Chicago denince akla hemen sanat eserleriyle dolu parklar, müzikaller, blues, Michael Jordan’ın oynadığı NBA takımı Chicago Bulls ve gökdelenler geliyor. Dünyanın ilk gökdelenin yapıldığı kent olan Chicago, halen dünyanın en yüksek on binasından üçüne ev sahipliği yapıyor.
Şehrin en ünlü gökdeleni, tamamlandığı 1973 yılından 1998 yılına kadar dünyanın en yüksek binası olma özelliğini koruyan 110 katlı Sears Tower (yeni adıyla Willis Tower). Bu gökdelen hem şehrin hem de eyaletin simgelerinden biri haline gelmiş.
Sears Kulesi’nin 103. katında bulunan, tamamen camdan yapılmış teras katı Sky Deck Chicago turistler arasında popüler ziyaret noktalarından biri. Tamamen havada yürüyormuş hissine kapıldığınız bu gözlem terasında poz vermek, gerçekten cesaret gerektiriyor.

Kentte mimari açıdan benim çok daha fazla dikkatimi çeken yapı ise Michigan Avenue’de bulunan Tribune Tower oldu. 1922 yılında, Chicago Tribune Gazetesi için dünyanın en güzel ve farklılaşan büro binasını elde etme amacıyla düzenlenen bir yarışma sonucunda tasarımı belirlenen gökdelen, John Howell ve Raymond Hood imzasını taşıyor. Yarışma ve kazanan projeyle ilgili tartışmalar uzun süre gündemi meşgul etmiş.
Chicago Tribune binasının dış cephesinin alt kısımlarında, dünyanın pek çok bölgesindeki önemli yapılardan toplanarak oluşturulmuş bir taş koleksiyonu bulunmakta. Mısır Piramitleri, Berlin Duvarı, Notre Dame Kilisesi gibi yapılardan alınan parçalar arasında benim en çok dikkatimi çeken tabi ki İstanbul’dan getirilmiş parça oldu. Parçanın bulunduğu tabelada “Mosque of Suleiman The Magnificient 1557 ISTANBUL – TURKEY” yazıyor. Bizden, ülkemizden getirilen bir parçanın, Chicago’da yolda yürürken aniden karşınıza çıkması insanı duygulandırıyor haliyle.

Chicago ile özdeşleşmiş olan simgelerden biri de Millennium Park’ın içinde bulunan “The Bean”. “Cloud Gate (Bulut Kapısı)” diye de bilinen bu fasulye şeklindeki anıt tüm turistlerin ilgi odağı. Chicago, gerek park ve meydanlarında görebileceğiniz eserleriyle gerekse müzeleriyle sanatla bütünleşmiş bir şehir.
Museum Campus denilen bölgede birçok müze bulunuyor. Bunlardan en önemlisi elbette ki ABD’nin en büyük ikinci sanat müzesi durumundaki The Art Institute of Chicago. Grant Park’ta yer alan müze dünyanın en önemli İzlenimcilik koleksiyonuna sahip.
Son olarak, Chicago’ya yolunuz düşerse ünlü yemeği olan Deep Dish Pizza’yı mutlaka yemenizi tavsiye ederim.