1. Türkiye’nin en büyük antik kentlerinden; Efes Antik Kenti

Peki ya neden? Çünkü dönemine göre bir şehirde olması gereken her şeye sahip. Caddeler, sokaklar, meydanlar, hanlar, çarşılar ve daha fazlası… Sadece şehirleşmeyle de kalmıyor Efes. Efes, Roma İmparatorluğu zamanında liman şehri olması nedeniyle ticaret, Artemis Tapınağı’na ev sahipliği yapmasından dolayı dini, yönetim şehri olması nedeniyle de politik bir öneme sahipti. Yaşanan depremler, Artemis Tapınağı’nın yıkılması, Menderes Nehri’nin yağmur gibi nedenlerden dolayı taşması ve toprağı taşımasıyla liman 1000 yıl boyunca toprak altında kaldı. Liman böylece önemini yitirdi. Tüm bu gelişmeler şehrin terk edilmesini kaçınılmaz kıldı. Yıllarca kendi haline bırakılan Efes, arkeologların tesadüfen kazıya başlamasıyla ortaya çıktı. Kazılar 100 yıldan fazla sürdü. Kent öyle büyük ki, kazıların ardından günümüzde şehrin sadece yüzde 20’lik kısmını görüyoruz. Hatta sadece şehrin merkezini… Henüz kazılmadığı için Selçuk ilçesi ve diğer yakın illere doğru uzayan bir alanda ortaya çıkmayan çok yer olduğu düşünülüyor. Kim bilir daha neler gösterecek bize Efes. Şimdilik öne çıkanları keşfetmek bile yeterli olabilir. Celsus Kütüphanesi, tiyatro, Yamaç Evler, Kuretler Caddesi, Hadrian Tapınağı, Liman Caddesi, Herakles Kapısı, Trajan Çeşmesi, Agora ve Bazilika bunlardan birkaçı. Efes, altın çağını yaşarken, bu gezdiğiniz yerlerde 250 bin kişinin yaşadığını unutmayın. Onların yaşantılarına tanıklık etmek sizi oldukça heyecanlandıracak. İki girişi olan Efes antik kentine yukarı girişten yani Magnesia Kapısı’ndan girmenizi öneririz. Böylece sürekli yukarı çıkmak zorunda kalmazsınız ve daha az yorularak kenti gezersiniz. İzmir uçak bileti alın ve Türkiye’nin en büyük antik şehri Efes’i hemen keşfetmeye başlayın.
2. Muhteşem akustiğe sahip ünlü tiyatrosuyla; Aspendos Antik Kenti

Antalya’nın Serik ilçesindeki Belkıs Köyü’nde bulunan Aspendos, zamanında yani M.Ö 10. yüzyıldan bahsediyoruz, ticaret yolu üzerinde olduğu için oldukça önemliydi. Şehir; stadyum, agora, tiyatro, hamam, sarnıç ve dükkânlardan oluşuyordu. Tahmin edersiniz ki deprem başta olmak üzere diğer doğal afetler nedeniyle günümüze kadar uzanan en önemli yapısı, 12 bin kişilik tiyatrosu. Tiyatroyu gezerken etrafındaki agora, meclis binası, anıtsal çeşme ve helenistik döneme ait tapınağı da inceleyebilirsiniz. Dünyadaki en iyi korunmuş antik tiyatrolardan biri olarak bilinen Aspendos Tiyatrosu’nu diğerlerinden ayıran en büyük özelliği, sahip olduğu müthiş akustik. Gelin birlikte bir deney yapalım. Sahnenin tam ortasında yere bir bozuk para atın. Para sesinin tiyatronun en üst sırasında oturan kişiye ulaştığını göreceksiniz. Yıllar geçmesine rağmen bu özelliğini koruyan tiyatro, son yıllarda gösteri ve konser gibi etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Buram buram tarih kokusu eşliğinde hem keyifli etkinliklere katılmak hem de eşsiz yapıları keşfetmek için Antalya uçak bileti alabilirsiniz.
3. Yerleşik hayatın tüm izlerini taşıyan; Çatalhöyük Neolitik Kenti

9 bin yıllık geçmişiyle modern çağı selamlayan bir diğer yer Çatalhöyük. Burası aynı zamanda antik kent olmanın ötesinde tarım ve avcılığın başlangıcı gibi önemli değişimlerin de yeri. 14 hektarlık bir alan üzerine yayılan Çatalhöyük, bu değişimin ne kadar büyük olabileceğini de ispatlıyor. Adından anlaşılacağı üzere höyükler çatal şeklinde doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılıyor. Doğu höyüğünde sosyal örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi simgeleyen duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer sanatsal öğelerine rastlamak mümkün. Batı höyüğünde ise Kalkolitik döneme ait kültürel özellikleri görebilirsiniz.
Çatalhöyük’te dikkatinizi çekecek en önemli yapılar, evler. Güneşte kurutulmuş çamur ve saman karışımından kerpiç, kamış kullanılarak yapılan bu evler, Neolitik ve Kalkolitik çağlarda yaşayan insanların yaşamları üzerine ipuçları veriyor. İki odalı, kilerli, camsız bu evlere giriş çıkışların tavandan açılan deliklerle sağlandığı biliniyor. Bu durum evlerin birbirine bitişik olduğunun da bir göstergesi. Bu aynı zamanda kaynaklara göre sokak kavramının da başlangıcı. Bu evlerin bir başka özelliği de evlerin sanat üretimi için kullanıldığı. Göbeklitepe gibi birçok antik alanda yapılan kazılar bize sanatın tapınaklar gibi başka yapılar üzerine yapıldığını gösteriyor. Çatalhöyük’teki kazılar ise evlerin içerisinde, sürekli sanatla ilgili bir üretim yapıldığını gösteriyor. Bu evlerde 8 bin kişinin yaşadığı biliniyor. Her birinin sanatla uğraştığını düşünürsek, ki bunu ispatlayan bulgulara da rastlanmış, oldukça ciddi bir sanat eseri elde edilmiş. İnsanların ev içinde neden sanata bu kadar zaman ayırdığı merak konusu. Gizemli yanlarını hâlâ koruyan Çatalhöyük, Çumra Ovası’nda. Konya uçak bileti alıp, sonrasında araç kiralayarak antik kente gidebilirsiniz. Tüm özellikleriyle yerleşik hayata geçişin izlerini taşıyan, sanatın ortaya çıktığı yerlerden Çatalhöyük sizi bekliyor.
4. Mozaik cenneti; Zeugma Antik Kenti

Birçok antik kent birbirine benzer. Siz, hangisine giderseniz gidin yüzyıllar öncesinden kalma şehirleşmenin getirdiği düzeni görürsünüz. Bazı antik kentler de vardır ki, şehirleşmenin dışında sanat gibi farklı yönlerle kendini ortaya koyar. Bunlardan biri de Gaziantep’teki Zeugma Antik Kenti. Şehirleşmenin lüks villalarla dikkat çektiği kentte asıl önemli olan bu villalara yapılan kazılarla gün ışığına çıkarılanlar. Yani, mozaikler. Her kazmada ayrı bir mozaiğin çıktığı Zeugma Antik Kenti, sanatın yüzyıllar önce bir kenti nasıl etkilediğini gösteriyor. Kazılar hâlâ devam etse de şu güne kadar çıkarılan eserler bile sizi etkilemeyi başarıyor. Bir gün, buradan öyle bir mozaik çıkarıldı ki, dünya yerinden oynadı. Çingene Kızı, yani Zeugma’nın Mona Lisa’sından bahsediyoruz. Peki bu Çingene Kızı’nın hikayesi neydi? Yıl 1998, Zeugma Antik Kenti’nde bir sütun devrildi ve sütunun altından adeta bir hazine çıktı. Küpeleri, iri gözleri, başındaki bağı ve mahsun bakışıyla bu Çingene Kızı’ydı. Çingene Kızı mozağinin parçaları eksikti, zaman içinde bu parçaların kaçırılmış olduğu anlaşıldı. Tam 52 yıl sonra Amerika’da ortaya çıkan bu parçalar, 2018’de yani 20 yıl sonra mozaiğe yerleştirildi. Gaziantep uçak bileti alarak Zeugma antik kentini ziyaret edebilir sonrasında Çingene Kızı gibi Fırat Nehri suları altında kalmaktan kurtarılan eserleri, dünyanın en büyük mozaik müzesi Zeugma Mozaik Müzesi’nde gezebilirsiniz.
5. En önemli liman kentlerinden biri; Phaselis Antik Kenti

Eski bir Likya antik kenti olan Phaselis, sadece tarihiyle değil eşlik ettiği doğal güzelliklerle de Antalya’nın mücevherlerinden biri. Phaselis, Antalya’nın en ağaçlık, denizi en güzel koylardan olan kendi adını da taşıyan Phaselis Koyu’nda yer alıyor. Bu durum zaten Phaselis’in neden burada kurulduğunu da gösteriyor. Kentin, Akdeniz’e uzanan küçük bir yarımada üzerinde Rodoslu kolonistlerce kurulduğu biliniyor. Bir diğer efsane ise bu kentin Toros Dağları’nın kerestesini Akdeniz limanlarına sevk etmek için kurulmuş olduğu. Bazı buluntular bu iddiayı kanıtlar nitelikte. Zaten kentin coğrafi konumuna bakıldığında buranın önemli bir liman kenti olduğunu anlamak zor değil. Kenti gezerken üç limana sahip olduğunu görebilirsiniz. Kentteki limanlar, agoralar ve şehir sikkeleri üzerindeki antik gemi betimlemeleri de Phaselis’in ticari liman olduğunu ispatlıyor. Yüzyıllarca birçok medeniyetin etkisinde kalan Phaselis’te günümüzde göreceğiniz kalıntılar, Roma ve Bizans dönemine ait. Bunlar şehrin ana hattını oluşturan kuzey ve güney limanlarını birleştiren ana caddenin iki yanında yer alıyor. Helenistik dönem tiyatrosu olan Phaselis tiyatrosu burada incelemeniz gereken en önemli yerlerden. Kuzey limanının arkasındaki yamaçsa şehrin mezarlık alanı. Günümüzün en anıtsal kalıntıları ise kentteki su kemerleri. Biri tiyatronun karşısında, diğer ikisi güney limana giden ana caddenin sağında olmak üzere şehirde üç agorayı da görebilirsiniz. Tiyatronun karşısındaki agoranın içinde, Bizans dönemine ait küçük bir bazilikanın kalıntılarını inceleyebilirsiniz. Şehrin diğer önemli iki kalıntısı ise yine şehir meydanındaki biri küçük diğeri büyük iki hamam. Antalya uçak bileti alarak hem Phaselis antik kentini keşfedebilir hem de Phaselis koyunda deniz keyfi yapabilirsiniz.
6. Tarihle ilgili bildiğimiz her şeyi unutturacak yer; Göbeklitepe

‘İnsanlık tarihinin sıfır noktası’ ve ‘Medeniyetin doğduğu yer’ olarak özellikle son birkaç yıldır adını sıkça duyduğumuz bir yer Göbeklitepe. 1963’te başlayan ve sonrasında yapılan kazılarda anlaşıldı ki bu söylemlerin güçlü dayanakları var. Öyle ki bölgeye vurulan her kazmada tarihi baştan yazdıracak bilgilere ulaşılıyor. Mesela bulunan tapınaklar, Neolitik döneme ait Göbeklitepe’nin tarihteki en eski ve en büyük ibadet merkezi olduğunu ispatlıyor. Göbeklitepe’nin gerçekleri sadece bu kadarla sınırlı değil. Kalıntılar bize yerleşik hayata geçişi temsil eden buğdayın da burada doğduğunu gösteriyor. Yerleşik hayatı ispatlayan bir diğer şey ise büyük kaya parçalarının şekilli biçimde buraya taşınması. Çünkü kalabalık topluluklar o zamanlarda ibadet merkezine yakın olmak istiyordu. Göbeklitepe’nin gizemi bunlarla bitmiyor. Göbeklitepe hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak isterseniz 5 soruda Göbeklitepe yazımızı okuyabilirsiniz. Şanlıurfa’nın yaklaşık 12 kilometre kuzeydoğusunda, Tek Tek Dağları’nın üzerinde bulunan Göbeklitepe’nin gizemini keşfetmek için Şanlıurfa uçak bileti alabilirsiniz.
7. Efsanelerle dolu Troya Antik Kenti!

Çanakkale sınırları içerisinde, Kaz Dağı eteklerinde yer alan, Troya (Truva) hem mitolojik hem de tarihi bir yer. Mitolojik yanı var çünkü Homeros’un İlyada destanında da anlatılan Truva savaşının gerçekleştiği kent burası. Kenti anlamak için bu savaşı biraz da olsa bilmek gerekiyor. Truva Savaşı Yunan mitolojisinde, Truvalı Paris’in Sparta Kralı Menelaus (Menelaos)’un karısı Helen’i kaçırması sonucunda Yunanların Anadolu’daki Truva kentine saldırmasını konu alıyor. Antik kente girdiğinizde karşınıza çıkan Truva Atı da savaşın bitmesi amacıyla şehre gizlice girmek için yapılmış. İçi boş olan bu tahta at, surlar içerisine sokulmak üzere karşı tarafa hediye edilmiş. Atın içine gizlenen askerlerden habersiz Troyalılar atı şehre taşıyarak kutlamalara başlamış. Akşam saatlerinde ise askerler attan dışarı çıkmış ve şehri yağmalamaya başlamış.
Troya savaşının geçtiği bu antik kent, 1870’den beri aralıklarla kazılıyor. 9 farklı kent katmanının bulunduğu kentte yapılan kazılar, çok sayıda medeniyetin farklı dönemlerde burada yaşadığını gösteriyor. Kalıntılara bakılacak olursa bu medeniyetler arasında Grekler, Romalılar ve Bizanslılar var. Bu ve daha fazla kalıntı için antik kenti Pithos Bahçesi’nden gezmeye başlayabilirsiniz. Burada sizi 20 tonluk bir granit taş bekliyor. Bu; Troya’nın ebedi taşı olarak biliniyor ve kenti sembolü olarak kullanıldığı biliniyor. Antik kentte görmeniz gereken en önemli yer Athena Tapınağı. Meclis toplantılarının ve müzik gösterilerinin yapıldığı Odeion ise Truva’da görülebilecek ender yapılardan bir tanesi. Kentte ayrıca tiyatro ve hamamları görebilir, tarihte kısa bir yolculuk yapabilirsiniz. Çanakkale uçak bileti alarak Troya’ya ulaşabilir, antik kent sonrasında bölgeye ait kalıntıların sergilendiği Çanakkale Troya Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
8. Anadolu’nun en sağlam antik kentlerinden biri; Assos Antik Kenti

Assos antik kentinin tarihçesi M.Ö. 6. yüzyıla kadar gidiyor. Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki kent; denizden 236 metre yüksekliğe, sönmüş bir volkanik tepe üzerine kurulmuş. Başta denize doğru ilerleyen kent, Osmanlı sonrasında tersine gelişme göstermiş ve böylece Behramkale Köyü ortaya çıkmış. Kentin keşfedilmesi ise 1981 yılında başlamış. Kazılarda ilk olarak nekrapol yani mezarlık ortaya çıkarılmış.
Nekrapol gibi kentte incelemeniz gereken birçok yer bulunuyor. Bunlardan biri de Athena Tapınağı. Bu tapınağın Arkaik çağda Anadolu’da yapılan ilk ve tek dor düzenindeki tapınak olduğu söyleniyor. Kentin en yüksek noktasında yer alan bu tapınağı özellikle gün batımında ziyaret etmenizi öneririz. Günün bu saatlerinde kızıla bürünen kentte, tapınak kendine hayran bırakacak görüntülere sahne oluyor. Günü burada batırıp sonrasında kentin Agora, Gymnasium, Stoa ve açık hava tiyatrosu bölümlerini de gezebilirsiniz. Belirtmeden geçmeyelim, Aristotales’in 3 yıl boyunca burada kaldığı ve bir felsefe okulu açtığı da rivayetler arasında. 17. yüzyıldan bu yana korunmuş, en sağlam Anadolu şehirlerinden olduğu bilinen Assos antik kentini gezmek için Balıkesir uçak bileti ya da Çanakkale uçak bileti alabilirsiniz.
9. Helenistik dönemin en görkemli şehirlerinden biri: Perge Antik Kenti

Antalya’nın Aksu ilçesinde yer alan ve Antalya merkeze yaklaşık 15 km uzaklıkta bulunan Perge Antik Kenti’nin geçmişi, kazılar sırasında akropolde bulunan seramikler üzerinde yapılan araştırmalara göre Erken Tunç Çağı’na kadar uzanıyor. Hitit yazılı metinlerinde “Parha” olarak geçen antik kent, Likya ve Kilikya bölgelerinin arasında kalan Pamfilya bölgesinin bir zamanlar başkentiydi. Helenistik dönemin en güzel ve zengin şehirlerinden biri kabul edilen Perge Antik Kenti, MÖ. 3. yüzyılda planlı bir kent olarak tasarlanmıştır. Helenistik dönemin görkemi, bugün antik kentte bulunan Helenistik Dönem Kuleleri’nden anlaşılabilir. Ayrıca mimarisi ve mermer heykelciliği ile ünlü olan antik kent, eşsiz eserlere sahiptir.
Perge Antik Kenti altın çağını Roma döneminde yaşamıştır. MS. 2. ve 3. yüzyıllarda süregelen barış çağında dönemin nimetlerinden en fazla yararlanan şehirlerden biri olmuştur. Perge Antik Kenti’nin meşhur tiyatrosu, stadyumu, agorası, kent kapısı, hamamları, çeşmeleri ve su kanalları bu dönemde yapılmıştır.
Perge Antik Kenti’nde bulunan tiyatro ve stadyum döneminin en önemli yapılarındandır. 15 bin kişi kapasiteli oldukça iyi korunmuş olan tiyatroda MS. 2. yüzyılda yapılmış iki katlı bir sahne bulunmaktadır. Bu tiyatroda bulunan eserlerin bazıları bugün Antalya Müzesi’nin Perge Tiyatro Salonu’nda sergilenmektedir. Özellikle mermer heykelciliğine ilgi duyan sanat ve tarih meraklılarının mutlaka görmesi gereken eserler olduğunu hatırlatalım. Antik kentte bulunan stadyum ise 12 bin kişilik kapasitesiyle hem çok iyi korunmuş hem de dönemini çok iyi temsil eden bir yapıdır. Helenistik ve Roma döneminin en önemli antik kentlerinden biri olan Perge Antik Kenti’nin büyüsüne kapılmak için Antalya uçak bileti alabilirsiniz.
10. Mezopotamya kültürünün temsilcisi: Dara Antik Kenti

Yukarı Mezopotamya’nın en önemli merkezlerinden biri olan Dara Antik Kenti, Doğu Roma İmparatorluğu’nun bir garnizon kenti olarak inşa edilmiştir. Mardin’in 30 km güneydoğusunda bulunan Oğuz Köyü’nde yer alan Dara Antik Kenti’nin ilk kuruluş tarihi hakkında net bilgiler olmamasına rağmen İmparator Anastasius tarafından 505 yılında kurulduğu kabul ediliyor.
İmparator Anastasius tarafından kurulan Dara Antik Kenti daha sonra Persler, Emeviler, Abbasiler tarafından yönetilmiştir. 15. yüzyılda ise Osmanlı Devleti hakimiyetine geçmiştir.
Çevresinde 4 km’lik bir sur bulunan Dara Antik Kenti kaya içine oyulmuş yapılardan oluşuyor. Bugün antik kentte kilise, köprüler, mezarlar, kapılar, çarşı, zindan, saray, su bendi ve tophane kalıntıları ziyaret edilebiliyor.
Mezopotamya’nın en önemli ticari merkezlerinden biri olan Dara Antik Kenti arşivlere göre. Pers kralı Darius ile Büyük İskender’in savaşına tanıklık etmiş yerlerden biri.
Mezopotamya kültürünü en iyi temsil eden antik kentlerden Dara Antik Kenti’ni ziyaret etmek isterseniz Mardin uçak bileti alabilirsiniz.
11. “Yüce Ana Tanrıça’nın Yeri”: Myra Antik Kenti

Adını, bugün Demre Çayı olarak bilinen Myros Nehri’nden alan Myra Antik Kenti, Antalya’nın Demre ilçesinde bulunuyor. Antik bir Likya kenti olan Myra, aynı zamanda Likya Konfederasyonu’nda üç oy hakkına sahip altı şehirden biriydi.
MS. 5. yüzyılda Likya’nın başkenti olan Myra Antik Kenti, aynı zamanda tanrıça Artemis’in Kybele formunda temsil edildiği bir yer olarak da büyük öneme sahiptir. Myra Antik Kenti, Aziz Nikolas’ın piskoposluğu ile Ortaçağ boyunca önemini korumuştur. En parlak zamanını 2. Theodosius döneminde, MS. 408-450 arasında yaşayan Myra, Likya’nın başkenti oldu.
Ancak 7-9. yüzyıllar boyunca süren Abbasi akınlarından kurtulamayarak 809 yılında ele geçirildi. Ve bu dönemden sonra önemini yitirdi.
Myra Antik Kenti’nde bulunan antik tiyatro, hamam kalıntıları, kabartmalı mezarlar, sur kalıntıları ve Aziz Nikolas Kilisesi burada mutlaka görülmesi gereken eserler. Myra Antik Kenti’ni ziyaret etmek için Antalya uçak bileti alabilirsiniz.
12. “Küçük Asya’nın en ünlü ve muhterem Şehri”: Bergama Antik Kenti

“Küçük Asya’nın en ünlü ve muhterem şehri” ifadesi 1. yüzyılda yaşamış filozof Pilinius Secundus’a ait. Bergama Antik Kenti ya da diğer adıyla Pergamon Antik Kenti, MÖ. 282 yılında kuruldu ve 150 yıl boyunca Pergamon Krallığı’nın başkenti oldu. Bu dönemde ekonomik, siyasi ve kültürel anlamda bölgedeki en güçlü merkez konumundaydı.
2014 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Bergama’nın göz bebeği Pergamon Antik Kenti bir tepe üzerine kusursuz bir mimariyle kurulmuştur. Topografik zorunluluklardan kaynaklı sorunlara şehircilik ve planlama anlamında eşsiz çözümler sunan Bergama Antik Kenti iki ana bölümden oluşuyor. Dağın en tepesinde yer alan Kale ile daha güneydeki yamaçta bulunan ve sur duvarı ile çevrili aşağı kent. Kentin koruyucusu kabul edilen Athena adına yapılan Athena Tapınağı’nın bugün sadece temelleri bulunsa da antik kentteki en önemli kalıntılardan biridir. Tapınağın güneyinde yer alan Zeus Sunağı bugün Pergamon Müzesi’nde sergilenmektedir. Yine akropolde yer alan Dionysos Tapınağı, Bergama Antik Kenti’nde mutlaka ziyaret edilmesi gereken bölümlerden. Athena Tapınağı’nın batısındaki yamaçta ise Helenistik dönemi temsil eden 10 bin kişilik bir tiyatro bulunur.
Pergamon Antik Kenti döneminin diğer kentlerinden kültürel olarak olarak o kadar üstündü ki, Pergamonlular “Bergama kağıdı”nı keşfetmişti. Bu anlamda 200 bin ciltlik esere sahip olan Pergamon Kütüphanesi döneminin en önemli kütüphanesi olarak kabul ediliyor.
İzmir’in tüm güzelliklerine ulaşmak ve Bergama Antik Kenti’ni gezmek isterseniz İzmir uçak bileti alabilirsiniz.
13. Dünyanın ayakta kalan ilk meclis binası: Patara Antik Kenti

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2020 yılını Patara Yılı olarak ilan etmesi boşuna değil. Çünkü Patara Antik Kenti Türkiye’nin en eski ve görkemli antik kentlerinden biri. Örneğin Tepecik Akropolü’nde bulunan seramikler Orta Tunç Çağı’na ait. Tepecik Akröpolü’nün doğu yamaçlarında bulunan taş balta ise Patara tarihine dair bize çok fazla şey anlatıyor.
Antalya’da, Fethiye ve Kalkan arasında, Ovagelemiş Köyü’nde bulunan Patara Antik Kenti Likya’nın en önemli şehirlerinden biriydi. MÖ. 2. yüzyılda Likya’nın başkenti olarak kabul gören Patara, ilerleyen dönemde Roma ve Rhodos’a karşı özerkliğini ve bağımsızlığını kazanarak MÖ. 167 yılında resmi olarak Likya Birliği’nin başkenti olur. Likya Birliği’nin toplantıları Patara’da bulunan meclis binasında yapılıyordu. Bu anlamda Patara, Helenistik dönemin en önemli merkezlerinden biriydi. Roma hakimiyetine geçtikten sonra da önemli bir şehir olmaya devam eden Patara, bir deniz üssü olarak kullanılmıştır.
Patara, Hristiyanlık açısından büyük öneme sahip olan şehirlerden biridir. Noel Baba olarak anılan Aziz Nikolas Patara’da dünyaya gelmiştir. Bunun yanında Aziz Paul, Roma’ya gitmek için Patara’dan gemiye binmiştir.
Antik kentin giriş bölümü, lahitlerin bulunduğu nekropol, tiyatro, antik liman ve ana cadde hem Helenistik dönemin hem de Roma döneminin en iyi temsilcilerindendir. Aynı zamanda Vespasian Hamamı ve Korinth Tapınağı Patara Antik Kenti ziyareti sırasında mutlaka görülmesi gereken tarihî eserler.
Patara’nın eşsiz atmosferine hemen kapılmak için Antalya uçak bileti alabilirsiniz.
14. “Sönmeyen Ateşin Kenti”: Olimpos Antik Kenti

Antalya’nın Kumluca ilçesinde bulunan Tahtalı Dağı’nın yaklaşık 10 km kuzeyinde bulunan Olimpos Antik Kenti, aynı zamanda Beydağları Sahil Milli Parkı’na dahildir. Antalya’nın güney sahillerinde Phaselis Antik Kenti’nden sonraki en önemli liman kentidir. Kuruluş tarihi konusunda tartışmalar olsa da, MÖ. 167’de basılan sikkelerde Olimpos adı geçiyor. Olimpos Antik Kenti aynı zamanda Likya Birliği’nde üç oy hakkı olan altı önemli şehirden biriydi.
Olimpos Akropolü’nde bulunan ve Klasik Roma dönemini temsil eden tiyatro, bazilika ve hamam en önemli kalıntılardan. Aynı zamanda akropolde Ortaçağ’da kaleye dönüştürülmüş surların kalıntılarını da görebilirsiniz. Kaptan Eudomus’un lahdi yine Olimpos Antik Kenti’nde mutlaka görmeniz gereken tarihi eserlerden biri. Ancak Olimpos Antik Kenti’ndeki en önemli eser Bizans Kilisesi. Duvarları freskolarla süslü bu kilise dönemini en iyi yansıtan eserlerden biri olarak ziyaretçilerini tarihin bilinmeyen zamanlarında eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor.
Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait kalıntıların bulunduğu Olimpos Antik Kenti aynı zamanda Türkiye ve Antalya’nın en doğal yaz tatili merkezlerinden de biri. Bitkilerle iç içe zengin tarihi mirasın atmosferini her an yaşarken muhteşem bir yaz tatili yapmak isterseniz Olimpos Antik Kenti sizlere eşsiz bir deneyim sunacaktır.
Ünlü Likya Yolu’nun yaklaşık 7-8 km’lik bir bölümü Olimpos’tan geçiyor. Tarihle dolu bir trekking deneyimi yaşamak için de Olimpos Antik Kenti ziyareti ideal bir seçim olur. Likya Yolu hakkında daha fazla bilgi almak için Yeni başlayanlar için Likya Yolu ile ilgili merak edilen her şey yazımıza göz atabilirsiniz.
Olimpos Antik Kenti’ne gitmek için Antalya uçak bileti alabilirsiniz.
15. Dionysos kültürünü her adımda görün: Teos Antik Kenti

Kuruluşu MÖ. 1080’e zamanlanan Teos Antik Kenti, İzmir’in Seferihisar ilçesi sınırlarında bulunuyor. Türkiye’nin en sessiz ve güzel mahallelerinden olan Sığacık’ta zeytin ağaçlarının arasından geçilerek ulaşılan Teos Antik Kenti’nde bugün ayakta kalan yapı sayısı ne yazık ki az. Çoğu kalıntı toprak altına gömülmüş durumda. Ancak Teos Antik Kenti’nin dillere destan Dionysos Tapınağı mutlaka görülmesi gereken bir eser. Bu tapınak dönemin en ünlü mimarı Hermogenes tarafından yapılmış ve bugüne ulaşmış güzide bir eserdir.
Dionysos Tapınağı’nın yanında Teos Antik Kenti ziyaretiniz sırasında görmeniz gereken diğer eserler tiyatro, agora, odeaon, surlar, antik liman. Bu eserler hem Helenistik dönemin hem de Roma döneminin eşsiz kalıntıları durumunda.
Teos Antik Kenti için Dionysos kültürünün bir izdüşümü desek hata etmiş olmayız. Şarkıcılar, müzisyenler, şairler ve tiyatroculardan oluşan Dionysos Sanatçılar Birliği’nin burada kurulması tesadüf değildir.
Dionysos kültürünü yakından tanımak ve Teos Antik Kenti’ni ziyaret etmek için İzmir uçak bileti alabilirsiniz.
16. Bulutların arasındaki şehir: Sagalassos Antik Kenti

Burdur’un Ağlasun ilçesinde, 1700 metre yükseklikten şehri izleyen bir antik kent. Pisidia olarak bilinen bölgenin Roma dönemindeki en önemli şehri olan Sagalassos Antik Kenti’nin ilk yerleşim izleri bundan 12 bin yıl öncesine kadar uzanıyor. Diğer taraftan kentte orijinal yapıların büyük çoğunluğu hala görülebildiği için bugüne dek en iyi korunmuş antik kentlerden biri durumundadır.
Şehrin girişindeki evler, hamam, çarşı, çeşme, odeaon, kireç ve metal fırınları, tiyatro, seramik üretim merkezi, kapılar, meclis binası, kilise ve kütüphane Sagalassos Antik Kenti’nde mutlaka görülmesi gereken eserler. Bu eserlerin büyük bölümü, antik kentin yüksekte bulunması sayesinde çok iyi korunmuş durumda.
2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Sagalassos Antik Kenti’ndeki kazılarda ortaya çıkan kral heykelleri bugün Burdur Müzesi’nde sergilenmektedir. Ayrıca yine yapılan arkeolojik çalışmalarda yaklaşık 1000 yıldır burada seramik üretimi yapıldığı ortaya çıkmıştır.
Sagalassos Antik Kenti’ni ziyaret etmek için Isparta uçak bileti ya da Antalya uçak bileti alabilirsiniz.
17. Felsefe ve bilimin başkenti: Milet Antik Kenti

Antik Yunan Medeniyeti’nin bilim ve felsefede ilerlemesini bir şehre bağlayacaksak, belki de burası Milet’tir. Zira varoluşçu düşüncenin ilksel temellerini atan Anaksimenes, tanrılardan bağımsız bir evren tasavvuru düşleyen Anaksimandros, maddenin formları hakkında düşünen matematikçi Thales ve ilk dünya haritasını hazırlayan Hekataios Milet’liydi.
Milet Antik Kenti, Aydın’ın Didim ilçesinde, Balat Köyü yakınlarında bulunuyor. Büyük Menderes Nehri’nin denize döküldüğü alana yakın gelişmiş bir liman kenti olan Milet, İyonya’nın en önemli şehirlerinden biriydi. MÇ. 6-7. yüzyılda en parlak dönemini yaşayan Milet Antik Kenti, bu dönemde en zengin şehirlerden biriydi. İlk yerleşimlerin 4000 yıl öncesine dayandığı düşünülen Milet; Helenistik, Roma, Erken Hristiyanlık, Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde önemli bir şehir olarak varlığını sürdürmüştür. Antik kentte bu dönemlerden kalma hamam, agora, tiyatro, tören caddesi, çeşme, senato binası, Türk hamamı, liman anıtı, liman kapısı ve depo yapısı mutlaka görülmesi gereken tarihî yapılar.
Bilim ve felsefenin başkenti Milet Antik Kenti’ni daha yakından tanımak için İzmir uçak bileti alabilirsiniz.
18. En iyi korunmuş Zeus Tapınağı: Aizanoi Antik Kenti

Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde bulunan Aizanoi Antik Kenti’nin tarihi yapılan araştırmalara göre 5000 yıl öncesine kadar uzanıyor. Frigya’ya bağlı Aizanitisler’in ana yerleşim merkezi olan Aizanoi, Helenistik dönemde Bergama’nın yönetimine geçmiştir. MÖ. 133’te Roma egemenliğine giren kent bu dönemde oldukça zenginleşmiş ve kentleşme çalışmaları başlamıştır. Sikkelerin basımı da yine bu zamana denk gelmektedir. En parlak dönemini MS. 2. yüzyılda yine Roma hakimiyetindeyken yaşayan Aizanoi Antik Kenti’ndeki eserlerin büyük kısmı da bu dönemde yapılan eserlerdir. Daha sonra Bizans döneminde psikoposluk olan Aizanoi kademeli olarak önemini yitirmiştir.
Aizanoi Antik Kenti iki özelliğiyle çok önemli. Dünyanın en iyi korunmuş Zeus tapınaklarından biri burada bulunuyor. Aynı zamanda dünyanın ilk ticaret borsa binası da yine bu antik kentte yer alıyor. Aizanoi Antik Kenti’ni ziyaret edecekseniz 15 bin kişilik tiyatro, hemen yanında bulunan 13 bin 500 kişilik stadyum, hamamlar, agora, nekropoller, köprüler, su yolları, bentler ve sütunlu cadde mutlaka görmeniz gereken tarihî yapılar.
Aizanoi Antik Kenti’nde dünyanın en iyi korunmuş Zeus Tapınağı’nı görmek isterseniz Kütahya uçak bileti alabilirsiniz.
Antik kentleri gezerken bunlara dikkat edin!
- Antik kentlerin birçoğu mermerden olabiliyor. Bu durum, mermerin güneş ışığını kolay çekmesi nedeniyle sıcağı olduğundan daha fazla hissetmenize neden oluyor. Açık renk elbiseler, şapka, güneş gözlüğü belki de sıcaktan korunmak için yanınızda şemsiye bulundurmanız iyi olabilir.
- Antik kentlerde patika ve taşlı yolların olduğunu da unutmayın. Bu nedenle spor ayakkabısı giymenizi öneririz.
Antik kentleri gezerken bilmeniz gereken bazı kelimeler
Agora: Agora insanların bir araya geldiği kentin en hareketli yeri. Bir nevi çarşı.
Forum: Roma dönemindeki pazar alanlar. Aynı zamanda resmi ve dini yapıların da bulunduğu yer.
Akropol: Yüksek şehir.
Nekrapol: Toplu mezarlık alanları.
Gymnasium: Antik Yunan ve Roma’da spor faaliyetlerinin yapıldığı yer.
Stoa: Sokak ya da agoranın yanında bulunan üstü kapalı, sütunlu galeriler.
Dor: Sütunların uzaktan düzgün görünmesi adına oluşturulan yapılar.
Story ayağınıza geldi!
Yazımızın öne çıkan bölümlerini sosyal medya hesaplarınızda paylaşmak için hazırladığımız görselleri indirebilirsiniz. Bunun için Android ve iOS işletim sistemli akıllı telefonlarınızla paylaşmak istediğiniz story’nin üzerine basılı tutun ve gelen menü aracılığıyla görseli akıllı telefonunuza kaydedin veya paylaşın.


