More
    Ana SayfaSeyahat fikirleriYolda olmak güzeldir! Mavi ile yeşilin iç içe geçtiği Ege road trip’i

    Yolda olmak güzeldir! Mavi ile yeşilin iç içe geçtiği Ege road trip’i

    Sonbahar en güzel haliyle devam ediyor. Bu yıl tatil planlarken kalabalıktan uzak olmak ve ortak kullanım alanlarından kaçınmak gibi yeni önceliklerimiz oldu. Belki bundan pek hoşlanmamış olabiliriz. Ancak bir süre böyle devam etmek zorundayız ne yazık ki. Tatilimiz sakin olsun; biz bize gezelim, yüzelim, sonbahar esintisinin keyfini çıkaralım diyorsanız sizin için muhteşem bir road trip rotası hazırladık. Kontrolün elinizde olduğu bu tatilde en sevdiklerinizi alıp arabanıza atlayın ve mavi ile yeşilin iç içe geçtiği Ege’de hem lezzetlerin hem tarihin hem de koyların tadını çıkarın!

    Turkish Airlines Blog
    Turkish Airlines Blog

    Yazar ekibimiz tarafından yönetilen bu hesapla, seyahat tutkunları ve keşif meraklılarının keyif alacağı blog içerikleri üretiyoruz.

    Özenle hazırladığımız içeriklerimiz aracılığıyla ilham vermeyi, bilgilendirmeyi, heyecanlandırmayı, eğlendirmeyi ve küçük ipuçları ile yolculuğunuzu kolaylaştırmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda yola çıkmanın yenileyici ve özgürleştiriciliğini sizlere tekrar hatırlatmak istiyoruz.

    Çünkü Tolstoy'un dediği gibi: “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar; Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir...”



    Başlarken küçük bir bilgilendirme yapalım. “Road trip” Türkçede “yol gezisi”, “araba yolculuğu”, “yol macerası” gibi farklı şekillerde -az da olsa- kullanılıyor. Ancak araştırmalarımızda gördük ki çoğu insan gündelik hayatta yaygın olarak “road trip” ifadesini kullanmayı tercih ediyor. Dolayısıyla, biz de bu yazımızda -ve genel olarak blogumuzda- road trip ifadesini kullanmanın daha uygun olacağını düşündük.

    Road Trip; yani yolda olma hali özgürleştirici bir deneyim. Yolda olduğumuz süre boyunca etrafımızla ve içinde bulunduğumuz dünyayla olan ilişkimiz artar. Yol sadece çıkış ve varış noktasından ibaret değildir. Ara duraklarda da bizi bekleyen bir sürü macera vardır. Yolculuk spontane gelişebileceği gibi birkaç planlamayla çok daha kontrollü bir hal de alabilir. Bu tamamen size kalmış bir şey. Bu yazıda, biz de size fikir vermek için kuzeyden güneye doğru ilerleyen muhteşem bir Ege rotası oluşturduk.


    Assos

    Athena Tapınağı, Behramkale, Çanakkale

    Aracımıza atladık ve harika bir road trip’e başladık! Rotamızın ilk durağı Assos. Çanakkale’de Behramkale Köyü sınırları içerisinde kalan antik bir kent olan Assos hem tarihi hem de deniziyle muhteşem bir tatil cenneti. Köyün güneyi, yani kıyı şeridinde Assos Antik Kenti’nden kalan eski yapılar bulunuyor. Kuzeyinde ise Osmanlı zamanında kurulmuş Behramkale tarihi evlerini görebilirsiniz. Yani köy uçtan uca tarihi bir dokuya sahip. Eğer hem denize girmek hem de gezmek istiyorsanız Assos’ta iki gün geçirmenizi öneririz. Ziyaretinizde dilerseniz köy civarında kamp yapabilir ya da köy içerisindeki butik otel ve pansiyonlarda konaklayabilirsiniz.

    Assos Antik Kenti’nin iki giriş kapısı var. Bunlardan biri köyün içinden geçiyor. Zamanda geriye doğru gitmek isterseniz gezinize köyden başlayın. Behramkale Köyü, el değmemiş mimarisiyle bize özlemini duyduğumuz sadeliği ve dinginliği sunuyor. Dost canlısı esnafı ve renkli hediyelik eşya dükkanlarını gezerek usulca Assos Antik Kenti’ne doğru tırmanabilirsiniz. Köyden Assos’a doğru yapacağınız yürüyüşte Osmanlı döneminden kalma Hüdavendigar Camii dikkatinizi çekecek. 14. yüzyılda inşa edilen bu camii, erken Osmanlı mimarisinin güzide eserlerinden biri.

    Antik kente giriş yaptıktan sonra Athena Tapınağı’nı gezerken bütün kenti ayaklarınızın altından seyredeceksiniz. Hatta hava açıksa Midilli Adası’nı bile görebilirsiniz. Köyden başladığınız yolculuğunuzu, kentin diğer giriş kapısına doğru giderek tamamlayabilirsiniz. Ören yeri girişi diye bilinen bu yer sizi Assos Antik Limanı’na götürecektir. Limana giden yol boyunca kentin diğer önemli yapıları olan nekropol, agora ve amfi tiyatroyu da görebilirsiniz. Bu yolun sonunda, limandaki balıkçılarda günbatımına karşı yemeğinizi keyifle yiyebilirsiniz.

    Tarihte kısa bir yolculuktan sonra sıra yüzmeye ve güneşlenmeye geldiğinde Assos bizi yine büyülüyor. Assos’a sadece iki kilometre uzaklıktaki Kadırga Koyu yemyeşil Kaz Dağları manzarası ve berrak deniziyle huzur dolu bir yer.


    Akçay

    Başdeğirmen Mıhlı Şelalesi, Kazdağları, Türkiye

    Kadırga Koyu’na doyamayıp hala denize girmek istiyorsanız Akçay bunun için en doğru adres. Road trip’in en güzel yollarından birindesiniz. Assos ve Akçay arası yaklaşık 55 km. Denizi izleye izleye yol alabilirsiniz. Yalnız belirtmekte fayda var, Akçay’a sadece denize girmek için gidilmez. Gezmek isteyeceğiniz birden fazla doğa harikası da mevcut. Kaz Dağı Milli Parkı bunlardan biri. Burada kamp yapabileceğiniz alanlar var. Dilerseniz rehber ile doğa yürüyüşü yapabilirsiniz. Kaz Dağları’nın kendine özgü bitkileri hakkında kimsenin bilemediği bilgiler öğrenmek için rehberinizi can kulağıyla dinleyin. Mis gibi havayı solumak da cabası. Gezi esnasında kendinizi Sütüven Şelalesi’nin buz gibi sularına bırakmak isteyebilirsiniz. Suyun gerçekten buz gibi olduğunu düşününce en azından denemek isteyebilirsiniz diyelim. Buz gibi suyla temastan sonra ısınmak için Şahinderesi Kanyonu’nda yürüyüş yapmak iyi gelir. Uzun ve yüksek olan Şahinderesi Kanyonu tam bir doğa mucizesi. Eğer kanyonda yürüyüş yapmaya karar verirseniz yanınızda mutlaka bir rehber olması gerek. Milli Park gezinizi tamamladıktan sonra biraz da sıcak sularda yüzmek isterseniz Akçay’ın beldesi olan Zeytinli’ye gidin. Güzel plajları ve kamp alanları ile Zeytinli’de içiniz ısınacaktır.


    Ayvalık 

    Cunda Adası, Ayvalık, Balıkesir, Türkiye

    Akçay’dan sonraki durağımız Ayvalık. Arabayla yine Ege’nin kıyısından 45 km yol gideceksiniz. Yüz ölçümü küçük olabilir fakat Ayvalık kendi içinde bambaşka bir dünya. Rumlara ve Türklere ev sahipliği yapmış olan Ayvalık’ta tarihi yapılar çeşitlilik gösteriyor. Bu yüzden Ayvalık’ta her sokakta eşsiz yapılarla karşılaşabilirsiniz. 19. yüzyılda inşa edilen Taksiyarhis Kilisesi ve Çınarlı Camii ziyaret edebileceğiniz yerlerin başında geliyor.

    Ayvalık’a gelmişken Cunda Adasına gitmemek olmaz. Cunda adeta dinginliğin anayurdu. Cunda Tarihi Pazar’ı gezip Taş Kahve’de lezzetli bir Türk kahvesi içmek sizi de o dinginliğin içine çekecek. Kahvenizi içtikten sonra gün batımını yakalamak için Şeytan Sofrası’na geçerseniz tüm Ayvalık ayaklarınızın altındayken güneşin batışını izleyebilirsiniz. En sonunda ise Sarımsaklı’ya geçip kamp yapabilir, Sarımsaklı’nın berrak denizinde yüzmek için kendinize ayrıca vakit ayırabilirsiniz.


    Bergama

    Bergama Traianus Tapınağı, Pergamon Antik Kenti, İzmir, Türkiye

    Kuzey Ege’den yavaş yavaş uzaklaşmaya başlarken bir sonraki durağımız Bergama. Bu yolu isterseniz İzmir-Çanakkale yolunu kullanarak sahil şeridinden isterseniz de Kozak-Bergama yolunu kullanarak ormandan gidebilirsiniz. İkisi de hemen hemen 65 km. Yolda ağaç mı yoksa deniz mi görmek istersiniz? Bu zor kararı verin ve road trip’inize devam edin.

    İzmir’e bağlı olan Bergama ismini Pergamon Antik Kenti’nden alıyor. Çok eski bir yerleşim yeri olan Bergama bu yüzden tarihi eser açısından oldukça zengin. İlk parşömenin bulunduğu, dünyanın en büyük ikinci kütüphanesine ev sahipliği yapmış Bergama Antik Kenti kesinlikle gezilmeye değer. Antik zamanlardan biraz ileri doğru yolculuk yaptığımızda Bergama’nın Rum evleri ile dolu sokakları apayrı hikayelerle dolu. Özellikle Kale Mahallesi’ndeki evler kendine özgü mimarisiyle dikkat çekiyor. Zamanda biraz daha yolculuk yaptığımızda Osmanlı döneminde yapılmış Bergama Arastası ile karşılaşıyoruz. Burası eskiden farklı zanaatkârların dükkanlarının bulunduğu bir ticaret merkeziymiş. Geçmişte Bergama’da çıkan büyük yangınlardan etkilenen arastada bugün halen halı dokuması yapan dükkanlar var. Geziniz boyunca Osmanlı tarihinden kalan geleneğin devamına tanıklık edeceksiniz. Keyfini çıkarın.


    Çeşme

    Osmanlı zamanından kalma tarihi Çeşme Kalesi, İzmir

    Road trip’imizin bir sonraki durağı Çeşme. İzmir’in en güzel ilçelerinden biri desek yalan olmaz. Çeşme’nin bu güzelliği de ona popülarite olarak geri dönüyor. Gözde tatil yerlerinden olan Çeşme’ye uğramadan geçmek olmaz.

    Çeşme merkezde 15. yüzyılda inşa edilmiş Osmanlı döneminden kalma Çeşme Kalesi’ni ziyaret edin. Kalenin içinde ise yapılan kazılardan çıkan eserlerin sergilendiği bir müze mevcut. Yakınken, Alaçatı’ya da bir uğrayın isterseniz. Arnavut kaldırımlı sokaklarda begonvil ve sardunya kokuları eşliğinde dolaşın. Karnınız acıkırsa bir kumru yiyin. Gezdik, yedik, içtik dedikten sonra biraz da yüzmek isterseniz Çeşme’de gidebileceğiniz birçok plaj var. Ve bazıları çok sakin. Sosyal mesafeli bir tatil deneyimi için sakin plajları tercih edin. Eğer konaklama için temiz havada kamp yapmayı düşünüyorsanız Kleopatra Koyu’nda hem kampınızı yapabilir hem de denize girebilirsiniz. Canınız değişiklik isterse oradan Ilıca Plajı’nın Maldivler’i andıran denizinde yüzebilirsiniz.


    Selçuk 

    Hadrian Tapınağı, Efes Antik Kenti, İzmir

    Çeşme’den sonra sırada Selçuk var. Selçuk deyince akıllara ilk gelen yer tabii ki Efes Antik Kenti oluyor. Burada yaşamın M.Ö. 6000 yıllara dayandığı biliniyor. Zaman içerisinde farklı uygarlık ve medeniyetlere ev sahipliği yapan Efes, bugün UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor. Dünya harikası kabul edilen Artemis Tapınağı’nın ev sahibi olan Efes Antik Kenti muhakkak görülmesi gereken bir yer. Ayrıca şunu da belirtelim, bölgede listeye giren tek yer Efes Antik Kenti değil! Selçuk Kalesi olarak da bilinen Efes’in ilk yerleşim yeri Ayasuluk Tepesi de UNESCO’nun listesinde yer alıyor. Bizans ve Osmanlı dönemlerinden izler taşıyan kaleyi gezerken Selçuk’un muhteşem manzarasını seyredebilirsiniz.

    UNESCO’nun listesine giren bir diğer eser ise St. John Bazilikası. Artemis Tapınağı’ndan sonra yapılan en büyük dini yapıdır. Ayrıca, Hristiyanların hac ibadetini gerçekleştirmek için bugün halen ziyaret ettikleri bir yerdir. Selçuk’taki Meryem Ana Evi de hac ibadetini tamamlamak için gidilmesi gereken bir diğer inanç merkezi. Her sene binlerce Katolik Hristiyan hacı olmak için Meryem Ana Evi’ni ziyaret ediyor.

    Selçuk’a bağlı Şirince köyü ise oldukça sevimli eski bir Rum yerleşkesi. Bu küçük köyü yürüyerek gezin.  Köyün taşlı, dik sokakları arasında keşfedebileceğiniz bir sürü küçük lokanta var. Bizim önerimiz kabak çiçeği dolmasının tadına bakmanız olacak. Belki biraz da gözleme yersiniz, bir de süt reçeli denersiniz. Şirince, ismini sonuna kadar hak eden bir köy.


    Kuşadası

    Kuşadası, İzmir

    Selçuk’tan Kuşadası’na geçiyoruz şimdi. Popüler bir tatil yeri olduğu için Kuşadası biraz kozmopolit kalıyor. Kuşadası’nda yapılması gerekenlerden biri Kuşadası Milli Parkı’na gitmek. Burası yaklaşık 250 kuş türünün yaşam alanı; ayrıca yaban domuzu, vaşak, sırtlan gibi pek çok hayvanın da evi. Park içerisinde bir ihtimal yaban domuzları ve yavrularıyla karşılaşabilirsiniz ama korkmaya gerek yok. Hiçbir zararları yok. Park içerisinde dört tane koy var. İçmeler, Aydınlık, Kavaklıburun ve Karasu koyları. Dilerseniz burada kamp yapabilir, koylarda denize girebilirsiniz.


    Didim

    Apollon Tapınağı, Didim, Aydın, Türkiye

    Kuşadası’nın koylarını ve milli parkını bırakmak zor gelebilir ama sıradaki durağımız Didim de sizi büyüleyecek. Binlerce yıllık bir yerleşim yeri olan Didim bugün hala zenginliğini koruyor. Konaklama açısından zengin olan Didim’de; butik oteller, pansiyonlar, kiralık evler ve kamp alanları mevcut. Kalabalıktan uzakta bir konaklama için Didim’de epey seçenek bulunuyor. Özellikle kamp yapmak isteyenler için Tavşan Burnu’ndaki kamp alanlarını öneririz. Buradayken dünyaca ünlü Apollon Tapınağı’na gitmeden olmaz. Antik dünyanın en büyük üçüncü tapınağı olan Apollon Tapınağı, Didim merkezine biraz uzak olsa da görülmeye değer. Hem zaten altınızda arabanız var ve muhteşem bir road trip yapıyorsunuz, neden gitmeyesiniz ki?

    Tarihin önemli krallarından Büyük İskender’in evinin olduğu Prienne Antik Kenti’ni de gelmişken ziyaret edin. Antik dönemde filozoflar kenti olarak bilinen Milet Antik Kenti de bugün Didim sınırları içinde gidebileceğiniz tarihi yaşatan bir diğer muhteşem yer. Söz konusu antik kentler olunca Didim bu açıdan epey zengin. Sahil ve plajlar açısından da zengin olan Didim’in en ünlü plajı Altınkum. Altın sarısı kumlarıyla adının hakkını veriyor. Merkezden biraz uzaklaşmak isterseniz de Akbük Koyu’nu öneririz. Akbük Koyu’nda doğa içinde sosyal mesafeyi gözeterek kamp yapabilir, yelken ve su kayağı gibi su sporlarını deneyebilirsiniz.


    Bodrum

    Sahil kasabasında denize inen sokak manzarası, Bodrum

    Ve road trip’in finalini Bodrum’la yapıyoruz. Bodrum’u yeterince övmek hiçbir zaman mümkün olmayacak herhalde. Konaklama açısından geniş bir yelpazeye sahip olan Bodrum’da ister kalabalıktan uzak butik otellerde kalın isterseniz de sosyal mesafeli bir tatil için civardaki kamp alanlarına kamp kurun.

    Önceki duraklarımız gibi Bodrum da yüzyıllar boyu çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yaptı. Hatta dünyanın yedi harikasından biri burada. Halikarnas Mozolesi kalıntıları bugün Bodrum’da görmeniz gereken yerlerden biri. Kendinizi deniz, kum, güneş üçlüsünün kollarına bırakmadan Bodrum Kalesi’ne gitmenizi de öneririz. 15. yüzyılda şövalyeler tarafından inşa edilen kale bugün Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Kısacası Bodrum’un her yanı tarihi eserlerle dolu.

    Gezme faslı bittikten sonra serinlemek için denize girmek isterseniz, doğru yerdesiniz. Küçük bir balıkçı kasabası olan Gümüşlük’te denize girin. Sonrasında ise taptaze balıklarıyla sizi bekleyen lokantalarında bir güzel karnınızı doyurun. Ya da Yalıkavak’ta Bodrum Yel Değirmenleri’nin manzarası eşliğinde yürüyüş yapın. Pafla, Tilkicik ve Ağaçbaşı koylarından birinden kendinizi denize bırakın. Su sporu yapmak isterseniz, sizin için doğru adres Bitez. Rüzgâr sörfünden kanoya pek çok su sporunu burada yapabilirsiniz.

    Ege’nin kuzeyinde Assos’tan başlayıp en güneyinde Bodrum’da bitirdiğimiz harika bir road trip rotası oldu. Tarihi yaşatan eserler, nefis manzaralar, harika yemekler ve keyifli yollarla dolu bir tatil yapmak isteyenlere rotamızı gönül rahatlığıyla tavsiye ediyoruz. Yola çıkmadan önce pandemi özelinde ipuçları ve fikirler alabileceğiniz Yeni normal tatil kategorimizde yer alan diğer içeriklere de göz atmak isteyebilirsiniz. İyi tatiller.

    *Blogumuzda yer alan bu yazının tarihi bazı güncellemelerden dolayı yeni görünüyor olabilir. Yazının içeriği yazarın kendi görüşünü yansıtmaktadır ve yazıda yer alan fiyat, ulaşım gibi bazı bilgilerin değişmiş olması mümkündür. Göz önünde bulundurmanızı rica ederiz.

    Bunlar da var!