Kendi kaderini çizenler: Jane Eyre ve Elizabeth Bennet

Jane Eyre, Jane Eyre
Bir Charlotte Bronte klasiği olan Jane Eyre, güçlü iradesi, zekâsı ve bağımsızlığına düşkünlüğüyle öne çıkan bir genç kadının hikâyesini anlatıyor. Trajik bir çocukluk geçiren yetim Jane’in Thornfield Malikanesi’nde öğretmen olarak iş bulması ve ardından Mr. Rochester ile tanışması etrafında gelişen olaylar oldukça sürükleyici. Jane’in kendi değerlerine ve vicdanına sadık bir kadın olması ve karşı karşıya kaldığı zor kararlar, okurun damağında kekremsi bir tat bırakıyor. Aşk, bağlılık ve özgürlük arayışı sırasında, Jane karakterinin iç gücünü ve özsaygısını keşfetme süreci ise ilham verici.
Jane Eyre’in İngiltere’de, Batı Yorkshire’da geçtiğini ve hikâyenin ruhunu yerinde hissetmek isteyen okurlarımız için Birleşik Krallık uçak bileti bağlantısını buraya bırakalım.
Elizabeth Bennet, Gurur ve Önyargı
Jane Austen’ın unutulmaz eseri Gurur ve Önyargı’nın baş karakterlerinden Elizabeth Bennet’ta sıra. Canlı, zeki ve bağımsızlığına düşkün bir genç kadın olan Elizabeth Bennet, 19. yy. İngiltere’sindeki geleneksel cinsiyet rollerini reddediyor ve kendi mutluluğunun peşine düşüyor. Okurlar da bir yandan bu hoş hikâyenin sürükleyiciliğine kapılırken diğer yandan kadınların eğitim hakkı, özgür irade ve romantik ilişkilerde eşitlik gibi başlıklarda Elizabeth’ten feyz alıyor.
Zorluklara meydan okumak: Katniss Everdeen ve Scout Finch

Katniss Everdeen, Açlık Oyunları
Ve günümüzden bir örnek… Suzanne Collins’in kaleminden çıkan Açlık Oyunları serisinin güçlü, cesur ve biraz da karmaşık kadın karakteri Katniss Everdeen… Distopik bir gelecekte kurgulanan hikâyede Katniss, hem kendini hem de ailesini korumak için olağanüstü bir cesaret ve dayanıklılık sergiliyor. Ailesini geçindirmek için ormanda avlanan Katniss Everdeen, Panem’in adaletsizliğine karşı koymak için içindeki güç ve kararlılıkla yol alıyor. Everdeen başkalarının acılarına öyle duyarlı ki, okurlar onda rahatlıkla kendilerinden bir parça bulabiliyor.
Scout Finch, Bülbülü Öldürmek
ABD’li yazar Harper Lee’nin 1960’ta kaleme aldığı Bülbülü Öldürmek, Amerikan edebiyatının en önemli klasiklerinden biri. Alabama eyaletindeki küçük bir kasabada geçen hikayeyi küçük bir kız çocuğu, Scout Finch anlatıyor. Önyargı, adalet, iyilik gibi kavramları derinlemesine irdeleyen hikâyede Scout’un masumiyeti ve bitmek bilmeyen merakı ayrıca kalplere dokunuyor.
Güç ve zarafetin dansı: Daenerys Targaryen, Buz ve Ateşin Şarkısı

Daenerys Targaryen
George R.R. Martin’in “Buz ve Ateşin Şarkısı” adlı epik fantezi serisinin ve bu seriden uyarlanan “Game of Thrones” dizisinin en önemli karakterlerinden olan Daenerys Targaryen, Targaryen Hanedanı’nın son varisi. Hikâyeye aşina olduğunuza eminiz; anne ve babasını kaybettikten sonra eşi Khal Drogo liderliğindeki Dothraki kabilesine katılsa da Daenerys, kocası öldüğünde kendisini acımasız ve zorlu bir dünyada kimsesiz buluyor. Başta masum ve savunmasız bir kız olan Daenerys, zamanla güçlenerek kendi kaderini belirliyor. Etrafındaki insanlara merhamet gösterirken, zalimlere karşı acımasız olabiliyor. Ejderhalarını kontrol etme yeteneği, onu rakiplerinin korkulu rüyası haline getiriyor. Zaman içinde doğal bir lider haline gelen Daenerys Targaryen, hem okurlara hem de izleyiciye cesaret, dayanıklılık ve adalet mücadelesiyle kuşkusuz ilham veriyor.
Modern edebiyattan bir örnek: Hermione Granger, Harry Potter

J.K. Rowling’in çok satan “Harry Potter” serisindeki en önemli karakterlerden Hermione Granger’da sıra. Harry’nin en yakın arkadaşlarından biri olan Hermione, serinin başından sonuna kadar Harry ve Ron ile maceralara atılan zeki, cesur ve sadık bir genç kız. Zekası ve öğrenme isteği onu sınıftaki diğer öğrencilerden ayrılan; ayrıca, cesur ve adalet duygusu yüksek bir karakter olarak öne çıkan Hermione, adaletsizliğe ve haksızlığa karşı durmaktan hiçbir koşulda çekinmiyor. Okur genç kızlar için güçlü bir rol model haline gelen Hermione, zekâsı, cesareti ve kararlılığıyla büyülü dünyanın en önemli kahramanlarından biri haline geliyor.