Mauritius’ta ilk gün

Her an birileri tarafından keşfedilip oyun adasına dönüştürülmesinden korktuğum bu nefis ada gerçekten yemyeşil! Hint Okyanusu’nun ortasında bembeyaz, temiz kumsallara ve turkuaz sulara sahip. Kaldığımız otel ise adanın güneydoğusunda, Blue Bay’e yakın bir konumda bulunuyor.
Türk Hava Yolları ile 9 saat 45 dakikalık bir uçuşun ardından hemen kendimizi Blue Bay’ın serin sularına atıyoruz. Burası turistin az olduğu, genelde yerlilerin tercih ettiği sakin bir plaj. Havaalanına yakın konumda olduğu için plajın üzerinden uçaklar sıklıkla kalkış ve iniş yapıyor. İlk günü yorucu olmayan bir tempoda geçirsek de ikinci gün Mauritius gezilecek yerleri keşfetmeye başlıyoruz.
Mauritius’ta ikinci gün
İkinci gün; Mauritius gezilecek yerler başta olmak üzere adanın koylarını, şelalelerini, su sporları yapılan bölgesini görmemize olanak sağlayan Katamaran turunu satın aldık. Katamaran bizi ilk olarak şnorkel ile balıkları görebileceğimiz bir alana getiriyor. Sivri burunlu, zebra ve puantiye desenli balıklar dalışseverlere adeta şov yapıyor. Tur boyunca tekne mürettebatı barbekü eşliğinde sınırsız içecek ikram ediyor.
Biraz daha ilerledikçe Black River denen bölgede şelale görmeye gidiyoruz. Tekneden inip sürat teknesiyle şelaleye olabildiğinde yaklaşabiliyorsunuz. Burada ıslanmaya hazır olun. Üçüncü güzergahımız su sporlarının yapıldığı, yine sürat botlarıyla geçilen bir başka küçük ada. Burada 13 dolar karşılığında deniz paraşütü yapabilir, adada bulunan hediyelik eşya pazarını gezebilirsiniz. Katamaran turu ile bol bol deniz keyfi yapabilir, adanın tropik canlılarını görme şansını yakalayabilirsiniz.
Tur bitiminde başkent Port Louis’te bulunan Bagatelle Alışveriş Merkezi’nde deniz ürünleri restoranlarında akşam yemeği yemek üzere molamızı verdik. Alışveriş merkezinden ayrılmadan önce vanilyalı çay ve sarımsaklı peynir almayı unutmayın. Tatil ve balayı adası olmasına rağmen Mauritius’ta gece hayatı neredeyse yok. Çoğu dükkân ve restoran akşam saat sekiz buçuk civarı kapanıyor.
Mauritius’ta üçüncü gün

Üçüncü gün deniz keyfine ara verip biraz da Mauritius tarihi yerlerde vakit geçirerek kültür turu yapalım dedik. Adanın güneyinde bulunan La Vanilla Tabiat Parkı, UNESCO tarafından korunan yedi renkli toprak, Chamarel Şelalesi ve Mauritiusluların ibadet ettiği Grand Bassin bölgesine gezi düzenledik. Grand Bassin bölgesi renkli kıyafetleri ile tütsü yakan, Buda tapınaklarının etrafını çiçeklerle süsleyen ve ibadet eden yerlilerle dolu. Mauritius halkı Hint ve Afrika karışımı bir ırk ve dinleri Budizm. Bu nedenle buradaki kültür karışımı izleyenlere renkli görüntüler sunuyor. Burası Mauritius gezilecek yerler içinde bana fazlasıyla huzur veren bir bölge oldu.
Mauritius gezilecek yerler turumuzun devamında Chamarel Şelalesi ve yedi renkli toprağı görmeye gidiyoruz. Yolun bir kısmını yaya olarak yürümeniz gerekiyor. Yolunuzu kesen maymunlara karşı temkinli olmakta fayda var. Yemyeşil ormanlık arazide dağların arasından ressamlara ilham olacak güzellikte bir şelale usulca akıyor.
Gökkuşağını karada görmek oldukça heyecan verici. Yedi renkli toprak yine Chamarel bölgesinde bulunuyor. Buraya varmak için aracımız bol virajlı ve dar bir yoldan gidiyor. Yol boyunca ananas, mango ve tropik meyve satıcılarını görmeniz mümkün. Adından anlaşılacağı üzere yedi renkli toprağın içindeki kırmızı, pembe, mor, mavi, sarı, yeşil kum sağanak yağışlara rağmen hiçbir şekilde kaybolmuyor. Bunun nedeninin arazinin mineral açıdan zengin olması ve volkanik küllerden oluşması olduğu söyleniyor. Yedi farklı renkli toprağı elinize alıp karıştırdığınızda bile en sonunda yine ayrıştığı da ilginç bir bilgi.
Chamarel bölgesinden ayrıldıktan sonra rotamızda timsah parkı var. Burası aslında sadece timsahların değil, yüz yaşındaki kaplumbağaların, yarasaların, envai çeşit böcek ve kelebeklerin bulunduğu bir doğal yaşam parkı. Mauritius gezilecek yerler içinde baş sıralarda yer alan bu parkı gezerken tur rehberimiz tüm bu hayvanlar hakkında bizi bilgilendirdi. Bana manidar gelen ise parkın içinde acıktığınızda timsah eti yiyebileceğimiz bir restoran olduğunu söylemesiydi.
Mauritius’ta görmeniz gereken diğer yerler
Mauritius gezilecek yerler içinde son olarak görmeniz gereken bir başka cennet adını Mauritius’un ilk başbakanından alan Sir Seewoosagur Botanik Parkı. Park, 1867’de zamanın Fransız valisinin çabalarıyla açılmış. Burası inanılmaz çeşitli tropik bitkilere, devasa nilüfer çiçeklerine, şeker kamışlarına ev sahipliği yapıyor. Palmiye ağacı severler için içerisinde ayrıca seksen beş farklı palmiye ağacı mevcut.
Mauritius’un sembolik kuşu Dodo!

Mauritius gezilecek yerleri noktalarken Mauritius’un sembolik kuşu Dodo’dan da bahsedelim. Tombul, kısa kanatlı bu ikonik kuş Dodo “aptal kuş” anlamına geliyormuş. Bunun sebebi ise kuşun insanlardan kaçmayıp kolayca av olmasıymış. Bu nedenle de maalesef nesli çabucak tükenmiş.
Keyifli, huzurlu bir ada tatili isteyenler için ideal bir seçim olan Mauritius, diğer popüler adalara göre hem daha ekonomik hem de doğal güzellikler bakımından çok daha zengin.
Keşfedilecek daha nice güzelliklere!