve 6 hamama sahip. Kıyı boyunca denize paralel uzanan ana yapısı başta olmak üzere Dolmabahçe Sarayı da yoğun ziyaretçi akınına uğruyor.

    Yazlık saray: Beylerbeyi

    İstanbul tarihi yerler listeleri içerisinde sarayların başı çektiğini belirtmiştik. Seyahatinize bu tarihi ve görkemli yapılarla devam etmek isterseniz Beylerbeyi Sarayı’na da mutlaka uğramanızı öneririz. 1863-1865 yılları arasında Sultan Abdülaziz döneminde inşa edilen yapı, aslında bir yazlık saray. Tarihte özellikle yabancı devlet misafirlerinin ağırlanması için kullanılan Beylerbeyi Sarayı, Batı üsluplarının Doğu üslupları ile harmanladığı bir mimari sunuyor. Mısır’dan getirilen hasırlarla kaplı taban döşemeleri, Türk-Hereke yapımı halılar, Fransız Baccarat kristalinden avizeler ile Çin, Japon, Fransız, Alman ve Türk porseleni vazolar bunun en önemli örnekleri arasında. Ayrıca saraya bağlı ek yapı ve bahçeler de bölgeyi çok daha zengin kılıyor. Üsküdar’da bulunan sarayı İstanbul gezilecek yerler programınızı oluştururken es geçmeyin. Üsküdar gezilecek yerler listemizi inceleyerek semtte göreceğiniz diğer yerleri de belirleyin.

    Saint Antoine Katolik Kilisesi

    İstanbul’un en büyük ve cemaati en geniş Katolik Kilisesi olan Saint Antoine (Sent Antuan), Beyoğlu’ndaki İstiklal Caddesi üzerinde Galatasaray’dan (Galatasaray Lisesi tarafında) Tünel’e doğru giderken solda kalıyor. Yerli yabancı sayısız turistin ziyaret ettiği bu 20. yüzyıl yapısı, dikkat çekici mimarisi ile hafızalara kazınıyor. Yeni gotik stilde inşa edilmesi, iç mekan yüksekliği 23 metreyi bulması en bilinen mimari özellikleri arasında. Üstelik Beyoğlu’nda, yani şehrin en canlı ve kalabalık bölgesinde konumlandığı için Saint Antoine Kilisesi’ne ziyaretler yaz kış popülerliğini koruyor. İstanbul gezilecek yerler listenize mutlaka eklemeniz gereken yapıyı, Beyoğlu turunuz esnasında ziyaret etmeyi unutmayın.

    İstanbul Boğazı’nın incisi: Kız Kulesi

    İstanbul’un kuleleri de başlı başına turistik destinasyonlar arasında. Bu kadim şehirdeki ziyaretiniz, Kız Kulesi’ni görmeden bitmiş sayılmaz. Günümüzde bir anıt eser olan kulenin tarihi M.Ö. 5. yüzyıla kadar gidiyor. Size İstanbul’un büyüsünü derinden hissettirecek bu yapı, türlü efsanelere de konu oluyor. İstanbul Boğazı’nda yalnız başına günlerini geçirirken karşısına çıkan Galata Kulesi ile olan aşkı, en meşhur anlatılardan biri. Kulenin zarafetini dışarıdan görmekle de kalmayın. Karaköy Ziraat Bankası önünde yer alan iskeleden tekne seferleri ile kuleye ayak basın. Müze bölümüne girip tarihin derinliklerinde dolanın ve ardından kafeterya bölümünde kendinize güzel bir Türk kahvesi söyleyip eşsiz Boğaz’ı seyre dalın… Güncel tekne seferleri ve ziyaret bilgilerini öğrenip plan yapmaya başlamanın tam zamanı!

    Şehri tepeden izleyen yer: Galata Kulesi

    Kız Kulesi ile aşk dolu efsanelere konu olan Galata Kulesi, şehri tepeden izlemek için en etkileyici yerlerden biri. Bizans İmparatorluğu döneminde Cenevizliler tarafından inşa edilen bu görkemli kule, yüzyıllardır şehrin en ikonik yapıları arasında. Ayrıca yaklaşık on altı yüzyıl başkentlik yapan İstanbul’un sayısız izini bünyesinde barındırıyor. En üst katı ise şehrin en güzel panoramik manzaralarından birini vadediyor. 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilmesi de hiç şaşırtıcı değil. Tarihi İstanbul semtleri arasındaki Beyoğlu’nda bulunan kuleye çıkıp eşsiz manzara fotoğrafları çekmeyi, sergi ve kültürel faaliyetlere katılmayı ihmal etmeyin!

    Yerel, otantik, aktüel: Kapalıçarşı

    İstanbul gezilecek yerler listenize bu tarihi alışveriş noktasını da mutlaka eklemenizi öneririz! İstanbul’un tarihi alışveriş noktası ve ticaret merkezi olan Kapalıçarşı’nın kökleri, 15. yüzyıla kadar gidiyor. Günümüzde ise şehre gelen turistler; mücevherlerden kilimlere, İstanbul işlemeli kumaşlardan antikalara kadar pek çok alışveriş için Kapalıçarşı esnafına uğruyor. Ayrıca burası dünyanın hem en eski hem de en büyük alışveriş merkezlerinden biri. Zira 45 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu çarşıda 4 bine yakın dükkân var. İlk defa ziyaret edenlerin, çarşının içinde biraz yolunu şaşırması mümkün. Ancak bunun bile tarihi ve kültürel bir deneyim olarak tadını çıkarın, deriz. Geçmişten gelen pazar geleneğinin havasını solurken ticaret ve alışverişin nasıl kültür ve tarih ile iç içe geçtiğini göreceksiniz.

    Baharat ticaretinin kalbi: Mısır Çarşısı

    Söz İstanbul’un çarşılarından açılmışken, Tarihi Mısır Çarşısı’na da özel bir parantez açmak gerek. Yapımına 1660 yılında başlanan Mısır Çarşısı, Mısır’dan gelen eşya ve baharatların satılması nedeniyle 18. yüzyılın ortalarından itibaren bu adı alıyor. Birbirinden leziz ürünler ve hediyelik eşyalar satın almak için hem turistlerin hem kent sakinlerinin en sık ziyaret ettiği yerlerden biri burası. Bunlar arasında baharatlar ilk sırada yer alsa da kahveden lokuma, çaydan kuruyemişe, takıdan el işlerine kadar zengin bir ürün ağı da öne çıkıyor. Tabii ki iş sadece alışveriş ile sınırlı değil. Buraya kadar gelmişken bu altı kapılı çarşıdaki mimariyi keşfetmekten de geri kalmayın.


    Boğaz ve çevresi

    istanbul bogazi ve cevresi

    Karadeniz’i Marmara Denizi’ne bağlayan İstanbul Boğazı, Asya ve Avrupa’yı da birbirinden ayırıyor. Klasik anlamda Asya ile Avrupa arasındaki sınır kabul edilen Boğaz, birbirinden eşsiz manzaralara gebe olmakla kalmıyor. Civarındaki tarihi semtler ve bölgeler ile birleşince İstanbul’un neden nadide bir şehir olduğunu anlamamızı da sağlıyor. 30 km uzunluğa sahip olan İstanbul Boğazı, namıdiğer Bosphorus; Karadeniz’e kıyısı olan Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya ve Ukrayna için de diğer denizlere açılmanın tek yolu. Kent tarihinin adeta göbeğine oturan Boğaz; aynı zamanda İstanbul yalılarının, saraylarının, konaklarının da merkezi. İstanbul gezilecek yerler programınızı oluştururken Boğaz ve çevresini ilk sıraya koymaktan çekinmeyin. Şimdi gelin; unutulmaz bir Boğaz turundan, Ortaköy’den ve daha fazlasından konuşalım.

    Boğaz turu: İstanbul Boğazı’nda eşsiz bir yolculuk

    Şehrin doğası ile tarihinin kaynaştığı harika bir Boğaz turu yapmadan olur mu? Boğaz’ın sularında unutulmaz bir tura katılmak için iki seçeneğiniz var: Şehir Hatları’nın turlarına katılmak ya da özel tekne kiralamak. Şehir Hatları’nın Boğaz turları, uzunluğuna ve konseptine göre üçe ayrılıyor. Uzun Boğaz turu; Eminönü, Beşiktaş, Üsküdar, Kanlıca, Sarıyer, Rumeli Kavağı ve Anadolu Kavağı arasında gidip geliyor ve tüm yolculuk yaklaşık 2 saat sürüyor. Kısa Boğaz turu ise Eminönü, Üsküdar, Ortaköy arasında gerçekleşiyor. Son olarak eski zamanların İstanbul’u misali “mehtaba çıkmak” için mehtap gezisi turlarına da katılmanız mümkün. Bunlar akşamları Bostancı, Kadıköy, Eminönü, Üsküdar, Beşiktaş, Rumeli Kavağı, Anadolu Kavağı durakları arasında gidip geliyor. Güncel durak ve sefer bilgilerini Şehir Hatları’nın resmi sitesinden öğrenmeyi unutmayın. Özel tekne kiralayarak Boğaz turu yapmak da mümkün. Birçok tur firması; özel tekne turu ile İstanbul’un tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmeye olanak tanıyor. Ayrıca talebe göre teknede düğün, evlilik teklifi vb. organizasyonlar da gerçekleştiriliyor.

    Ortaköy: Tarihi ve moderni buluşturan semt

    Boğaz’ı iliklerinize kadar hissedeceğiniz en iyi yerlerden biri hiç şüphesiz ki Ortaköy. Boğaz’ın kıyısında ve son derece hareketli bir semt olan Ortaköy, Beşiktaş ilçesinin de ayrılmaz bir parçası. Bölgeyi keşfetmenin en güzel yolu ise yürümek! Bunun için bir tramvaya binip Kabataş durağına inmenizi, ardından Boğaz boyunca Ortaköy’e yürümenizi öneririz. Çünkü bu yürüyüş hattında karşınıza öyle yerler çıkacak ki! Dolmabahçe Sarayı, Resim Müzesi, Deniz Müzesi, ünlü Barbaros Meydanı, Büyük Mecidiye Cami… Üstelik tüm bu yürüyüşünüz boyunca sağ tarafınız, Boğaz’ın ihtişamı ile size bakıyor olacak. Yaklaşık 1 saatlik yürüyüş mesafesi olduğundan güzel bir mekânda soluklanıp kahvenizi de yudumlamanızı öneririz.

    Artık Ortaköy’e geldiniz. İstanbul’da gezilecek yerler arasında daima popülerliğini koruyan bu semtte yapılacak ilk şey meydanı ve deniz kenarını gezmek. Deniz kenarındaki balık restoranlardan birine oturabilir veya Boğaz’ın güzel manzarasının keyfini de çıkarabilirsiniz. Büyük Mecidiye Cami (Ortaköy Cami) ise bölgede mutlaka gitmeniz gereken dini ve tarihi bir yapı. Hemen sahil tarafında bulunan cami, İstanbul siluetinin simgelerinden biri. Sahile yakın canlı sokakları, hediyelik eşya ve antika dükkanlarını da keşfetmeden dönmeyin. Ayrıca buradaki meşhur kumpircilere giderek kendinize leziz bir kumpir de söyleyebilirsiniz. Kültürün ve tarihin izinden gitmek için Esma Sultan Yalısı, Tarihi Ortaköy Hamamı, Ayios Fokas Kilisesi, Surp Krikor Lusavoric Ermeni Katolik Kilisesi, Etz Ahayim Sinagogu’na da gidebilirsiniz. Her biri yüzyıllar öncesine dayanan bu yapılar, İstanbul turistik yerleri arasında da öne çıkıyor.


    Doğal güzellikleri ile İstanbul’da gezilecek yerler

    istanbul gezilecek dogal yerler

    Şehrin bitip tükenmeyen tarihini, kültürünü keşfederken doğasını da ihmal etmeyin. Evet, İstanbul büyük bir metropol olmasına karşın huzur bulacağınız eşsiz tabiatı ile de adından söz ettiriyor. Adalar’dan ormanlara kadar şehrin dört bir yanında doğa gezisini yapacağınız yerler de var. Yazı ayrı, kışı ayrı güzel olan bu noktaları da İstanbul gezilecek yerler listenize eklemenizi öneririz. İşte şehrin eski fotoğraflar kadar güzel doğal alanlarından bazıları!

    Emirgan Korusu: Boğaz kıyısında doğal bir cennet

    Sarıyer ilçesine bağlı Emirgan semtinde yer alan Emirgan Korusu, İstanbul Boğazı’nın kıyısında sizi pitoresk manzaraları seyretmeye çağırıyor. Yeşilin her tonunu sunan koru, tertemiz orman havasını içinize çekmeniz için biçilmiş kaftan. Kocaman ağaçların, çiçeklerin, sevimli sincapların arasında bir gezintiye çıkacağınız Emirgan Korusu’nda günümüze kadar ulaşan 3 köşk de bulunuyor: Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk. Şehrin bu kadar içinde dingin bir doğanın tadını çıkarırken kendinizi köşklerin mimarisini keşfetmeye bırakın. Ardından Pembe Köşk Sosyal Tesisleri’nde çayınızı, kahvenizi yudumlarken zamanı durdurup ânın tadını çıkarın…

    Adalar’ın en büyüğü: Büyükada

    İstanbul’da gezilecek doğal yerler denildiğinde hepimizin gözü oraya döner: Büyükada! İstanbul Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada’ya daha varmadan tatil havasına girersiniz. Vapur sizi bir bir diğer adaların önünden geçirirken Büyükada’ya ulaşmak için daha da sabırsızlanırsınız. İskelede seferinizi beklerken şehrin gördüğünüz o canlı ve hareketli hayatı, yerini huzur dolu bir doğanın sessizliğine bırakır. Dünyanın geri kalanından izole olan Büyükada; eşsiz lezzetler sunan restoranları, ahşap evleri ve tabii ki güler yüzlü sakinleri ile ünlü. Tüm bu iyilik hâli eşliğinde yürüyerek, bisiklet kiralayarak ya da elektrikli araçlara binerek adayı keşfetmeye başlayabilirsiniz. Zorlu bir yokuşu çıktıktan sonra ulaşacağınız Aya Yorgi Kilisesi, nostaljik Dilburnu Tabiat Parkı, “Çalıkuşu” romanının yazarı ünlü edebiyatçı Reşat Nuri Güntekin’in evi Büyükada’da mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. Gerisini de hayal gücünüze ve adanın sizi çıkaracağı sokaklara bırakın!

    Belgrad Ormanı: İstanbul’un yeşil cenneti

    İstanbul’un yeşil kalesi Belgrad Ormanı ise şehrin bu kadar içinde devasa bir doğal cennet sunduğundan ayrıca hayranlık verici. Sarıyer’in arkalarında ve Eyüpsultan semtinin kuzey tarafında kalan Belgrad Ormanı, kent sakinlerinin en popüler hafta sonu kaçamaklarından biri. Dahası çok sayıda kuş, sürüngen ve memelinin de doğal yaşama alanı. İrili ufaklı pek çok akarsuya ev sahipliği yapması da şehrin bu kadar içinde olduğunu düşünürsek Belgrad Ormanı’nı katbekat değerli kılıyor. Yürüyüş parkurlarından birini seçip kuş cıvıltıları eşliğinde yürüyebilir, tarihi su bentlerini görebilir ya da işletmelerden birinde soluklanabilirsiniz. Dört mevsim ayrı güzel olan orman, pek tabii ki ilkbahar ve yaz aylarında çok daha yoğun bir ziyaretçi akınına uğruyor.


    Tarih, kültür ve sanatın izinde: İstanbul’un müzeleri

    istanbul muzeleri

    İstanbul gezilecek yerler listenizde müzelere de özel bir yer açmanız gerek. Farklı dönem ve konulara eğilen bu müzeler, şehri yakından tanımanız için müthiş kültür alanları. Seyahatinizin bir bölümünü müzelere ayırarak kültür turizmine odaklanmanızı öneririz. Ek olarak pek çok müzenin, şehrin tarihi ve turistik noktalarına yakın olmasını da bir avantaj olarak kullanın. Şimdi gelin, İstanbul rehberimizin son faslında müzelere de bir bakalım.

    Türkiye’nin ilk müzesi: İstanbul Arkeoloji Müzeleri

    İstanbul Arkeoloji Müzeleri üç ana birimden oluşuyor. Bunlar; Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi. Çeşitli kültürlere ait bir milyona yakın eserin bulunduğu bu müzeler kompleksinde neler yok ki! Türk çini ve seramik örnekleri, Antik Çağ heykelleri, Mısır eserleri, Selçuklu ve Osmanlı eserleri bunlardan yalnızca bazıları. Osman Hamdi Bey Yokuşu, Gülhane’de yer alan müzeye T.C. vatandaşları Müzekart ile girebiliyor. Müzenin yaz ve kış sezonuna göre güncel ziyaret saatlerini, hangi bölümlerinin açık olup olmadığını resmî kaynaklardan öğrenmenizi öneririz. Çünkü bu bilgiler dönem dönem değişkenlik gösteriyor.

    Zengin bir kültür sanat birikimi: Sakıp Sabancı Müzesi

    Kitap sanatları ve hat, resim, dekoratif ve arkeolojik eserlerin koleksiyonlarını, arşivlerini görmek için en doğru adreslerden biri kesinlikle Sakıp Sabancı Müzesi. İstanbul’da Boğaziçi’nin en eski yerleşimlerinden Emirgan’da yer alan müze; çok zengin bir koleksiyona sahip. Ayrıca geçici sergileri, konser ve seminerleri, eğitim programları ile de İstanbul’daki oldukça kapsamlı bir kültür durağı. Resim ve heykel koleksiyonu içerisinde erken dönem Türk resminin seçkin örnekleri ile Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde İstanbul’da çalışmış yabancı sanatçıların eserleri sergileniyor. Arkeolojik eserler içerisinde ise yirmi iki adet taş eser var. Sakıp Sabancı Müzesi pazartesi günleri, Ramazan ve Kurban Bayramı’nın birinci günü ile 1 Ocak’ta kapalı. Bunun dışında her gün 10.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyarete açık olup salıları ise ücretsiz.

    Çağdaş sanatın peşinde: İstanbul Modern

    Türkiye ve dünyadan çağdaş sanat sergilerini toplumla buluşturan İstanbul Modern, her dönem oldukça kapsamlı bir etkinlik takvimi sunuyor. Sanat tarihindeki değişimleri tematik bir şekilde sunmayı amaç edinen mekân, bir dizi süreli sergisi ile sanatseverlerin en uğrak noktalarından biri. Ağırlıklı olarak görsel sanatların öne çıktığı bu popüler kültür noktasında fotoğraf koleksiyonu da adından sıkça söz ettiriyor. Müze Tophane İskele Caddesi’nde yer alıyor olup pazartesi günleri, 1 Ocak’ta ve dini bayramların ilk günlerinde kapalı. Bunun dışında salı, çarşamba, perşembe, cumartesi, pazar günleri 10.00-18.00 saatleri arasında ve cumaları 10.00-20.00 arası ziyarete açık. Ayrıca her perşembe saat 10.00-14.00 arası Türkiye’de ikamet eden ziyaretçilere ücretsiz. İstanbul gezilecek yerler programınızda çağdaş sanata da yer açmak için mutlaka İstanbul Modern’i listenize ekleyin, deriz.

    Şehirdeki unutulmaz seyahatinizin sonuna geliyorsanız, şimdi sıra İstanbul’a yakın 8 günübirlik rotayı keşfetmekte!

    *Blogumuzda yer alan bu yazının tarihi bazı güncellemelerden dolayı yeni görünüyor olabilir. Yazının içeriği yazarın kendi görüşünü yansıtmaktadır ve yazıda yer alan fiyat, ulaşım gibi bazı bilgilerin değişmiş olması mümkündür. Göz önünde bulundurmanızı rica ederiz.

    Bunlar da var!