Yogyakarta hakkında

Yogyakarta, kutsal olarak kabul edilen yanardağ Merapi’nin eteğinde bir şehir. Tarih öncesi çağlardan beri eski uygarlıkların buluşma noktası olan Yogyakarta’da halen farklı diller konuşuluyor. Ayrıca farklı dinlerden insanlar ve yapılar görmek de mümkün. Öyle ki dünyanın en büyük Budist tapınağı Borobudur’dan, Güney Asya’nın en büyük Hindu tapınaklarından biri olan Ramayana’nın dile gelen hali Prambanan’a kadar bir çeşitlilik hala canlılığını koruyor. Bir yandan tarihe tanıklık eden taşın dile geldiği yerler, diğer yandan yanardağ eteklerindeki doğa harikalarına kadar her kesime hitap eden bir şehir. Son yıllarda ise adını daha çok Endonezya’nın “kültür ve sanat şehri’’ olarak duyuyoruz. Diğer şehirlerden farklı olarak sultanlıkla yönetilen şehrin tam adı da ‘’Yogyakarta Sultanlığı’’.
Yogyakarta gezilecek yerler

Endonezya gezilecek yerler içinde mutlaka keşfedilmesi gereken bir nokta Yogyakarta’nın popüler rotalarını keşfe çıkıyoruz. İşte, gönül rahatlığıyla Endonezya gezilecek yerler listesine ekleyebileceğiniz adresler:
Mandala etkisiyle: Borobudur

Yogyakarta’nın merkezine yaklaşık 40 km uzaklıkta yer yalan bu tapınak Endonezya gezilecek tarihi yerlerin başında gelmekle beraber dünyanın en büyük Budist tapınak kompleksi olma özelliğine sahip. Tapınağa üstten bakıldığında mandala görünümünde olan bu taştan tarih, içinde çok büyük anlamlar taşıyor. En üst katından Merapi Yanardağı’nın belirdiği komplekste taşların hepsi birbirine geçmiş bir şekilde ayakta duruyor. 2172 kabartma, 504 Buda heykeli ve 72 stupa ile muhteşem manzaralara ve hikâyelere sahip tapınağın yapımına 9.yüzyılda başlanıyor ve yapımı 75 yıl sürüyor. Endonezya’nın Müslümanlaşma sürecinden sonra yaklaşık 500 yıl kadar terkedilmiş olarak kalıyor. Tekrar keşfi ve restorasyonu ise Hollandalılar tarafından yapılıyor. Halen UNESCO Dünya kültür mirası listesinde olan bu tapınak kompleksi için Hollandalı ünlü arkeolog A.J. Bernet Kempers şu sözleri söylemiş: “Taştaki Budist gizemi ve insanlığın kutsallıkla buluşması…’’
Eğer Endonezya tarihi yerleri bir rehber ile gezerseniz şüphesiz size taşlardaki hikâyeleri ve Budist felsefesindeki yerini anlatacaktır. Çünkü tüm kabartmalarda ayrı ayrı bir sürü hikâye var. Ayrıca Budist felsefesiyle Mandala şeklinde yapılmış bu tapınağın her katı farklı bir anlam içeriyor. Örneğin en alt katta insanlığın hırsı, dünyevi zevkleri varken en üst kat ise nirvanaya ulaşılan yer. En alt katta ustalık gerektiren tüm işleme ve motifler varken en üst kat her şeyden arınmış bir Budist’in ulaşacağı nirvana misali gösterişsiz ve sade. Diğer katlarda ise Budist rahiplerin arındıkları ve kendilerini dizginledikleri yerler var. Nirvana katında ise gerçekten muhteşem bir manzara tüm oraya ulaşanları bekliyor.
Tüm katları hikâyeleriyle gezdikten sonra en üst kat için en güzel zaman ise şüphesiz gündoğumu ve günbatımı. Kendinizi adeta dünyadan uzak, gökyüzüne yakın başka bir uygarlıkta sessizliğin içinde hissedeceksiniz. Şimdiden söylemeliyim ki yerli ve yabancı turistler için ayrı bilet ve fiyat tarifeleri var. Kuralların her an değişebileceğini göze alıp web sitesinden güncel bilgi alarak ziyaret etmeniz sizin için daha iyi olacaktır.
Gerçek bir ateş dağı: Merapi Yanardağı
Eski Java dilinde ‘’Ateş Dağı’’ (Gunung Merapi) anlamına gelen, şehrin adeta kutsal simgesi sayılan Merapi Yanardağı’nı daha önce ‘’Endonezya’da yanardağ patladı’’ haber başlıkları altında duymuş ya da okumuş olabilirsiniz. Endonezya’nın en tehlikeli yanardağı olarak bilinen Merapi, son 100 yılda 60 kez patladı ve uzmanlara göre 10-15 yılda bir faaliyete geçiyor. Bunun en trajik örneği ise 2010 yılında faaliyete geçtikten sonra 20.000 kişinin tahliyesi ve 353 kişinin ölümüyle sonuçlanan o günün izleri halen silinmemiş durumda.
Yanardağı nedeniyle terk edilen tüm yerleşim yerleri saatin durduğu vakte kadar aynı şekilde bırakılıp müzeye dönüştürülmüş. Dilerseniz kendi aracınızla gelip sığınaklara kadar gezebilirsiniz. Ancak Merapi Yanardağı’nın en fazla 4 km yakınına kadar girişe izin veriliyor. Bu mesafe en son patladığında etkilerinin en çok hissedildiği mesafe. Dilerseniz de rehber şoförlerle üstü açık safari araçlarına binerek tüm bu bahsedilen yerlere gidebilirsiniz. Şanslıysanız bulutlu bir güne denk gelmemenizi dilerim. Hala Merapi’nin dumanı yılın 300 günü kadar görülebiliyor. Ayrıca bu dağın her faaliyeti izlenip uzmanlarca analiz ediliyor.
Ramayana Destanı’na dair: Prambanan
9. yüzyılda inşa edilen ve Güney Asya’nın en büyük Hindu tapınaklarından biri olan Prambanan, Ramayana Destanı’nın dile geldiği küçük bir şehir adeta. En büyüğü 47 metreden oluşan ve 3 ana tapınağın Hindu tanrıları Shiva, Vishnu ve Brahma’ya adandığı yerin etrafında 400 kadar daha tapınak mevcut. Tapınakların birçok yerinde hala Ramayana Destanı’nın betimlendiği yerde, günün belli günleri akşamları ünlü ‘’Ramayana Ballet’’ sergileniyor.
Destan gösteri olarak sergilenirken arkada ise 3 ana tapınak ışıklandırılarak muhteşem bir atmosfer izleyicilerle buluşuyor. Hala Endonezya’nın en büyük Hindu tapınağı olarak bilinen Prambanan, Borobudur ile birlikte Budizm ile Hinduizm’in bu topraklarda nasıl barış içinde yaşandığının da en somut örnekleri. Şehir merkezine yalnızca 15 km olan Endonezya tarihi yerler içinde önemli bir yere sahip Prambanan’ı ziyaret etmenizi ve Ramayana’yı yerinde izlemenizi öneririm.
Cennetin ışığı: Jomblang Mağarası

Macera sevenlerin şüphesiz listesine ekleyeceği, uzak olmayan bir tarihte turistlere açılan ve içinde kendi nehri ve bitki örtüsü olup “cennetin ışığı” olarak adlandırılan Java’nın bir başka simgesi Jomblang Mağarası… İçerisinde yapay ışık olmayan mağaranın üstündeki ve içindeki bitli örtüsü birbirinden çok farklı. Bu bitki örtüsünü besleyen şey ise içerisindeki Kalisuci Nehri. Yogyakarta’nın merkezinden yalnızca 2 saat uzaklıktaki Endonezya gezilecek yerlerin gözdesi bu doğa harikasına yakından bakalım!
Yogyakarta’dan çıkılan yolda çeşit çeşit köyün, pirinç tarlalarının ve dağın görüldüğü yolculuk yaklaşık 2 saat sürüyor. Mağaraya ulaşmadan son 200 metredeki yol ise bozuk ve yapılı değil, bu yüzden zorlanabilirsiniz. Rehbersiz girilmesine izin verilmeyen mağara, ilk başta kocaman bir oyuk olarak karşımıza çıkıyor. Belirtmem gerekir ki sabah ondan sonra ziyaretçiye nadiren izin veriliyor. Bu yüzden planlamanızı ona göre yapmanızı tavsiye ederim. Sadece güneş ışığının aydınlattığı mağaranın öğlen ikiden sonra görüş mesafesi kısaldığı için bir buçuktan sonra girilmesi yasak. Buraya iniş ise görüldüğü üzere kolay değil. Aşağı manuel makaralı bir sistemle iniliyor. Eğer yükseklik korkunuz varsa bir daha düşünmenizi tavsiye ederim.
Mağaraya inerken adeta yeşil ormanın içine iner gibi oluyoruz. Aşağıya ulaştığımızda ise eğimli bir yerden taş bloklara basa basa ilerleyerek devasa girişe ulaşıyoruz. İçeride yapay hiçbir ışık kaynağının olmamasından dolayı kendi imkanlarımızla adım adım biraz çamurlu bir yoldan ilerliyoruz. Bu süreçte el değmemiş kendi ormanının içindeki geçerek su damlalarıyla bambaşka manzaralar görüyoruz. İçeride ise yaşayan hayvanın olmadığı bilgisi veriliyor. Uzun bir yoldan yavaşça ilerledikten sonra yolun sonunda o ışığı görüyoruz. Yolun sonundaki manzara ise nefes kesici. Adeta Yüzüklerin Efendisi’nden bir sahne gözler önüne geliyor. Siluetler ışığın altında belirmeye başlarken Tolkien’in o sözü aklıma geldiği için eklemeden geçemeyeceğim: “Tünelin sonunda hep bir ışık vardır!”.
Aşağıda akan nehrin sesi, oyuğun üstündeki kuşların sesi birbirine karışıyor adeta. Yukarıdan süzen ışık aydınlattığı yerlerde sanki bir mesaj verircesine işaret veriyor. Yukarıdan su damlaları akarken yıllardır aşındırdığı yerler traverten benzeri yapılar oluşturmaya ve taşları aşındırmaya başlamış bile. İçeride adeta başka bir gezegenin el değmemiş ekosistemi duruyor. Ancak yine uyarmam gerekir ki yerler kaygan ve ara ara çamurlu yerler var. Mağara girişinde herkese kask dağıtılırken isteyenlere yağmur botu da veriliyor. Buna göre hazırlık yapmanızı öneririm.

Aynı yoldan mağaradan çıkarken yine ‘’Rappeling’’ tekniği ile bele emniyetli bir şekilde bağlanan iplerle sizi 10-20 kadar kişi yukarı çekiyor. Bu kişiler genellikle civar köylerde oturan yerliler oluyor. Neredeyse hiçbir şeyin yapay olmadığı bu mağarada o süzen ışığa ise yerliler tarafından ‘’Cennetin ışığı” adı veriliyor. Yogyakarta’da buna benzer çok yer olmasına rağmen en nefes kesici olan da henüz kaşiflerin rotasına düşmemesi ve el değmemesi. Merapi’ye yakın olduğu için dilerseniz Merapi ile aynı rotaya koyabilirsiniz. Endonezya gezilecek yerler listesinin en ilgincini keşfederken tünelin ucundaki ışığı göreceksiniz!
Şehir hayatına dönüş: Malioboro

Yogyakarta’nın en kalabalık ve işlek caddelerinden olan Malioboro’da şehir hayatına hızlı bir dönüş yapabilirsiniz. Kültür ve sanat merkezi olan şehirde, her köşede kendi sanatını icra eden gencinden yaşlısına tüm insanlar burada mutlu. Çeşit çeşit galerileri gezebilir ve buraların simgelerinin resmedildiği ünlü Yogja Batik tekniği ile yapılan kıyafetleri satın alabilirsiniz. Eğer yerel sanatın daha da keyfini çıkarmak isterseniz ünlü Endonezya gölge kukla gösterisi olan Wayang Kulit’i izlemenizi öneririm. Fazla turist olmaması nedeniyle halk turistlere çok alışkın değil ama çok nazik ve yardımseverler. Burada Endonezya’yı sonuna kadar yaşıyorsunuz.
Yogyakarta’da ulaşım
Yogyakarta genellikle turistlerin, Bali ya da Jakarta ziyaretlerinin rotasında olan bir yer. Endonezya gezilecek yerler listesine eklemek isterseniz, Türk Hava Yolları’nın buraya her gün uçtuğu Jakarta’ya gelerek sonrasında yapacağınız 1 saatlik uçuşla ulaşabilirsiniz. Dilerseniz aynı rotayı Bali Adası üzerinden de gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca buraya Jakarta ya da Bali’den 8 saatlik bir kara yolu ya da tren yolculuğu ile de ulaşmanız mümkün.
Herhangi bir güvenlik kısıtlaması ya da uyarısının olmadığı ve benim tüm Endonezya seyahatimde de bir sıkıntı yaşamadığım için şehir içi ulaşımda motosiklet ya da rehber şoför kiralayabileceğinizi de ekleyeyim. Belli yerler şehir merkezinden uzak olduğu için genellikle turistlerin tercihi rehber şoför ile devam etmek oluyor. Tercih tamamen zaman planlamanızı yaptıktan sonra size kalmış.
Şimdiden iyi seyahatler diler gezinizin sonunda o ışığı görmenizi dilerim!