Kadim bir yerleşim: Harput

Harput, Elazığ’ın kalbinde, 4 bin yılı aşkın geçmişiyle sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir yerleşim. Eski kaynaklarda Kharberd ya da Xarpert olarak geçen adın kökeni ise tartışmalı. Ermenicede “kale” anlamına gelen pert ögesi açık biçimde görülüyor, ancak ilk ögenin nereden geldiği belirsiz. Kimileri adın “kayalık kale” anlamına geldiğini söylerken, kimileri Hurri dilindeki yol, patika anlamına gelen har/khar ile bağlantı kuruyor. Bazı görüşler ise adın Hitit ve Hurri inançlarındaki bir tanrıçayla ilişkili olduğunu aktarıyor. Bütün bu farklı yorumlara rağmen Harput adının kesin bir etimolojisi bulunmuyor. Urartu, Hitit, Bizans, Selçuklu ve Osmanlıların izlerini taşıyan bu tarihî alan, âdeta bir açık hava müzesi atmosferi sunuyor. Bölgenin simgesi olan Harput Kalesi, Urartu döneminde inşa edilmiş. Bizans, Artuklu ve Osmanlılar tarafından da kullanılmış. Rivayete göre, yapıldığı dönemde yaşanan su sıkıntısı nedeniyle harcına su yerine süt karıştırıldığı için “Süt Kalesi” adıyla da anılıyor. Günlük sağılan sütler, koyun ve büyükbaş sürülerinden toplanarak tahta oyuk kanallarla inşaata taşınmış ve harca eklenmiş. Surları, gizli tünelleri, sarnıçları ve taş işlemeleriyle kale bölgenin hafızasında derin izler bırakmış. Eğiklik seviyesi dünyanın en meşhur kulelerinden biri olan Pisa Kulesi’nden bile daha fazla olan Harput Ulu Cami’sinin minaresi de buranın tarihî mirasının sembollerinden. Bir diğeri ise, M.S. 179 yılına tarihlenen Meryem Ana Kilisesi. Bu kilise, Anadolu’nun en eski Hristiyan ibadet mekânları arasında yer alıyor. Uzun kış gecelerinde anlatılan hikâyeler, türküler ve sohbetlerle yaşatılan Kürsübaşı geleneği 2010’da UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne girerken, 2018’de de Harput Tarihi Kenti Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındı. Kale, cami, kilise ve geleneksel konut dokusunu bir arada barındıran bu çok katmanlı miras, Harput’un Anadolu’daki tarihsel ve kültürel önemini uluslararası ölçekte görünür kılıyor.
Sonbahar mevsiminde Harput‘ta ne yenir?

Harput’un tarihi kadar zengin mutfak kültürü de sonbaharla birlikte ayrı bir anlam kazanıyor. Elazığ ve Harput mutfağı, yörenin ürünlerine ve mevsimlere göre şekillenen, kendine has lezzetlerle dolu. Özellikle sonbahar aylarında, kışa hazırlık için mutfaklarda hummalı bir faaliyet başlıyor. Bölgeye özgü en lezzetli ekmeklerden biri olan tandır ekmeği güz mevsiminde büyük tandırlarda pişiriliyor, bu özel ekmek doğru koşullarda saklanarak bütün kış tazeliğini koruyor. Yine sonbaharda bağ bozumu sonrası elde edilen üzümlerle bir çeşit cevizli sucuk olan orcik yapılıyor, dut ve üzüm pestilleri hazırlanıyor, sebzeler kurutuluyor ve tarhana kaynatılıyor. Tüm bunlar yaklaşan kış ayları için önemli bir hazırlık işlevi görüyor.
Bir çeşit içli köfte olan bölgenin meşhur Harput köftesi gibi et yemekleri, baharattan gelen sıcaklığıyla iç ısıtırken, lobik çorbası veya kelecoş gibi yöresel çorbalar da sonbaharın serinlemeye başlayan akşamlarında bedenin ihtiyaç duyduğu o rahatlığı sunuyor. Sonbaharda Harput’u ziyaret ettiğinizde, sadece gözlerinize ve ruhunuza değil, damak zevkinize de hitap eden bu zengin kültürü deneyimleme fırsatı bulabilirsiniz.
Sonbaharda Harput’ta gezilecek yerler

Elazığ şehir merkezinden yalnızca 6 kilometre ötede, şehrin üzerinde yükselen Harput’a ulaşım oldukça kolay. Düzenli dolmuş ve otobüs seferleri var. Özel araçla ise 10 dakikalık kısa bir yolculuk yeterli. Sonbaharda sararan ağaçların arasından geçen bu yol, sürüşe bambaşka bir keyif katıyor. Türkiye’nin büyük şehirlerinden Elazığ Havalimanı’na yapılan uçuşlar sayesinde Harput’a havayoluyla gelmek de pratik. Havalimanından merkeze ulaştıktan sonra kısa süren bir yolculukla Harput’un tarih kokan sokaklarına çıkılıyor.
Harput’un çevresi de sonbaharda ayrı bir güzellik sunuyor. Bağ bozumu zamanında üzüm toplama, yöresel ürünlerin hazırlanışına tanıklık etme ve doğa yürüyüşleri bu dönemin unutulmaz parçaları arasında. Elazığ’ın yanı sıra Malatya ve Tunceli’ye uzanan kısa kültür gezileriyle bölgeyi farklı yönleriyle keşfetmek mümkün. Böylece Harput’u ziyaret edenler yalnızca tarihî sokaklarda dolaşmakla kalmıyor, çevrede sonbaharın renklerini ve lezzetlerini de deneyimliyor.
Harput’un sonbaharda sunduğu tarih, kültür ve doğa birlikteliği, kolay ulaşılabilirliği sayesinde bölgeyi keşfetmek isteyenler için uygun bir ortam sağlıyor. Sonbaharın dinginliği içinde kadim sokaklarında yürürken, bir yandan geçmiş uygarlıkların izlerini bir yandan da Anadolu misafirperverliğinin sıcaklığını hissedeceksiniz. Siz de Harput’un tarih, kültür ve lezzetle dolu sonbahar atmosferini keşfetmek için Türk Hava Yolları’nın Elazığ uçuşlarını inceleyin, yolculuğunuzu planlayın.
