More

    24 saatte Viyana

    Avrupa’nın tarih kokan şehri Viyana, nesiller boyunca medeniyetin beşiği olarak adlandırıla gelmiş. Sokaklarında büyük düşünürlerin, mükemmel müzisyenlerin, yaratıcı yazarların dolandığı, büyük acılarla beraber sanatı ve kültürü de bünyesinde saklayan bir şehir Viyana. Görülecek elbette çok şey var ancak, Hitit dilinde “Şarap” manasına gelen Viyana’ya yalnızca bir günlüğüne gidiyorsanız birçok yeri ziyaret edebilmeniz de olası. İşte Viyana’da bir güne yayabileceğiniz beş aktivite ve ziyaret edebileceğiniz yerler:


    1. Tuna Kulesi

    Kahvaltıdan sonra, görüş alanınızda eşsiz bir manzara ile sabah kahvenizi yudumlamak ve anın tadını çıkartmak ister misiniz? Öyleyse sizi yerden yaklaşık 170 metre yükseğe, Tuna Kulesi’ne alalım. Toplam 252 metre yükseklikteki Tuna Kulesi, özgün ismiyle “Donauturm”, şehrin yirmi ikinci bölgesi Donaustadt’ın sınırları içinde yer almakta ve Avusturyalı mimar Hannes Lintl tarafından tasarlanıp 20 ay gibi kısa bir zaman dilimi içerisinde inşa edilmiş. 16 Nisan 1964’te açılan ve dünyanın en yüksek 75 kulesi arasında bulunan Tuna Kulesi’ne ayrıca “bungee jumping” yahut “brunch” için tırmanabilir veya restoranında yemek yiyebilirsiniz. Kulenin gözlem terasından izleyebileceğiniz şehir manzarası ise harikulade.


    2. Le Troquet ve Volksgarten

    Yok, ben hiç o kadar yükseğe çıkamam, zaten macerayı da hiç sevmem!” diyenlerdenseniz, yani ayaklarım yere bassın da mükemmel tatlar başımı döndürürken bir de yükseklikle uğraşmayayım diye düşünenlerdenseniz, size Le Troquet adlı ufak ve sevimli mekanı önerebiliriz. Fransız filmlerinden fırlamış gibi görünen bu harika kafe/restoranda kahvenizi içtikten ve akabinde yakınlardaki Volksgarten’de gezinip temiz havanın tadını çıkardıktan sonra, meşhur Hofburg Sarayı’nı ziyaret etmek yapacaklarınız arasında olmalı.


    3. Stephansdom

    Viyana’nın en büyük meydanı St. Stephanplatz’ı, dahası “Vampire the Masquerade” adlı oyunda da ismi geçen mükemmel St. Stephen’s Katedrali’ni, orijinal adıyla “Stephansdom”u ziyaret ediniz. Bin yaşındaki bu fevkalade büyüklükteki kilisenin girişinde, doğurganlığı simgelediği söylenen iki adet küçük heykel bulunmakta. Şehrin her yerinden görülebilen katedralin dar merdivenlerden tırmanarak kulesine çıkıp fevkalade Viyana manzaralarına nail olabilir, fotoğraf için çok iyi kareler yakalayabilirsiniz. Daha önce var olan iki eski kilisenin yıkıntıları üzerine 1147 senesinde inşa edilmiş olan Stephansdom’a, rivayete göre 1683’te gerçekleşen İkinci Viyana Kuşatması sırasında binden fazla top isabet etmiş. Katedralde bulunan “Pummerin” adlı devasa çan da, kuşatmanın ardından Türk ordusunun attığı yaklaşık 200 adet topun eritilmesiyle yaratılıp şekillendirilmiş.


    4. St. Stephanplatz, Wienfluss ve Mozart

    Katedralden çıktıktan sonra, şehrin en meşhur ve işlek caddelerinden biri olan St. Stephanplatz’da dolanıp bazıları asırlar önce inşa edilmiş Barok binalara, İsa Mesih’in heykeline, hediyelik eşya dükkanları dahil onlarca mekana ve restorana rastlayabilir, sevdiklerinize veya kendinize Viyana hatırası hediyeler satın alabilirsiniz. Ardından “Wienfluss” yani Viyana Nehri kıyısında yürüyüşe çıkabilir, köprüleri takip ederek ufak ama şık kafe/barlarda soluklanabilir ve gününüzü gözden geçirebilir, hatta kafe/bardaki Viyanalılar ile sohbet edebilirsiniz. Viyana’da uğramanız gereken bir başka yer de Mozarthaus. Wolfgang Amadeus Mozart’ın 1784 ile 1787 yılları arasında ikamet ettiği ev, şimdi müze olarak kullanılmakta. Sabah 10’dan akşam 7’ye kadar açık olan müzeye giriş için 10 Euro ücret ödüyorsunuz. Mozart’tan bahsetmişken, Viyana’dan önce 1984 yapımı bol Oscar ödüllü Milos Forman filmi “Amadeus”a bir göz atmanızı tavsiye edebiliriz.


    5. Schnitzel

    Herhangi bir Viyanalı’ya sorduğunuz zaman alacağınız ilk cevabı biz de verelim: Figlmüller! Schnitzel ve patates salatasıyla kendinize ziyafet çekebileceğiniz bu restoran öyle meşhur ki, yer bulmak zor olabiliyor. Tavsiye edebileceğimiz bir başka yer ise Zwölf-Apostelkeller adlı otantik restoran. Fakat fazla zamanınız kalmadıysa (ya da yemeğe daha az, gezintiye daha çok vakit ayırmak niyetindeyseniz), sandviç ekmeği içinde Schnitzel yahut Viking (görünüş olarak Schnitzel’e benzese de balık etinden yapılıyor) satın alabileceğiniz dükkanlara rastlamanız da mümkün.


    Viyana’yı ziyaret etmeden önce

    İzleyin

    Richard Linklater’ın yazıp yönettiği, Julie Delpy ve Ethan Hawke’nin başrollerini paylaştığı “Before Sunrise”, trende tanışan iki gencin Viyana’da geçirdiği romantik bir geceyi anlatıyor. Çok iyi eleştiriler alan ve başrollerinin doğal oyunculuğuyla güçlenen film, fona Viyana’yı koyduğu için tavsiyemizdir.

    Dinleyin

    Tamam, “Mozart dinleyin!” demeyeceğiz. Onun yerine son derece eğlenceli bir grup olan “Mother’s Cake”yi dinleyin. Alternatif/funk rock türünde müzik yapan üçlünün, ilk bakışta Viyana’nın karanlık atmosferine uymuyor gibi görünse de bir süre sonra tuhaf bir biçimde şehirle müsemma olan şarkılarına rastlamak olası.

    Okuyun

    İskoç asıllı yazar William Boyd’un 1913 Viyanası’nda geçen romanı “Waiting for Sunrise”, Graham Greene’in kaleminden “The Third Man” veya Sarah Gainham’ın yazdığı “Night Falls on the City” okuyacağınız kitaplardan biri/birkaçı olabilir.

    *Blogumuzda yer alan bu yazının tarihi bazı güncellemelerden dolayı yeni görünüyor olabilir. Yazının içeriği yazarın kendi görüşünü yansıtmaktadır ve yazıda yer alan fiyat, ulaşım gibi bazı bilgilerin değişmiş olması mümkündür. Göz önünde bulundurmanızı rica ederiz.

    Bunlar da var!