Bir giriş: Trabzon üzerine
Kimilerine göre ise şehrin adı Arap tarihinde “Tibarende, Tibarite, Trabende, Trabzende” gibi farklı biçimlerde geçiyor. Gelelim son rivayetimize; seyyah Evliya Çelebi, seyehatnâmesinde kentin adının “Turâb-ı Zen” (kadın sesi) ve “Târab-ı Efzun” (büyülü toprak) köklerinden geldiğini söylüyor, ne hoş! 1461’de Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği, üzerinden pek çok kültür ve uygarlığın geçtiği Trabzon, Kanuni Sultan Süleyman’ın da doğduğu şehir. Şimdi sizi pek çok tarihi mekânın, dini ve kültürel öğenin yanında nefes kesen tabiat parklarında ve serin yaylalarda üç günlük bir Trabzon kaçamağına davet ediyoruz.
Birinci gün: Maçka’ya doğru

Şolma Yaylası
Maçka bölgesinde taptaze hava eşliğinde görsel bir şölene hazır olun: Hava yeterince iyiyse Şolma Yaylası’na Kulin Dağı’nı çevreleyen 16 kilometrenin en azından bir kısmını yürüyebilirsiniz; zira yol boyu karşılaşacağınız hayvan ve bitkilerin güzelliğinin tarifi yok. Hava koşulları yahut başka sebeplerle yürümek istemezseniz yaylaya dolmuşlarla da ulaşabilirsiniz. Şolma Yaylası’nın rakımının 1800 m olduğunu hatırlatalım.
Altındere Vadisi Milli Parkı
Altındere Vadisi Milli Parkı, doğal güzelliğinin yanı sıra Trabzon’un tarihi yerleri arasında ilk sıralara oynayan Sümela Manastırı’nı da içinde barındırıyor. Manastır vadinin batı yamacında bulunuyor. 1987’de milli park ilan edilen Altındere Vadisi’nde eşsiz bir ferahlık, muhteşem hayvanlar ve yeşilin tonları ziyaretçileri mest etmeye ant içmiş gibi.
Tarihi geri sar: Sümela Manastırı
Maçka Altındere Vadisi’nde yer alan, Trabzon’a 47 km mesafedeki Sümela Manastırı, kentle özdeşleşmiş tarihi mekânlardan biri. Ormanın içinden 300 metrelik yürüyüş mesafesinin ardından ulaşılan Sümela Manastırı, Karadağ eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş. Halkın sıklıkla “Meryem Ana Manastırı” olarak da andığı yapı, manastırların şehre uzak, inzivaya uygun bölgelerde inşa edilmesi geleneğinin de bir örneği. 300’lü yıllarda kurulduğu sanılan Sümela Manastırı, o günden bu yana görüp geçirdikleri ve etkileyici mimarisiyle ziyarete edilmesi gereken bir değer.
İkinci gün: Doğaya övgü

Uzungöl Tabiat Parkı
1989’da tabiat parkı ilan edilen Uzungöl’de birbirine geçen nefis Doğu ladini ve kayın ormanları, tüm modern dertlerimize deva olabilir. Gölün çevresindeki ahşap evler, manzara ile özdeşleşmiş Uzungöl Camii ve 12550 dekara yayılmış ormanlar arasındaki bu terapötik deneyimden kendinizi mahrum bırakmayın deriz.
Karester ve Şekersu Yaylaları
Uzungöl’den kalkan dolmuşlarla kolaylıkla ulaşılabilen Karester Yaylası, 2300 metrelik rakımıyla sizi bulutların tam ortasında bekliyor. Kış döneminde hava koşullarından ötürü yayla yollarının kapanabildiğini mutlaka hesaba katın. Karester Yaylası’na doğru yol alırken dillere destan Uzungöl manzarasını doya doya izleyebilir, zihninizin en güzel yerine kazıyabilirsiniz. Uzungöl’e yakın en büyük yayla olan eski adıyla Sakarsu, şimdinin Şekersu Yaylası aynı zamanda bir köy. Ulaşımın görece kolay olduğu Şekersu Yaylası’nın doğasına hayran kalacaksınız.
Sultan Murat Yaylası
Osmanlı İmparatorluğu’nda dönemin sultanı IV. Murat İran seferinden dönerken bu yaylada birkaç gün konakladığından, yaylanın adı Sultan Murat Yaylası olarak kalmış. Çaykara ilçesi sınırlarında bulunan Sultan Murat Yaylası’nın rakımı 2000 m ve ilçe merkezine mesafesi 25 km. Yaylada her yıl 20 Ağustos tarihinde geleneksel Sultan Murat Yaylası Yayla Ortası Şenlikleri kutlanıyor. Kışın zaten hava epey soğuk olduğundan ziyaretinizi bu tarihlere denk getirerek şenliklerin tadını çıkarmanızı öneririz.
Üçüncü gün: Şehre dönüş

Trabzon Ayasofya Müzesi
Karadeniz’in muhteşem doğasında dere tepe gezdikten sonra şehirde görece sakin, tarihe göz kırptığımız bir son gün planladık. 1200’lü yıllarda Trabzon İmparatorluğu döneminde kurulup 1584’te camiye dönüştürülen, sonrasında depodan askeri hastaneye pek çok farklı amaçla kullanılan Ayasofya, geç dönem Bizans mimarisinin en iyi örneklerinden biri olarak anılıyor. Trabzon Ayasofya Müzesi bugün hem Müslümanların ibadetine açık hem de müze olarak gezilebiliyor. Trabzon’da müze denince akla gelen ilk yapı olan Ayasofya’yı Trabzon’da gezilecek yerler listenize muhakkak ekleyin.
Çal Mağarası
Dünyanın en uzun ikinci mağarası olarak kabul edilen Çal Mağarası, Trabzon’da gezilecek yerler arasında en ilginç olanlardan biri. Mağaranın içinden küçük bir dere akıyor, üzerinde ise tarihi bir kale bulunuyor. 2003’te ziyarete açılan ve rakımı 1050 m olan Çal Mağarası’nın içinde nem miktarı biraz fazla olsa da hava oldukça akışkan, aklınızda olsun.
Trabzon Atatürk Köşkü
Atatürk, ilk olarak 1924’te ziyaret ettiği Soğuksu’daki bu tarihi köşkte 1930 yılında bir kez daha ağırlandı. Sonraki yıllarda Atatürk için özel olarak düzenlenen köşk, Ata’nın vefatının ardından 1942’de Trabzon müzeleri arasına katıldı ve Atatürk Evi Müzesi adını aldı. Cıvıl cıvıl ve iç ferahlatan bahçesiyle dikkat çeken köşk, kentin ziyaretçilerinin de uğrak noktası.
Ortahisar Büyük Fatih Camii
Bizans döneminden kalan önemli bir yapı olan Altınbaşlı Meryem Kilisesi, 1461’de Fatih’in Trabzon’u fethetmesinden sonra camiye dönüştürülen ilk kilise. Chrisokephalos Kilisesi olduğu dönemde şehrin baş katedrali olan ve Trabzon’daki tarihi yerler arasında önemli bir konuma sahip yapı, Ortahisar Camii’ne çevrildikten sonra Osmanlı sanatının en iyi örnekleriyle bezendi.
Bedesten Çarşısı
Trabzon’da gezilecek yerler listesi uzar gider, ne yazık ki zaman kısıtlı. Dönüş yolu öncesi biraz soluklanmak, etrafı izlemek, sevdiklerinize küçük hediyeler almak için Tarihi Bedesten Çarşısı’na uğrayabilirsiniz. Bedesten Çarşısı Trabzon’daki tarihi yerler arasında hem en renkli hem de en merkezi olanlardan biri. Trabzon şehir merkezine yaklaşık 300 metre mesafedeki çarşı, otantik mimarisi, dükkanlarda satılan birbirinden ilginç yöresel eşyalar ve kafeteryası ile Trabzon’da gezilecek yerler arasında yerini alıyor.
Önemli Trabzon notları

Trabzon’da ne yenir?
“Trabzon’da ne yenir?” sorusunun kesinlikle kısa bir yanıtı yok. Türkiye’nin en zengin mutfaklarından Karadeniz mutfağının damak çatlatan pek çok lezzeti bu şehirden çıkma. Öncelikle tavasında pilavına, hamsinin her türlüsünü denemek farz. Hamsiköy sütlacından Akçaabat köftesine, uzun bir lezzet yolculuğundan söz ettiğimiz için en pratiği bir “yemeden dönmeyin” listesi yapmak olabilir, şimdiden afiyet olsun…
- Hamsi tava
- Akçaabat köfte
- Trabzon pidesi
- Hamsiköy sütlacı
- Karalahana dolması
- Mısır ekmeği
- Kuymak
- Laz böreği
- Turşu kavurması
- Kalkanoğlu pilavı
Trabzon’da ulaşım nasıl?
Trabzon’da şehir içi ulaşımı sağlamak oldukça kolay. Şehir merkezinde belediyeye ait otobüsler, dolmuş ve taksiler kullanılırken görece uzak ilçe ve köylere belli aralıklarla minibüsler kalkıyor. Şehrin pek çok bölgesinde yaygın olarak hizmet veren dolmuşlar 8 kişilik ve oldukça rahat. Pek çoğu sahil yolu güzergahını kullanan 36 otobüs hattında TAKkart kullanılıyor.
Trabzon Havalimanı’ndan şehir merkezine ulaşım
Trabzon Havalimanı, şehir merkezine 6 km mesafede. Trabzon Havalimanı’ndan şehre Havaş otobüsleri, belediye otobüsleri, dolmuşlar ve taksi ile ulaşılabiliyor. Havaş otobüsleri şehir merkezi, Tirebolu ve Hopa-Ardeşen-Rize hattı olmak üzere üç ayrı noktaya hareket ediyor. Ayrıca havalimanı çıkışında Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ne ait 121, 122, 125, 139, 426, 476 ve 501 numaralı otobüsler ve şehir içi dolmuşlar da çalışıyor.