More
    Ana SayfaSeyahat fikirleriDoğaAfrika'da Vahşi Yaşam: En iyi safari noktaları

    Afrika’da Vahşi Yaşam: En iyi safari noktaları

    Günlük yaşamımızın birçok anında, çevremizdeki doğal güzelliklere tanık oluyor ve canlılarla etkileşime geçiyoruz. Çoğu zaman doğada gördüklerimiz karşısında büyüleniyoruz. Eğer hiç bilmediğiniz canlı yaşamlarını keşfetme arzusuyla dolup taşıyorsanız, sizi bu sefer Afrika’ya safariye götürüyoruz!

    Turkish Airlines Blog
    Turkish Airlines Blog

    Yazar ekibimiz tarafından yönetilen bu hesapla, seyahat tutkunları ve keşif meraklılarının keyif alacağı blog içerikleri üretiyoruz.

    Özenle hazırladığımız içeriklerimiz aracılığıyla ilham vermeyi, bilgilendirmeyi, heyecanlandırmayı, eğlendirmeyi ve küçük ipuçları ile yolculuğunuzu kolaylaştırmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda yola çıkmanın yenileyici ve özgürleştiriciliğini sizlere tekrar hatırlatmak istiyoruz.

    Çünkü Tolstoy'un dediği gibi: “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar; Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir...”


    Afrika’da safari deneyiminin tarihi

    Afrika’da safari kavramı ilk kez bugün Tanzanya, Kenya, Uganda ve Mozambik ülkelerinin olduğu bölgede yaşayan Swahili halkı tarafından ortaya atıldı. Terim Arapça yolculuk anlamına gelen “safar” kelimesinden türemişti. 19. yüzyılda Avrupalı kaşiflerin, maceracıların ve avcıların büyük hayvanları avlamak için Afrika kıtasına seyahat etmesi ile safari yaygınlaştı. Bu dönemde “safari”, vahşi doğada avlanmak için yapılan uzun yolculukları tanımlıyordu. 20. yüzyılın başlarında av safarileri nedeniyle doğal kaynaklar büyük ölçüde azaldı ve birçok vahşi hayvan türü, neslinin tükenmesi tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. İlerleyen süreçte, bağımsızlığını kazanan devletlerde doğayı koruma bilinci arttı. Vahşi yaşamı korumak adına doğayı koruma alanları oluşturuldu. Benimsenen yeni ekolojik yaklaşımlar sayesinde safari, avcılıktan bağımsız, “vahşi yaşam gözlemi” olarak yeniden tanımlandı. 


    Afrika’da safari yapılacak en iyi ülkeler

    Safarinin doğduğu Afrika, vahşi yaşamı gözlemlemek için benzersiz fırsatlar sunuyor. Kenya Masai Mara’nın “Büyük Göç”üne tanıklık ederken, Tanzanya’nın Serengeti’sinde avının peşinden koşan avcılar adrenalin dolu dakikalar vadediyor. Güney Afrika’nın Kruger Ulusal Parkı’nda meşhur Büyük Beşli’yi yakından görme şansını yakalarken, su safarileriyle ünlü Zambezi Nehri’nde ve Okavango Deltası’nda su içen hayvanların yanından kano ile geçebilirsiniz. Şimdi sizleri doğayla bütünleşmenizi sağlayacak en iyi safari noktaları ile baş başa bırakıyoruz.

    Masai Mara: Büyük göçün izinde

    1.510 km² yüzölçümü ile Kenya’nın güneybatısında yer alan Masai Mara, Afrika’nın en önemli safari noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Sonsuz düzlükler ve altın rengi çayırlar, burada yaşayan yüzlerce vahşi hayvana ev sahipliği yapıyor. Bu bölgenin kendine has bir özelliği daha var: Masai Mara’da her yıl temmuz-ekim ayları arasında “Büyük Göç” gerçekleşiyor. Binlerce zebra, impala, ceylan, antilop ve diğer türler, bu dönemde bolca yağış alan Masai Mara’ya akın ediyor. Bu olağanüstü ortam, tek seferde milyonlarca vahşi hayvanı görme fırsatı sunuyor.

    Serengeti: Afrika’nın kalbinde vahşi yaşam

    Tanzanya’nın kuzeyindeki Serengeti Milli Parkı, Afrika’nın en etkileyici doğal alanlarından biri. 15.000 km² yüzölçümüyle park; geniş savanaları ve uzun düzlüklerinde gezinen yırtıcı hayvanlarıyla safari tutkunlarının gözde durakları arasında. Serengeti, bufalo, fil, su aygırı, çita, leopar ve benekli sırtlan gibi vahşi hayvanlarla dolu olsa da bölge aslan popülasyonuyla öne çıkıyor. 

    Kruger Ulusal Parkı: Güney Afrika’nın vahşi cenneti

    Afrika’da vahşi yaşamın kalbinin attığı safari destinasyonları arasında, özgün doğal güzellikleri ve hayvan çeşitliliğiyle Kruger Ulusal Parkı öne çıkıyor. Park, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin kuzeydoğusunda, Limpopo ve Mpumalanga şehirleri sınırlarında bulunuyor. Safari meraklılarının görmek için can attığı Büyük Beşli’nin (aslan, leopar, fil, bufalo ve gergedan) tüm üyelerine bu parkta rastlayabilirsiniz. Buradaki çeşitlilik bu hayvanlarla sınırlı kalmıyor. Bölgede eş zamanlı olarak deve kuşları ve marabu leylekleri başta olmak üzere 500’den fazla kuş türü, çeşitli kurbağa ve semender türlerindeki amfibiler, timsah ve bukalemun gibi pek çok sürüngen de yaşıyor. Araçlı safarilerin yanında Kruger Ulusal Parkı, sunduğu rehberli yürüyüş turlarıyla ziyaretçilerine Afrika doğasını daha yakından deneyimleme imkânı sunuyor. Sabah erkenden yürüyüşe çıkıp gün doğumunu izleyebilir ve ardından hayvanların en aktif olduğu sabah saatlerindeki hareketliliklerini gözlemleyebilirsiniz. Dilerseniz akşamüstü göl kenarında oturarak benzersiz bir gün batımı izleyebilirsiniz. 

    Okavango Deltası: Botsvana’nın gizemli su dünyası

    Botsvana’daki Okavango Deltası, dünyanın denize dökülmeyen en büyük iç deltası olarak safari deneyimine sıra dışı bir boyut katıyor. Dört bir yanı yemyeşil ağaçlarla ve sulak arazilerle çevrili bu delta, adeta bir vaha gibi pek çok canlıya ev sahipliği yapıyor. Deltanın kristal berraklığındaki sakin sularında kaplan balığı, tilapia ve daha birçok tatlı su balığına rastlayabilirsiniz. Mokoro adlı geleneksel kanolarla çıktığınız turlarda, su aygırlarının suya dalıp çıktığı, fillerin su içip püskürttüğü keyifli anları izleyebilir ve deltadaki doğal yaşamı benzersiz bir perspektiften gözlemleyebilirsiniz.

    Zambezi Nehri ve Victoria Şelalesi: Macera ve safarinin buluştuğu nokta

    Orta Afrika’da Zambezi Nehri üzerinde bulunan Victoria Şelalesi, doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyen ziyaretçilere ihtişamlı bir şekilde karşılıyor. Su safarisinin yaygın olduğu bölgede, tekneyle yeşil ormanlar arasındaki nehrin sakin sularında ilerlerken, Victoria Şelalesi’nin coşkusu yürekleri heyecanla dolduruyor. Burada yırtıcı kuşların su yüzeyine çıkan balıkları göz açıp kapayana dek kaptığı anlara ve su kenarında iki antilobun nazikçe su içtiği dakikalara aynı anda tanıklık edebiliyorsunuz. Kısacası burada doğanın kalp atışlarını dinlerken, huzur ve macera arasındaki ince çizgiyi görebiliyorsunuz.


    Safariye gitmek için en uygun zaman nedir?  

    Bu sorunun cevabı; ziyaret etmek istediğiniz ülkeye ve bölgeye göre değişmekle birlikte, genel olarak kurak sezon döneminde (Haziran, temmuz, ağustos, eylül ve ekim ayları) safariye gitmek avantajlıdır. Hayvanlar su kaynaklarına daha yakın yerlerde toplandıkları için sık sık ortaya çıkarlar. Bu sebeple kurak sezonda safariye çıkmanız, daha tatminkar bir safari deneyimi yaşamanızı sağlayabilir.


    Safari fotoğrafçılığı: En iyi anları yakalayın

    Safari, belki de hayatınızın en unutulmaz seyahatlerinden biri olarak zihninize kazınacak. Safari fotoğrafçılığı, bu eşsiz seyahati ölümsüzleştirmenin en iyi yolu.

    Eğer safari fotoğrafçılığına merakınız varsa, seyahatiniz sırasında iyi kareler yakalayabilmeniz için dikkat etmeniz gereken bazı detayları sıralıyoruz:

    • Uzun odaklı lenslerin takılabileceği aynasız fotoğraf makinesi tercih edin.
    • Kameranızın ışığa olan duyarlılık düzeyini, enstantane hızı ve diyafram değerlerini iyi ayarlayın. Hızlı hareket eden hayvanlar için yüksek enstantane hızı kullanın.
    • Doğadaki nesneleri karenize yerleştirerek fotoğrafınıza derinlik katın ve güzel kompozisyonlar oluşturun.
    • Doğal ışığı en iyi şekilde değerlendirin. Altın saatlerde (güneş doğarken veya batarken) fotoğraf çekmek idealdir.
    • Farklı açılardan çekim yapın. Alçak açılar, hayvanları daha etkileyici gösterir.
    • Sakinliğinizi koruyun, hayvanları rahatsız etmemek için sessiz olun ve ani hareketlerden kaçının.
    • Hayvanların davranışlarını iyi gözlemleyin. Bu, iyi ve doğru anları yakalamanıza yardımcı olur.

    Safari turu planlama: Dikkat edilmesi gerekenler

    Safari turu planlamadan önce dikkate alınması gereken birkaç önemli unsur, deneyiminizi hem keyifli hem de güvenli hale getirecektir. İşte safari turu öncesinde göz önünde bulundurmanız gereken bazı temel noktalar:

    Güvenlik: Safari sırasında güvende olmak için bölgedeki kurallara ve rehberin uyarılarına dikkat etmelisiniz. Özellikle yırtıcı hayvanlara yaklaşmamak, sessiz kalmak ve araçtan izinsiz inmemek gibi temel kurallara uymak çok önemli.

    Rehber seçimi: Deneyimli ve bölgeyi iyi bilen bir rehber hem güvenli bir safari deneyimi hem de hayvanları yakından gözlemleme şansı sunar. Yerel kültürü iyi bilen bir rehber, safariyi sizin için daha keyifli ve bilgilendirici hale getirir. Rehberinizi seçmeden önce tecrübelerini iyice araştırın.

    Konaklama seçenekleri: Safari bölgelerinde her bütçeye uygun konaklama seçenekleri var. Lüks kamplardan, doğayla daha iç içe olan minimalist çadırlara kadar birçok alternatif bulabilirsiniz. Bu sebeple konaklamanızı hem konforunuza hem de bütçenize göre seçin.

    Ekipmanlar: Safariye uygun giysiler (doğayla uyumlu renkler, rahat kıyafetler), dürbün, güneş kremi ve şapka gibi temel eşyalar mutlaka yanınızda bulunsun!

    Bütçeleme: Safari turları, konaklama, rehberlik hizmetleri, ulaşım ve ekstra etkinliklerle birlikte ciddi bir maliyet oluşturabilir. Bu yüzden bütçenizi doğru planlayın ve ek maliyetler hakkında bilgi edinin.

    Seyahat sigortası: Safari turları genellikle uzak ve doğayla iç içe bölgelerde yapıldığından dolayı seyahat sigortası yaptırmak önemli. Beklenmedik yaralanmaların ve tıbbi acil durumların oluşabileceğini göz önünde bulundurarak kapsamlı bir sigorta paketi seçin.

    Gerekli aşılar ve sağlık önlemleri: Afrika’nın birçok yerinde sıtma, sarı humma gibi hastalıklara özel aşı zorunluluğu bulunabilir. Turunuzu planlarken, gideceğiniz ülkenin aşı gerekliliklerini öğrenmeyi ihmal etmeyin! Aşılarınızı yaptırarak bölgedeki yaygın hastalıklara karşı kendinizi koruyun.

    *Blogumuzda yer alan bu yazının tarihi bazı güncellemelerden dolayı yeni görünüyor olabilir. Yazının içeriği yazarın kendi görüşünü yansıtmaktadır ve yazıda yer alan fiyat, ulaşım gibi bazı bilgilerin değişmiş olması mümkündür. Göz önünde bulundurmanızı rica ederiz.

    Bunlar da var!