More
    Ana SayfaSeyahat fikirleriTarihBir çağı inşa eden deha: Mimar Sinan eserleri

    Bir çağı inşa eden deha: Mimar Sinan eserleri

    Sözü, imgeyi ve matematiğin ilahi niteliklerini neredeyse kusursuz mekânlara dönüştüren bir deha Mimar Sinan. Osmanlı İmparatorluğu’nun Mimarbaşı Sinan’ın pek çok yerde; ama özellikle İstanbul’da bıraktığı eserler, birbirleriyle kurdukları ilişki ve estetik anlamlarıyla bir bütün oluşturuyor. Bu yazının konusu Türk mimarlık tarihinin en büyük ismi, nam-ı diğer Koca Sinan, Mimar Sinan’ın eserleri. Son olarak bir not: Mimar Sinan’ın hayatı boyunca verdiği 400’e yakın eserin 100’den fazlası, şehr-i şehir İstanbul’da bulunuyor. Neticede İstanbul, diğer pek çok vaadinin yanı sıra bir de bu sebeple ziyaret edilmeyi hak ediyor. Davete icabet etmek isteyen herkes için bir İstanbul uçak bileti tam da burada, sizleri bekliyor.

    Turkish Airlines Blog
    Turkish Airlines Blog

    Yazar ekibimiz tarafından yönetilen bu hesapla, seyahat tutkunları ve keşif meraklılarının keyif alacağı blog içerikleri üretiyoruz.

    Özenle hazırladığımız içeriklerimiz aracılığıyla ilham vermeyi, bilgilendirmeyi, heyecanlandırmayı, eğlendirmeyi ve küçük ipuçları ile yolculuğunuzu kolaylaştırmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda yola çıkmanın yenileyici ve özgürleştiriciliğini sizlere tekrar hatırlatmak istiyoruz.

    Çünkü Tolstoy'un dediği gibi: “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar; Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir...”


    Fihrist:

    Mimar Sinan hakkında birkaç not

    Zarafetin matematiği: Mihrimah Sultan Camii

    Bir yas mabedi: Şehzade Camii

    Bir devrin güç simgesi: Süleymaniye

    Zamana meydan okuyan: Mağlova Kemeri

    Ustalık eseri: Selimiye Camii


    Mimar Sinan’ın hayatı üzerine birkaç not

    Mimar Sinan doğum tarihi kesin olmamakla birlikte 1400’lerin sonunda, Kayseri Ağırnas’ta dünyaya geldi. Baba mesleği olan taş ustalığı ve marangozluğa devam etmeye niyetliydi; ancak işler planlananın biraz dışında gelişti. Yavuz Sultan Selim döneminde devşirme olarak İstanbul’a gelen ve 1512’de Yeniçeri Ocağına alınan Sinan’ın sıra dışı yeteneğinin fark edilmesi uzun sürmedi. Nihayet Sinan, sıkı bir eğitimin ardından Osmanlı ordusunda görev yapmaya başladı. Bir hikâye: 1538’deki Moldova seferinde ordunun Prut Nehri’ni geçmesi gerekiyordu. Bataklık yerde günlerce bir köprü kurulmaya çalışıldı, olmadı. Ardından görev, Damat Çelebi Lütfi Paşa’nın emriyle Mimar Sinan’a verildi. Sinan köprüyü 13 gün gibi kısa bir sürede, kusursuz bir biçimde inşa etmeyi başarmıştı. Bu olay Koca Sinan’ın önlenemez şöhretinin fitilini ateşledi ve Mimar Sinan hayatı boyunca üç Osmanlı imparatoruna mimarbaşı olarak hizmet etti. Sefere gittiği her yeni yerde, farklı mimari tekniklere dikkat kesildi, gözlemleriyle kendi tekniğini geliştirdi ve başarıyla uyguladı. Eserleri olağanüstü bir zihnin hem geometrik hem şairane bir dışavurumu gibiydi. Kim bilir, belki de bu yüzden otobiyografik eseri “Tezkiretü’l-ebniye”yi şair dostu Sâi Mustafa Çelebi’nin kaleme almasını istedi. 

    Mimar Sinan hayatı boyunca 100’e yakını cami, 360’ın üzerinde önemli eserin yanı sıra koca bir “Sinan Çağı”na imza attı. Ustanın yukarıdan bakıldığında pergel görünümünde olan türbesi, bugün “şaheseri” addedilen Süleymaniye Külliyesi’nde yer alıyor. 


    ‘Güneş ve Ay’a övgü: Mihrimah Sultan Camii

    mihrimah sultan camii mimar sinan
    Altın Şehir Üsküdar’da 16. yüzyılda inşa edilen Mihrimah Sultan Camii, İstanbul’un kent peysajında planlı bir kurgu ile birbirini izleyen camilerin ilki.

    Mihrimah Sultan Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’dan olan tek kızı. Dolayısıyla Mihrimah Sultan Camii’nin saray yapılarını andıran tasarımıyla sultanın hanedandaki ayrıcalıklı statüsüne bir övgü niteliğinde olduğu biliniyor. Dersaadet’e ayak basanların ilk durağı, Altın Şehir Üsküdar’da 16. yüzyılda inşa edilen Mihrimah Sultan Camii, İstanbul’un kent peysajında planlı bir kurgu ile birbirini izleyen camilerin de ilki. İsmi “Güneş ve Ay” anlamına gelen bir genç bir Osmanlı sultanının zarafetine yakışır biçimde ışık saçan pencereleri, dantel gibi işlenmiş mimberleri ve ferah terası ile Mihrimah Sultan Camii, Üsküdar Meydanı’nda vakur bir tarihe tanıklık etmeye devam ediyor. 


    Bir yas mabedi: Şehzade Camii

    şehzade camii mimar sinan

    Mimar Sinan eserleri, hanedan mensupları arasındaki hiyerarşi ve mimari adap kodlarının daima gözetilmesiyle de fark yaratıyor. Minarelerde artırılan veya eksiltilen şerefe sayıları, kubbelerin benzer bir mantıkla değişen çapları hiçbir zaman tesadüf değil. Zaten Mimar Sinan eserlerine bakıldığında görülen her şeyin mutlaka bir hesabı olduğu, Sinan’ın işin matematiğini yapmadan taş taş üstüne koymadığı biliniyor. Mimar Sinan’ın İstanbul’daki ilk eseri olan Şehzade Camii’nin (1543-1548), Kanuni Sultan Süleyman’ın 22 yaşında ölen oğlu Mehmet adına yapıldığını duymuşsunuzdur. Mihrimah Sultan’ın da ağabeyi olan şehzade anısına yapılan caminin 19 metre çapında, oldukça yüksek bir kubbesi bulunuyor.  Yıllar sonra yapılan Mihrimah Sultan Camii’nde inşa edilen 12 metre çapındaki kubbe, yukarıda söz ettiğimiz mimari adaba ve hiyerarşiye uygun kesintilerin de bir örneği adeta. Mimar Sinan’ın “çıraklık eserim” dediği Şehzade Camii, ilk çift eksenli ve simetrik cami olma özelliğini taşıyor. Külliye olarak inşa edilen Şehzade Camii’nde ayrıca imaret, medrese, tabhane (bakımevi) ve türbeler de yer alıyor.


    Bir devrin güç simgesi: Süleymaniye Camii

    mimar sinan eserleri Süleymaniye
    Süleymaniye Camii, Muhteşem Süleyman’ın tarihe mâl olan kudreti ve Mimar Sinan’ın zamansız dehasının bir izdüşümü olarak, 465 yıldır İstanbul’u biraz daha güzelleştiriyor.

    Osmanlı dönemi mimarisinin sembol yapılarından biri olan, aynı zamanda Mimar Sinan’ın “kalfalık eseri” Süleymaniye Camii, İstanbul’da bugünkü Fatih ilçesi sınırlarında yer alıyor. Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1551-57 yılları arasında yaptırılan Süleymaniye Camii’nin kubbesi 27,5 metre çapında ve tam 53 metre yüksekliğinde. Süleymaniye Camii, Muhteşem Süleyman’ın tarihe mâl olan kudreti ve Mimar Sinan’ın zamansız dehasının bir izdüşümü olarak, 465 yıldır İstanbul’u biraz daha güzelleştiriyor. Süleymaniye Camii’nden yükselen dört minare; Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü, on şerefe ise Osmanlı Devleti’nin onuncu padişahı oluşunu simgeliyor. Ayrıca sesi üç buçuk saniye havada tutabilen akustik yapısı, kuşkusuz Süleymaniye Camii özellikleri arasında en merak ve hayranlık uyandıranlardan biri. Süleymaniye’nin inşa edildiği tarihten bugüne, İstanbul’u etkileyen 100’ün üzerinde depremi hasarsız atlattığını da not edelim.


    Zamana meydan okuyan: Mağlova Kemeri

    mimar sinan eserleri Mağlova kemeri

    Mimar Sinan eserleri arasında “ustalık dönemi”ne ait olanlardan Mağlova Su Kemeri, şehr-i şehir İstanbul’a su sağlamak üzere 1554-1563 yılları arasında yapıldıktan sonra benzerine az rastlanır bir kasırgaya yenik düşmüş, yıkılmış. Bunun üzerine Mimar Sinan tarafından yepyeni bir teknikle yeniden inşa edilen Mağlova Kemeri, bugün hâlâ görevini layıkıyla yerine getiriyor. Hem kusursuz bir mühendislik eseri olan hem de muazzam bir seyir zevki sunan Mağlova Su Kemeri’nin dönemin teknolojisi ile inşa edilebilmiş olması, işi bilenler tarafından “mucize” olarak tarif ediliyor. 255 metre uzunluğunda ve 38 metre yüksekliğindeki Mağlova Su Kemeri, bugün İstanbul’un Sultangazi ve Eyüp ilçeleri sınırlarında yer alıyor.


    Koca Sinan’ın ustalık eseri: Selimiye Camii

    mimar sinan eserleri selimiye camii
    16. yüzyılda Sultan II. Selim adına yapılan Selimiye Camii, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor.

    Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği Selimiye Camii ve Külliyesi, dünya mimarlık tarihinin başyapıtlarından biri olarak kabul ediliyor. 16. yüzyılda Sultan II. Selim adına yapılan Selimiye Camii, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde hak ettiği yeri bulmuş. Selimiye Camii mimari bakımdan bugün dahi erişilmez addedilirken taş, mermer, çini, ahşap, sedef gibi sanatların en incelikli örneklerine de ev sahipliği yapıyor. Ayasofya’dan daha büyük olan kubbesi, 6 metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan Selimiye Camii Edirne’de yer alıyor ve kuşkusuz keyifli bir ziyareti hak ediyor.


    Kaynaklar:

    Anadolu Ajansı

    britannica.com

    dailysabah.com

    İBB TV

    kulturportali.gov.tr

    uskudar.bel.tr

    *Blogumuzda yer alan bu yazının tarihi bazı güncellemelerden dolayı yeni görünüyor olabilir. Yazının içeriği yazarın kendi görüşünü yansıtmaktadır ve yazıda yer alan fiyat, ulaşım gibi bazı bilgilerin değişmiş olması mümkündür. Göz önünde bulundurmanızı rica ederiz.

    Bunlar da var!