More

    Orta Avrupa’nın kimliği: Viyana

    Avusturya’nın başkenti olan Viyana, İstanbul’dan Türk Hava Yolları’nın uçaklarıyla yaklaşık 2,5 saat içinde ulaşabileceğiniz, Germen kökenli, güzel ve tarihi bir Orta Avrupa şehridir. Buraya gelmek için birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Schengen vizesi almanız gerektiğini hatırlatmakta fayda var.


    Avusturya kültürel ve sanatsal açıdan çok zengin bir ülke. Meşhur ressam Gustav Klimt’in, klasik müziğin mimarları olan Mozart, Beethoven, Strauss gibi nice büyük müzisyenin, vals dansının, kraliyet döneminden kalma şatoların, Kraliçe Sisi’nin, Schnitzel’in, Apfelstrudel turtası ve Sacher gibi leziz pastaların, çikolatalı bir cappuccino türü olan Cafe Melange’nin ve Osmanlı’dan miras kahvenin memleketi… Ayrıca Avusturya’da kayak merkezleri de oldukça popüler. Bu nedenle kültürel gezi veya kayak tatili yapmak isteyenler için Avusturya ve başkent Viyana tam doğru adres diyebiliriz.

    Viyana’ya vardığınızda araba kiralayabilir veya en ekonomik yol olan Vienna Card alarak metro, otobüs gibi toplu ulaşım araçlarıyla oldukça rahat çevreyi gezebilirsiniz. Havalimanından şehir merkezine tren de mevcut, fiyatı yaklaşık 10.-Eur.

    Vaktiniz sınırlı ise kenti gezmenin en kolay yolu ‘city bus’lardan geçiyor. İki günlük bir bilet ile hem kırmızı hattı, hem de mavi hattı dolaşarak tüm kenti keşfetmiş olursunuz. Ayrıca bir de şehir içinde gezinti yapabileceğiniz turistik tramvay turu var, tramvay birçok görülmesi gereken turistik yerin önünden geçerek zevkli bir şehir turu yaşatıyor.


    Şimdi şehri gezmeye başlayalım;

    Şehrin en popüler bölgesi olan Stephan Meydanı’ndan (Stephansplatz) başlamak doğru olacaktır.

    Meydanın ortasında yer alan tarihi Aziz Stephan Katedrali (Stephansdom) 1137’de yapılmış, içini gezmek serbest. Katedral oldukça etkileyici; çanı, Osmanlılar şehri kuşatmaya geldiğinde burada bıraktığı toplar dökülerek yapılmış. Etrafta fotoğraf çektirmek isteyen turistleri bekleyen pek çok eski zaman kıyafetli veya Mozart kostümlü insanlar, ressamlar, çeşitli sokak sanatçıları ve pandomimciler göreceksiniz. Katedral çevresinde süslü faytonlar ile yarım saat sürecek küçük bir şehir turu atmanız da mümkün. Yalnız bunun için 50.-Eur’u gözden çıkarmanız gerekiyor.


    Diğer tarihi mekan ve müzelerine bakalım;

    Leopold Müzesi şehrin en önemli müzelerinden. Burada dünyaca meşhur minyatür ressamı Gustav Klimt’in kitaplarda bol bol gördüğünüz eserlerinin orijinallerini ve Egon Schiele’nin çalışmalarını görme şansına erişiyorsunuz.

    Ortaçağ Avrupası Kraliyet döneminin en önemli isimlerinden olan Kraliçe Sisi’nin Hofburg Sarayı’nı ve bahçesini de mutlaka görmenizi tavsiye ederim. İçeride Sisi’ye ait bir müze de yer alıyor. Muhteşem güzellikte kocaman bir bahçe içindeki görkemli saray dönemin ihtişamını ve zenginliğini gösteriyor.

    Saraydan çıkınca İspanyol Binicilik Okulu’nun yer aldığı Joseph Meydanı’nda gezebilir, ayrıca Ulusal Kütüphane’yi de ziyaret edebilirsiniz.

    Yine mutlaka görmeniz gereken yerler: Belvedere Sarayı, eskiden yazlık olarak kullanılan Schönnbrunn Sarayı ve Schloss Park. Belvedere Sarayı içinde Gustav Klimt eserlerinin sergilendiği bir bölüm de mevcut.

    Ünlü mimar Friedensreich Hundertwasser’in yarattığı Hundertwasser semtine mutlaka uğramalısınız. Burada binalar adeta bir sanat eseri gibi boyanmış ve çevre cıvıl cıvıl etkileyici, sanatsal bir bölge haline gelmiş. Binaların alt katlarında yer alan kafelerde, eğer mevsimi ise buraya özgü elmalı gazoz gibi bir içecek olan Apple Cider’i tadabilirsiniz.

    Klasik müzik tutkunları buraya kadar gelmişken mutlaka ünlü Viyana Devlet Operası’nda (State Opera House) bir gösteri izlemeye çalışmalılar. Bilet için seyahate başlamadan günler önce internetten bilet almak en doğru seçim olacaktır, çünkü o kadar yoğun bir talep var ki son günü gösterimlere bilet bulmak neredeyse imkansız bir durum halini almış.

    Avrupa’nın en eski ve büyük dönme dolabı da burada yer alıyor. “Prater” adı verilen, tarihi kırmızı renkli ahşap odacıklardan oluşan dönme dolabı görmek için Prater Park’a gitmelisiniz. Dönme dolap halen çalışıyor, bu tarihi odacıklara binip şehri kuşbakışı izleyebilirsiniz.

    Biz parka çok yakın olan Ibis Hotel’de kalmıştık; otel merkezi bir konumda, zaten metro ağı sayesinde her yere ulaşım çok kolay oluyor.

    Görmeniz gereken diğer önemli yapılar arasında; Rathaus, Parlamento Binası ve Sanat Tarihi Müzesi sayılabilir.


    Yemeklerine gelince;

    Stephan Meydanı’nda çevreyi saran kafelerden gelen kahve kokusu ve inanılmaz iştah açıcı görselleriyle sergilenen pastalar iştahınızı açacak, hepsinden denemek isteyeceksiniz. Bunu bildiklerinden birçok pastanede pastaların minik boyları da üretilmiş ve isteyenlere karışık çeşitlerden oluşan pasta tabağı ikram ediyorlar, bunlardan mutlaka denemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Sacher pastası neredeyse tamamen çikolatadan üretiliyor, benim için fazla tatlı gelmişti ama meyveli çikolatalı daha hafif olan pastalarına bayılmıştım. Tatlı demişken, buranın meşhur tarihi kafelerden biri olan Cafe Central’da bir mola vermeli, yine tarihi bir mekan olan Demel Pastanesi’nde Apfelstrudel adlı nefis elmalı turtayı denemelisiniz. 

    Yemek olarak pasta ve tatlıların dışında buraya özgü Wiener Schnitzel’i mutlaka tatmalısınız. Yanında getirdikleri bir çeşit patates salatası olan Kartoffel Salad ile çok leziz bir ikili olmuşlar. Schnitzel bizde sadece tavuktan yapılmasına rağmen burada her çeşit etten yapılabiliyor. O yüzden sipariş verirken etin cinsini belirtmeyi unutmayın. Schnitzel için en meşhur mekan Figlmüller adlı bir restoran. Leziz bir deneyim yaşamak için bu restoranı tavsiye ederim. 🙂

    Avusturya’ya çalışmak için gelmiş ve buraya yerleşmiş oldukça fazla Türk bulunuyor. Türkleri en yoğun görebileceğiniz yer Naschmarkt bölgesi. Burada her taraftan Türkçe duyacağınızdan kendinizi Türkiye’de gibi hissedebilirsiniz.

    Hediyelik olarak alınabilecek en güzel hediye tabii ki çikolata ve yine çikolata… Özellikle acı badem (marzipan) ve fıstık ezmesi içeren Mozart çikolataları enfes. Bunun dışında magnet, kartpostal vb. hatıralık eşyaları önerebilirim. Giyim ve elektronik alışverişi için pek ucuz bir ülke değil Avusturya. Avrupa içinde bile hayat standartları yüksek bir ülke olduğundan birçok şey Türkiye ile kıyaslandığında oldukça pahalı diyebilirim.

    Ortalama 3-4 günlük bir mini gezi planı içinde çok rahat tüm görülmesi gereken yerlerini tamamlayıp, güzel bir Avrupa tatili yapacağınız bir şehir olacaktır Viyana.

    Eğer vaktiniz bol ise araba kiralayıp klasik müziğin doğduğu önemli yerlerden biri olan, Mozart Cafe, Beethoven Strasse gibi her tarafa müzisyen adlarının verildiği Salzburg’a da gitmenizi öneririm. Bu sayede yol boyunca muhteşem güzellikte şatoları görebilir ve yemyeşil bakımlı dağları ile Avusturya’nın doğasının güzelliğini de keşfedebilirsiniz.

    *Blogumuzda yer alan bu yazının tarihi bazı güncellemelerden dolayı yeni görünüyor olabilir. Yazının içeriği yazarın kendi görüşünü yansıtmaktadır ve yazıda yer alan fiyat, ulaşım gibi bazı bilgilerin değişmiş olması mümkündür. Göz önünde bulundurmanızı rica ederiz.

    Bunlar da var!