Hatay’a kısa bir ziyaret için ulaştığımda son 12 yılın en çok yağan karı ile karşılaştım. Ulaşım kapalıydı, vatandaşların bir kısmı da bu kadar karı bir arada görmenin sevinciyle sokaklara dökülmüştü. Şehri gezmek pek mümkün görünmüyordu. Ben de bu şartlar altında kendimi yöreye has lezzetleri keşfetmek üzere restoranların sıcak atmosferine bıraktım. Antakya’nın turistik mekanlarını görme şansını kaçırsam da lezzetlerini doyasıya tatma fırsatı buldum.
Lezzet turuma Antakya mutfağının en bilinen lezzeti künefe ile başlamaya karar verdim. Arkadaşlardan tavsiye istediğimde herkes ortak bir öneri de birleşti: Kral! Yurdun kalanında bize Hatay künefesi diye sunulanlardan çok farklı idi buradaki künefe… Gerçek lezzet bu olsa gerek diye düşündüm, fakat daha iyisi olduğunu da gördüm.

Bir diğer lezzet durağım Hatay Sofrası oldu. Antakya’yı anlayabilmek ve tam anlamıyla hissedebilmek için buraya kesinlikle gidilmeli. Samimi bir şekilde görevliler sizleri karşılıyor; lezzetleri tatmanızda ve inceliklerini öğrenmenizde size yardımcı oluyor. İlk kez buralara gelmenin merakıyla, sırayla yöresel yemekleri istedim.
- Nohut ezmesi, tahin, limon suyu, tuz, kimyon ve zeytinyağından yapılan Humus,
- Patlıcan ezmesi ve nar ekşisinden yapılan Ebu Ğannus,
- Buğday ve etten yapılan Aşur,
- Ceviz ve biberden yapılan Muammara,
- Ceviz, et, bulgurdan yapılan Oruk (Antakya usulü içli köfte),
- Lahmacun kıyması ve nar ekşisinden yapılan Kaytaz Böreği,
- Bulgur, tuzlu yoğurt, et ve nohuttan yapılan Yoğurt Aşı,
- Kuzu etinden yapılan Kağıt Kebabı,
- Künefe. On üzerinden on verdiğim bir lezzet… Beni benden aldı, sündürme olayı da cabası.
- Ceviz ve zeytin tatlıları… Bunların da tatlıları mı olur, demeyin. Zeytinin çekirdeği alınıp Antep fıstığı ekleniyor. Cevizi ise hiç böyle görmemiştim. Lezzeti damağınızda kalıyor.

Hatay Sofrası’ndan ayrılmadan zeytinyağı, ceviz reçeli ve sabun alarak sevdiklerinize hediye edebilirsiniz.
Tarihi boyunca farklı medeniyetlerin buluştuğu bu topraklarda doğal olarak her medeniyet kendinde bir lezzet katmış Antakya mutfağına… Örneğin Aşir Hitit uygarlığından miras… Mezelerinde Suriye ve Lübnan mutfaklarının etkisi görülüyor. Bir süre Fransız egemenliğinde kaldığı için Fransız mutfağının, 4 asır boyunca Osmanlı yönetiminde olduğundan Osmanlı mutfağının esintilerine rastlanıyor. Antakya mutfağında çok çeşitli baharat ile nar ekşisi, tuzlu yoğurt, salça biber, su zeyti, zahter ve küflü çökelek gibi yöresel malzemeler kullanılıyor. Antakya mutfağında önemli bir yer tutan bulgurun pilav çeşitlerinden çiğ köfteye geniş bir kullanım alanı var. Antakya mutfağı peynir açısından da zengin; keçi peyniri, sünme peynir, cara peyniri, çökelek, tuzsuz künefe peyniri, örme peynir gibi zengin bir çeşitlilik karşımıza çıkıyor. Nar ekşisi Antakya yemeklerinin ve salatalarının vazgeçilmezi… Su zeyti denilen, geleneksel biçimde ve güçlükle üretilen zeytinyağı ise bölgenin kıymetlisi, salata ve yemeklere lezzet veriyor.
Lezzet meraklılarına duyurulur: Tarihi yerleşim yeri, dini ve kültürel güzellikleriyle ön plana çıkan Hatay, mutfağı ile de keşfedilmeyi hak ediyor!