More

    Gizemli ülke: Ürdün

    Ortadoğu'nun bu gizemli, tarihi M.Ö. 13.yüzyıla kadar dayanan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ülkesine gitme fikri uzun zamandır planlarım arasındaydı. Ürdün'ün otantik yapısını bilen Petra harikasından haberi olanlar buraya gitme fikrimi coşkuyla karşılasalar da birçok kişi genelde Ortadoğu'ya 2 kız seyahat etmenin tehlikeli bir fikir olduğunu ileri sürmüştü. Gitmeden beni de hafiften bir tedirginlik sardı fakat ülkeye ayak basar basmaz korkularımdan sıyrıldım. Çünkü Ürdün'ün bu kadar turistle dolu olduğunu tahmin etmemiştim! Turistlerin çoğu ise macera için gelmiş İspanyollar, Ürdün belgesellerini izlemiş, ellerinde Ürdün kitaplarıyla gezen Fransızlar ve İngilizler… Ayrıca Ürdün de turizm sayesinde ülkeye ciddi döviz girdiğinin farkında. Biz de Ürdün gezilecek yerleri, büyük bir coşku ve merakla diğer turistlerle beraber keşfetmeye başladık.

    Peki, bizimle Ürdün’ü keşfetmeye hazır mısınız?

    Duygu Aksakal (Kabin Memuru)
    Duygu Aksakal (Kabin Memuru)
    Adım Duygu Aksakal. 1989 yılında Aydın'da doğdum. Ankara Üniversitesi İngiliz ve Amerikan filolojisi bölümünü bitirdim. 2013 yılından beri Türk Hava Yolları'nda kabin memuru olarak çalışıyorum. Kampçılık, kayak, trekking aktiviteleriyle ilgileniyorum ve doğada vakit geçirmekten büyük zevk alıyorum. Mesleğimin sağladığı imkanlarla farklı kültürleri deneyimlemeyi ve bunları fotoğraflara aktarmayı seviyorum.

    Ürdün’ü keşfetmeye başlıyoruz!

    Kızıldeniz’in içindeki mercanlar.
    Kızıldeniz, Ürdün.

    Ürdün seyahatini planlarken güneyden kuzeye bir rota çizdik. İlk rotamız Türk Hava Yolları uçuşu ile Akabe şehriydi. Gece 00.50’de şehre varınca kiraladığımız arabaya atladık ve harika Google offline maps uygulaması ile otelimize kolayca vardık. Ertesi gün dalış yapmak istediğimiz için deniz kenarında çok konforlu olmayan bir otelde kaldık. Humuslu kahvaltı sonrası Kızıldeniz’in ne sıcak ne soğuk suyuna kendimizi attık. Kızıldeniz özellikle mercanlarıyla ün salmış, popüler dalış noktalarından. Mercanlar ve deniz altındaki canlılar göz kamaştırıyor. Ayrıca Ürdün Kralı mercanlara zarar verenleri büyük cezalara çarptırıyormuş. 

    Turist çekmek için batırılan tankı da gördükten sonra Kızıldeniz’e veda ettik. Otele dönüp Ürdün gezilecek yerler listesinde ikinci rotamız olan Wadi Rum’a doğru yola çıkıyoruz.


    Akabe’den Wadi Rum’a doğru…

    Ürdün’de çöl manzarası.
    Wadi Rum, Ürdün.

    Akabe’den Wadi Rum 1 saat sürüyor. Yolda sık sık polis çevirmesi oluyor. Ancak sadece rutin pasaport kontrolü yapılıp görevliler sizi gülümsemeleriyle uğurluyor. Bana işimden dolayı sık sık sorulan bir soru var. Dünyada en çok nereyi beğendiğim sorusu. Cevabı başka ülke olsa da Ürdün gezilecek yerler içinde en etkileyici rotalar listemi alt üst edip zirveye yerleşen, hiçliği ve boşluğuyla beni büyüleyen Wadi Rum oldu. Arabayla bölgeye giriş yaptığımızda, manzaraya bakakaldığımızı hatırlıyorum. Burası pembe kumuyla nam salmış adeta başka bir gezegen. Evet, sanırım Mars’a gelmiştik! Öyle ki ”Marslı” filminin Mars sahneleri burada çekilmiş. Hollywood’da Mars’ın kızıl yüzeyinin benzerini oluşturmak maliyetli olacağından film ekibi toplanıp buraya gelmiş.

    Etrafta sadece bomboş dağlar ve daha önce hiç görmediğim kızıllıkta kumlar var. Herhangi bir bitki, canlı yok. Böylesine bir hiçliğin insanı etkilemesi peki? Meğer uzun zamandır kalabalıktan yorulmuşum; boşluğu, sessizliği çok özlemişim.

    Bu bölgede harika bir kampta kaldık. İçinde; banyosu ve kliması olan biraz farklı bir kamp. Kampın adını da vereyim: Hasan Zawadeih Camping Resort. Biz Bedevi Kampı konsepti olduğu için ve daha ucuz olduğundan modern çadırda kalmayı tercih ettik. Buranın işletmecilerini gayet güler yüzlü ve sempatik buldum.

    Daha sonra saat 5’ten gün batımına kadar devam eden safari turunu satın aldık. Tura başlar başlamaz etrafında dolaştığımız dağlar, yüksek kum tepeleri, büyüleyici manzaralar eşliğinde derin duygulara daldık. 

    Akşam ise Bedevi ruhuna yine bürünmeye çalışıp yemek saatini beklemeye başlamıştık ki görevli aşçılardan biri bizi çağırıp küreklerle kumu kazdıkları yere davet etti. Ne oluyor diye sorgularken meğer bir merasim için bize protokol sırasından yer ayırmış. Bir anda kamptaki tüm turistler telefonlarını video moduna getirip arkamıza doluşmaya başladı. Ve kazılan kumun içinden 3 katlı ızgara eti ortaya çıktı. Yemek sonrası yine beni müthiş etkileyen bir aktivite yaptık. Uzak bir bölge seçip battaniyelerimizi yere sererek yıldızları izledik. Wadi Rum’a sırf bunun için gelen insanlar var. Özel makinelerini ayarlayıp gökyüzünü fotoğraflıyorlar. Gökyüzüne bakıp hiçbir şey düşünmeden boşluğa ne kadar süre bakabilirsiniz? Bunun kolay bir şey olmadığını işte orada anladım. Tüm düşünceleri zihnimden kovup sadece boşluğa bakabilmem belki de saniyelerle sınırlı kaldı.


    Ürdün’de ikinci günün şafağı

    Petra, Ürdün.
    Petra Antik Kenti.

    Romantik yıldız seyrimizi bitirdikten sonra sabah dalış akşam safari koşturmacasının verdiği yorgunlukla çadırımıza döndük. Ürdün gezilecek yerleri hakkıyla keşfetmek için alarmı sabah gün doğumuna kurduk. Saat 05.50’de öylece dışarı çıkıp bu sefer de sabahı, gün doğumunu hissettik. Bu sessizlikler, bu hiçlik kavramlar orada o anda yaşandığında gerçekten anlam kazanıyor.

    Ürdün’deki ikinci günün şafağında, humuslu kahvaltı sonrası Petra için yola koyulduk. Mars ve Petra arası araba ile 2 saat. Petra Antik kenti Ma’am bölgesinde bulunuyor. Gitmeden önce National Geographic Petra belgeselini izlemenizi tavsiye ederim. Petra’nın tarihi M.Ö. 400 yılına dayanıyor. Nebatilerin başkenti olarak yıllarca konumu itibariyle ticaret merkezi özelliğini korumuş. Giriş için 50 JOD, yaklaşık 995 TL ödedik. Gün boyu çok az dinlenme ve merdiven çıkma ile toplamda 16 km yol yapmışız. Ayrıca burada mesafeler uzak olduğundan Ürdün gezilecek yerlere giderken yerli halk sürekli atla, eşekle ya da deveyle ulaşımı teklif ediyor. İlginç değil mi?

    Petra’nın 2 giriş kapısı var. Biz ”El Hazne” yakınındaki kapıdan giriş yaptık. Buraya ulaşmak için 1,5 km yürümek gerekiyor. Dar kanyonda yürüdükten sonra hala neden yapıldığı netlik kazanmamış, dünyanın 7 harikasından biri El Hazne karşımıza çıkıveriyor. Bu yapı Nebatiler tarafından tek parça bir kayayı oyarak inşa edilmiş. Bedeviler El Hazne’nin korsanların hazinelerini saklamak için yapıldığını düşünüyormuş. Burası ayrıca Indiana Jones ve Mumya filminde de geçiyor.

    El Hazne sonrası mezarlıklar, dikili taşlar, amfi tiyatro gördük. Petra’daki parkurumuzda en zorlu kısımsa Monastery’e çıkarken oldu. Eskiden tapınak olup sonradan kilise olarak kullanılan bu yapıya yüksek bir tepeyi kıvrıla kıvrıla, dik merdivenlerini çıkarken sıcaktan ağlayarak ulaşıyorsunuz. Bu isyan ettiren kısmı yaşamak istemiyorsanız Petra’nın ikinci giriş kapısından girerek Monastery’i görüp merdivenleri kolaylıkla inebilirsiniz. Biz tamamen Petra’yı bitirdiğimizde saat 17.30 civarıydı ve güzel bir yemeği hak etmiştik. Tabii ki humuslu!


    Ürdün’de son gün

    Ürdün’deki son günümüz bol araba kullanmalı, kanyon maceralı ve Ölü Deniz, yani Lut Gölü’nde yüzmeli geçti. Petra’dan erken saatte ayrılıp 2 saat uzaklıktaki Murjib Kanyonu’na gittik. Burası macera severler ve aksiyon kamerası olanlar için eğlenceli bir yer. Islak ya da kuru parkur seçilebiliyor. Biz ıslak parkur seçip kanyonu keşfe başladık. Kanyonun içinde sürekli oradan oraya sürüklendik. Burası ipler yardımıyla taştan taşa atlama, suratınıza kanyonun asi suyu fışkırırken kayaları tırmanma gibi bol bol egzersiz barındırıyor. 2 saat sonunda kanyonun yürünebilecek yeri bittiğinde biz de yorgunluktan tatlı bir mutluluk yaşadık.

    Murjib Kanyonu sonrası istikamet Ölüdeniz. Yeri gelmişken Ölü Deniz’in özelliğinden bahsedeyim. İçerisindeki tuz oranı o kadar yüksek ki suda asla batmıyorsunuz. Denedim, evet batmadım. Herkes burada suda batmadan kitap okuyabildikleri fotoğraflarını çektiriyor. Ayrıca dünyanın en derin gölü olması ile ünlüymüş. Derinliği 376 metre. Sahilden karşıya bakınca İsrail toprakları görünüyor. İşte Lut Gölü, yani Ölü Deniz Ürdün ve İsrail topraklarını birbirinden ayırıyor. Ürdün’deki son rotamızdan da ayrılırken geçirdiğimiz dolu dolu 3 günden oldukça memnundum. Yazımı bitirirken önemli dipnotları da ekleyelim.


    Önemli Ürdün notları

    Humus yiyen kadın.
    Ürdün’ün yöresel yemeklerinden humus.

    1. Ulaşım: Ürdün gezilecek yerleri keşfederken araç kiralamak en mantıklı ve pratik yol. Polis çevirmeleri dışında yollar gayet rahat. Geç vakitlere, karanlığa kalmayın yeter. Yollarda yeterince ışıklandırma yok.

    2. Benzin: Benzinin litresi 1 JOD: 19.90 TL.

    3. Plajlar: Akabe’de halk plajları ücretsiz. Ancak meraklı bakışlara, sürekli yanınıza gelmek isteyenlere hazırlıklı olun.

    4. Güvenlik: Ürdün’de bulunduğumuz süre boyunca sıkıntı yaşamadık.

    5.Yemek: Sonuna kadar humus!

    *Blogumuzda yer alan bu yazının tarihi bazı güncellemelerden dolayı yeni görünüyor olabilir. Yazının içeriği yazarın kendi görüşünü yansıtmaktadır ve yazıda yer alan fiyat, ulaşım gibi bazı bilgilerin değişmiş olması mümkündür. Göz önünde bulundurmanızı rica ederiz.

    Bunlar da var!