More
    Ana SayfaTK hikâyeleriTürk Havayolları voleybol takımından Melis Yılmaz ile keyifli bir sohbet

    Türk Havayolları voleybol takımından Melis Yılmaz ile keyifli bir sohbet

    Milli gururumuz ve Türk Hava Yolları voleybol takımının deneyimli liberosu Melis Yılmaz, sahada gösterdiği üstün performansıyla sayısız sporseverin gönlünü kazanan isimlerden birisi. Bu keyifli sohbette; Yılmaz’ın voleybola başlama macerasından karşılaştığı zorluklara, gelecek hedeflerinden seyahat zevkine kadar birçok konuyu ele aldık.

    Turkish Airlines Blog
    Turkish Airlines Blog

    Yazar ekibimiz tarafından yönetilen bu hesapla, seyahat tutkunları ve keşif meraklılarının keyif alacağı blog içerikleri üretiyoruz.

    Özenle hazırladığımız içeriklerimiz aracılığıyla ilham vermeyi, bilgilendirmeyi, heyecanlandırmayı, eğlendirmeyi ve küçük ipuçları ile yolculuğunuzu kolaylaştırmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda yola çıkmanın yenileyici ve özgürleştiriciliğini sizlere tekrar hatırlatmak istiyoruz.

    Çünkü Tolstoy'un dediği gibi: “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar; Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir...”


    Çok küçük yaşlarda spor okulu ile başlayan voleybol hayatınız, altyapılar ve A Milli Kadın Voleybol Takımı ile devam etmiş. Birçok genç sporcunun hayalindeki kariyeri sürdürüyorsunuz. Nasıl başardınız?

    voleybol melis yilmaz roportaj 1

    Voleybola 8 yaşımdayken Fenerbahçe’de başladım. Fenerbahçe Spor Okulları, altyapı ve oradan A Takım’a uzanan bir süreçte 15 yıl Fenerbahçe forması giydim. Büyük bir camiada, yoğun bir tempoda çok önemli maçlara çıkarak kariyerime adım attım. Birbirinden yetenekli oyuncularla çalışma fırsatı bulmak genç yaşta benim için büyük bir şanstı. Bu dönemde başta Eda Erdem olmak üzere, birçok yıldız isimle aynı sahayı paylaştım. Onlardan hem oyun anlayışı hem karakter anlamında öğrendiğim ve örnek aldığım çok şey oldu. Benim için bunlardan en önemlisi çalışma disipliniydi, diyebilirim. Şu an oynadığımız seviye oldukça yüksek. Bu noktaya ulaşmak elbette kolay değil. Ancak burada önemli olan, bu seviyeyi koruyabilmek ve istikrarlı bir şekilde devam ettirebilmek. Bunun için disiplinli bir şekilde çalışmayı hayatınızın merkezine koymanız gerekiyor.


    Takımımızda üçüncü sezonunuz. Genç yaşınıza rağmen takımı toparlayan, motive eden oyunculardansınız. Çok pozitif ve güler yüzlüsünüz. Stresli anlarda durumu kontrol altına alıyor, diğer oyunculara yardımcı oluyorsunuz. Bunun sırrı ne?

    voleybol melis yilmaz roportaj 2

    Öncelikle güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Evet, burada üçüncü sezonumu geçirmekten dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Türk Hava Yolları ailesini kendi ailem gibi görüyorum. Elbette yaptığımız işin, beraberinde getirdiği büyük bir baskı var. Bazen hem dışarıdan gelen baskılarla hem de kendi içimizde yaşadığımız stresle başa çıkmamız gerekiyor. Sahip olduğum pozitif yapım, yıllar içinde bu baskıyı ve stresi yönetme biçimim haline geldi. Lakin aslında bu benim doğal halim. Günlük hayatımda da her zaman pozitif ve güler yüzlüyümdür. O yüzden saha içinde ekstra bir çaba sarf etmiyorum. Yaptığımız işin baskılı ve stresli olduğu dönemleri de bu şekilde yönetmeyi öğrendim, diyebilirim. Ayrıca takım arkadaşlarımla birlikte hissettiğimiz birlik ve beraberlik duygusu bana her zaman güç veriyor. Bu duyguyu sahaya yansıtıp yapıcı bir yaklaşım sergilediğimizde, ortaya çok iyi işler çıkardığımıza inanıyorum.


    Yerli oyuncular kadar yabancı oyuncularla da iyi ilişkileriniz var. Sahadaki performans çok önemli. Öte yandan saha dışında ideal bir takım oyuncusu nasıl olmalı sizce?

    Şunu söyleyebilirim ki; biz takım olarak ailelerimizden çok birbirimizle zaman geçiyoruz. Dolayısıyla bir aile ortamı yaratmanın ve bunu hissedebilmenin bir takım için büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Kurulan kaliteli kadrolarda profesyonelliğin dışında, kişisel hırsları bir kenara bırakıp gerçek bir takım oyuncusu olabilmek gerekiyor. Çünkü gerçek anlamda bir takım olduğunuzda kazanabiliyorsunuz. Yerli veya yabancı olmak fark etmeksizin birbirimizle sıkça vakit geçiriyor ve çok şey paylaşıyoruz. Bu paylaşımlarımız takım ruhunu güçlendiriyor. Kısacası takım olabilmek başarıyı beraberinde getiren esas unsur, diyebilirim.


    Bu sezon mücadeleci ve birbirine destek olan bir takım görüyoruz. Siz takımın performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Az önce bahsettiğim üzere Türk Hava Yolları’ndaki üçüncü sezonum. Burada geçirdiğim üç yıllık süreye istinaden, Türk Hava Yolları’nın mücadeleci ruha sahip bir takım olduğunu söyleyebilirim. Bunu sadece skorlarla değerlendirmiyorum; kötü oynadığımız zamanlarda da sahada her zaman son topa kadar savaşan bir Türk Hava Yolları var. Bu sezon oldukça genç ve dinamik bir kadroyuz. Birbirine destek olan, kazanmayı arzulayan ve sonuna kadar savaşan bir takım var. Tabii bu mücadeleci yapının temelinde birbirimize olan saygı yatıyor. Takım içindeki sevgi ve saygıyı koruduğumuzda, bu durum performansımıza ve oyun kalitemize yansıyor. Takımca zor süreçlerden geçtik; sakatlıklar yaşandı, rotasyonlarda beklenmedik aksaklıklar oldu, zor maçlara çıktık. Ancak tüm bu zorlukları bir kenara bırakarak sahada elimizden gelenin en iyisini ortaya koyduk. Sonuna kadar mücadele ettiğimizi düşünüyorum. Bunun için takımdaki herkesle gurur duyuyorum.


    Örneğin; sakatlık süreçleri, kötü geçen antrenman veya kaybedilen hedef maçlar olabiliyor. Bunlardan daha az etkilenmek, hatta güçlenerek çıkmak için nasıl bir düşünce yapısına sahip olmak gerekiyor?

    voleybol melis yilmaz roportaj 3

    Neredeyse her üç günde bir maça çıktığımız yoğun bir takvimimiz var. Tempo böyleyken, kaybettiğimiz bir maça takılıp kalmamız mümkün değil. İki gün sonra yeni bir maça çıkacağımız için mağlubiyeti hızlıca geride bırakıp bir sonraki karşılaşmaya odaklanmamız gerekiyor. Sonuçta galibiyetler kadar mağlubiyetler de sporun doğal bir parçası. Burada önemli olan ileriye bakabilmek ve moral ile motivasyonumuzu düşürmeden sonraki hedeflerimize odaklanabilmek, diyebilirim. Sakatlıklar konusuna değinecek olursam; maalesef karşılaştığımız en talihsiz hadiselerin başında yer alıyor. Ben sakatlık süreçlerimde kendime daima “Bu geçici bir süreç. Tekrardan iyileşip formama kavuşacağım ve sahaya geri döneceğim.” diyorum. Bu düşünce, sakatlık sürecini daha kolay atlatmamı sağlıyor.


    Libero, defans kurgusundaki yeri ile önemli ve zor bir pozisyon. Pozisyonunuzun en sevdiğiniz yönleri neler?

    Evet, libero takım içindeki önemli ama bir o kadar zor bir pozisyon. Bunun en büyük sebebi; hata yapma şansımızın diğer pozisyonlara göre daha az olması. Örneğin; bir smaçör manşette hata yapabilir ama sonrasında bir smaçla bu hatasını telafi edebilir. Ancak pozisyonum gereği hem servis karşılamada hem defansta sürekli aktif ve istikrarlı bir performans sergilemem gerekiyor. Minimum hata ile oynamak, libero pozisyonunun temel bir gerekliliği. Fakat tüm bu zorluklarına rağmen mevkimi seviyorum. Arka alanda sorumluluk almak ve takımım için beklenmedik topları çıkarmak beni çok tatmin ediyor.


    Voleybol hayatınızda önemli gördüğünüz, önceliklendirdiğiniz değerler neler? Örneğin; kazanmak, takım olmak, istikrarlı performans göstermek, oyun kabiliyetlerini geliştirmek gibi.

    Voleybol kariyerim boyunca ligde üç veya dört kez şampiyonluk yaşadım. Bunun haricinde Milli Takım altyapılarında, yarı final ve final müsabakalarında oynama fırsatı buldum. Uzun süre boyunca verdiğimiz emeğin karşılığını alarak o kürsüye çıkmak, benim için tarif edilemez bir duyguydu. Bu ânı hep kendime hatırlatıyorum ve beni motive eden en güçlü değerlerden biri olarak görüyorum. İkinci olarak her sporcunun hayatında olduğu gibi genç yaşlarda zorlu sınavlardan geçtim. Bu zamanlarımda hep hayallerimi düşünerek yoluma devam ettim. Yani hiçbir zaman pes etmedim. Şimdi de Türk Hava Yolları’nda kupa kaldırmayı hayal ediyorum. Bu, takım olarak verdiğimiz emeğin en güzel ve anlamlı karşılığı olacaktır.


    A Milli Takımı’na yeni seçilen Melis’e ne tavsiye ederdiniz?

    Ben çok küçük yaştayken Fenerbahçe’nin A Takımı’na yükseldim ve orada uzun yıllar forma giydim. Zamanla profesyonel olmanın ne demek olduğunu daha iyi anladım. Aslında yıllar geçtikçe kendini buluyorsun. Ben de Türk Hava Yolları’nda tam gelişme çağımda kendimi buldum, diyebilirim. Burada kendimi hem fiziksel hem mental yönden geliştirdim. Fakat bana soracak olursanız, bizim için esas önemli olan mental dayanıklılık. Benim yıllarca vurduğum manşetler hep aynıydı ama bir maçın son setinde veya son sayısında hangi tarafın mental dayanıklılığı daha iyiyse o, maçtan galibiyetle ayrılıyor. Bu yüzden genç Melis’e tavsiyem; sadece fiziksel anlamda değil, mental anlamda da kendini geliştirmesi olurdu. Çünkü mental dayanıklılık, gerçekten bu oyunun belirleyici unsurlarından biri.


    Oyununuzu geliştirmek için ekstra çalışma ve antrenman yaptığınızı biliyoruz. Bu öz disiplini nasıl sağlıyorsunuz?

    Dediğim gibi, bu seviyeye gelmek kolay değil. Asıl önemli olan, bu seviyede kalabilmek. Bireysel antrenmanları özellikle tercih ediyorum, çünkü topla daha fazla oynama şansım oluyor. Tabii koçlarımızla da bireysel çalışmalar yapıyoruz ancak bir takım arkadaşımla çalışma fırsatı yakaladığımda onunla bireysel antrenman yapmayı daha faydalı buluyorum. Servis karşılama ve defans kuvvetlendirme çalışmaları, bu bireysel antrenmanlar için örnek gösterilebilir. Bu disiplini genç yaştan itibaren kendime aşılamış olmam, gelişimine büyük katkı sağladı. Bireysel çalışmanın haricinde, takım olarak da verimli antrenman yaptığımızda ve maç kazandığımızda kendime rahatlıkla “Çok çalıştık ve bu galibiyeti hak ettik!” diyebiliyorum. Bu yüzden elimden geldiğince öz disiplinimi korumaya ve motivasyonumu yüksek tutmaya çalışıyorum.


    Kariyerinizde kısa vadeli hedefleriniz neler?

    Her sporcu gibi ben de bir gün olimpik sporcu olmak ve ülkemi Olimpiyat Oyunları’nda en iyi şekilde temsil etmek istiyorum.


    Biraz da seyahatten söz edelim… Türk Hava Yolları ile seyahat etmek size nasıl hissettiriyor?

    Seyahat etmeye fazlasıyla alıştık. Karşılaşmalar için farklı şehirlere ve ülkelere gitme fırsatına sahip olmak, bu işin en keyifli yanlarından biri. Bu sebeple, farklı atmosferlerde mücadele etme fırsatı sunduğu için yurt içi deplasmanlarını ve Avrupa maçlarını çok seviyorum.


    İşiniz gereği farklı şehirlere ve ülkelere çok sık seyahat ediyorsunuz. Bu tempoya nasıl alıştınız ve performansınızı korumak için yolculukta nelere dikkat edersiniz?

    Otobüs ya da uçak fark etmeksizin her yerde kolayca uyuyabildiğim için şanslıyım. Özellikle uzun süren seyahatlerin ardından antrenman yapmak zorlayıcı olabiliyor. Benim için en önemli şey, dinlenme sürelerini iyi değerlendirmek. Yeterince dinlendiğimde bu yoğun tempoya ayak uydurmak benim için daha kolay oluyor.


    Yükseklik fobiniz olduğunu duymuştuk. Yolculuklar nasıl geçiyor?

    Evet, yükseklik fobim var ama bu durum uçakta beni etkilemiyor. Uçuşlarda bu korkuyu yaşamadığım için yolculuklarımın rahat geçtiğini söyleyebilirim.


    Turistik yolculuklarınızda hazırlanma sürecini kolaylaştırmak için taktikleriniz var mı? Liste yapmak, gezilecek yerleri araştırmak gibi…

    Açıkçası yazın genellikle milli maçlarımız olduğu için uzun süreli tatil programları ayarlayamıyoruz. En son geçtiğimiz yaz mevsiminde, detaylı bir seyahat programı ayarlayarak birçok farklı yeri gezme şansı yakaladım. Tatil programımı ayarlarken, gitmeyi planladığım yerleri internette detaylı bir şekilde araştırıyorum. Hatta benden önce buralara giden arkadaşlarım varsa, onlarla konuşuyorum ve tavsiyeler alıyorum. Ben tatil planımı bu şekilde hazırlıyorum ve bu süreç benim için hem keyifli hem verimli oluyor.


    Favori şehriniz neresi?

    Favori şehrim olarak Los Angeles’ı söyleyebilirim. Geçen yaz ilk kez gitme fırsatı buldum ve gerçekten harika bir seyahat deneyimi yaşadım.


    Dünya üzerinde mutlaka görmek istediğiniz bir destinasyon var mı?

    Meksika’nın Cancún şehrini görmeyi çok istiyorum. Gelecek yaz için şimdiden seyahat listemin ilk sırasına ekledim. Orada geçireceğim zamanı sabırsızlıkla bekliyorum.


    Seri sorular

    Uçakta cam kenarı mı yoksa koridor mu?

    Cam kenarı tercihimdir. Bu tercihim doğrultusunda kulübüm, biletlerimi alırken genellikle cam kenarını seçiyor. Bu düşünceli hareketi için kulübüme ayrıca teşekkür ediyorum.

    Yolculukta film mi kitap mı yoksa uyumak mı?

    Genellikle uyumak ilk önceliğim oluyor.

    Deniz tatili mi kültür gezisi mi?

    Rahatlamanın ve dinlenmenin en iyi yolu olduğu için deniz tatili.

    Işınlanmak mı zamanda yolculuk mu?

    Özellikle şu an bulunduğum tempodan ötürü ışınlanmak.

    Mantı mı tavuk pilav mı?

    Bu gerçekten çok zor bir soru… İkisini de çok sevsem de mantı benim için biraz daha ön planda.

    Dondurma mı çikolata mı?

    Kışın da dondurma yiyen biri olarak, kesinlikle dondurma.

    Defans mı servis karşılama mı?

    İkisini de çok seviyorum ama defans önceliğimdir.

    Ace yemek mi pas atarken çift vuruş yapmak mı?

    Açıkçası paslarıma güveniyorum. Bu yüzden ace yemek diyorum. İyi servis kullanan birinden bazen ace yemek mümkün olabiliyor.

    Geriden gelip tie break’te kazanmak mı farkı açıp fırsat vermeden kazanmak mı?

    Strese hiç gerek yok. Baştan farkı açıp kazanmak en iyisi.

    Manşetle sayı almak mı reklam panolarından top çıkarmak mı?

    Manşetle sayı almak.

    *Blogumuzda yer alan bu yazının tarihi bazı güncellemelerden dolayı yeni görünüyor olabilir. Yazının içeriği yazarın kendi görüşünü yansıtmaktadır ve yazıda yer alan fiyat, ulaşım gibi bazı bilgilerin değişmiş olması mümkündür. Göz önünde bulundurmanızı rica ederiz.

    Bunlar da var!