İtalya
Dünyanın en sevilen mutfağı desek muhtemelen birinci ya da ikinci sırayı İtalya alırdı. Dünyanın yerel lezzeti diyebileceğimiz pizzanın anavatanı olan İtalya, Avrupa mutfağının en eski ve köklü mutfağı kabul ediliyor. Tarihi M. Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan İtalyan mutfağında Antik Roma, Antik Yunan, Yahudi, Arap, Bizans ve Etrüsk mutfaklarının etkisini görmek mümkün. Fakat İtalyan mutfağının temel yapı taşlarından biri olan domates ancak 17-18. yüzyılda, Avrupalıların Amerika’ya gidişinden sonra İtalyan mutfağına girmiş. Bir anlamda İtalyan mutfağı tarih boyunca çok büyük değişimler geçirmiş ve bu değişimlere mükemmel uyum sağlamış bir mutfaktır diyebiliriz.
İtalyan mutfağı, Avrupa mutfağının en lezzetli örneklerinden biri. Halihazırda İtalya’da Michelin yıldızlı 2055 restoran bulunuyor. İtalya, Fransa’dan sonra en fazla Michelin yıldızlı restoranı olan ülke konumunda. İtalya’nın Michelin yıldızlı restoranlarını incelemek isterseniz linke tıklayabilirsiniz.
Bölgesel olarak çok geniş bir çeşitlilik sunan İtalyan mutfağı, bu özelliği sayesinde farklı tatlar arayan çok geniş bir kitleye lezzetli bir Akdeniz mutfağı deneyimi sunuyor. Kuzey bölgelerinde patates, mısır, pirinç, balık ve peynir çeşitleri sıkça kullanılırken zeytinyağı ile beraber tereyağı da yemeklerde yer alır. Güney bölgelerinde ise tereyağı kullanımı azalır, Akdeniz mutfağının en önemli malzemesi zeytinyağı kullanımı artar. En çok kullanılan malzemelerse domates, biber, sarımsak, patlıcan, kapari, zeytin ve zeytinyağı olur.
İtalyan mutfağında tek bir yemek söyleme hakkımız varsa, bu elbette makarna olur. Spagetti, fettucini, lazanya, penne, linguine ve daha pek çok leziz makarna türü İtalyan mutfağının en karakteristik ürünü. Bu makarnalar belli soslarla eşleştirilerek tüketiliyor. Dolayısıyla İtalyan mutfağının sosları da en az makarnaları kadar meşhur. Başta bolonez, napoliten ve pesto olmak üzere İtalyan mutfağında lezzetli mi lezzetli pek çok sos bulunuyor.
Espresso’nun anavatanı İtalya’da kahve tüketimi de hayli yaygın. İtalyan kültüründe yemek masası aynı zamanda sosyalleşmek anlamına da geliyor. Dolayısıyla lezzetli bir yemeği eşsiz bir kahveyle taçlandırmak İtalyan sofralarının en bilinen rutinlerinden biri. Hatta şöyle söyleyelim, İtalya’da sofra o kadar önemli ki, Eurostat verilerine göre İtalya’da yaşayan bir kişinin günlük olarak yemek için ayırdığı ortalama süre 1 saat 57 dakika.
İspanya
İspanyol mutfağı, Avrupa mutfağı temsilcileri arasında en lezzetli olanlarından biri. Paella, tapas, tortilla ve empanada ile karakterize olan İspanyol mutfağı, tipik bir Akdeniz mutfağı olmasının yanında, farklı mutfakların harmanlanmasıyla oluşmuş çok zengin bir çeşitlilik sunuyor. Bu çeşitliliğin ve gastronomik gelişmişliğin bir göstergesi olarak İspanya’da Michelin yıldızlı yaklaşık 1300 restoran bulunuyor. Bu, dünyanın en fazla Michelin yıldızına sahip ülkelerinden biri olmasını sağlıyor. Bu konuyla ilgileniyorsanız Michelin Yıldızlı restoranlarıyla ünlü ülkeler yazımıza göz atabilirsiniz.
İspanyol mutfağında bulunan domates, patates, mısır, dolmalık biber, kırmızı biber, vanilya ve kakao gibi malzemeler Avrupalıların Amerika’ya gittiklerinde yanlarında getirdikleri malzemelerdir. Ancak bu malzemelerin İspanyol mutfağına tamamen dahil olması 18. yüzyılı bulur. Bugün İspanyol mutfağı denilen modern mutfak anlayışı, 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyıl başlarında İspanyol gurmeler ve yazarların çabası ile oluşmuştur. Bundan önceki dönemde İspanyol mutfağında Fransız etkisinin yüksek olduğu görülür.
Akdeniz mutfağını mükemmel yansıtan bir mutfak olması nedeniyle İspanyol mutfağında zeytinyağı neredeyse tüm yemeklerde ve soslarda kullanılır. Bununla beraber sarımsak kullanımı da hayli yaygındır. Sos yapımında ise maydanoz, kekik ve biberiye en fazla kullanılan otlardır. Ayrıca İspanyol mutfağında et tüketimi de oldukça yüksektir. Genellikle tavuk, domuz, kuzu ve dana eti tüketilir.
İspanyol mutfağı başta Katalonya, Bask, Valensiya, Galiçya olmak üzere 17 gastronomik bölgeye ayrılmıştır. Alt bölgelerde hüküm süren iklim, coğrafi koşullar, yerel ürünler ve pişirme yöntemleri bu gastronomik ekollerin oluşmasındaki temel faktörlerdir. Dolayısıyla İspanyol mutfağı dünyanın en zengin mutfaklarından biridir. Avrupa mutfağından eşsiz lezzetler arıyorsanız İspanyol mutfağı tam size göre!
Fransa
Fransız mutfağı muhtemelen İtalyan mutfağıyla beraber dünyanın en sofistike mutfaklarından biri. Yaklaşık 3400 Michelin yıldızlı restorana sahip olan Fransa, Avrupa mutfağı temsilcileri arasında en iddialı olanlardan biri. Öyle ki, Fransız mutfağı 2010 yılında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesine dahil edildi.
Fransız mutfağının kökleri Orta Çağ’a kadar gidiyor. Ancak bugün bildiğimiz anlamdaki Fransız mutfak kültürünün ortaya çıkışı ve yayılması Fransız Devrimi döneminde ve sonrasında gerçekleşmiştir. Fransız mutfak kültürünün kurumsallaşmasında Marie-Antoine Careme’in önemi büyüktür. 18. yüzyılın sonlarında yaşayan Marie-Antoine Careme, Fransız mutfağını sistematize etmiş ve iki kitap yazarak Fransız mutfağında yer alan yemeklerin standardını belirlemiştir. Fransız mutfağında haute cuisine (yüksek aşçılık sanatı) denilen akımın öncüsü olan Careme, yemeklerin yalnızca lezzetten ibaret olmadığını, aynı zamanda sunumun da bu deneyimin doğal bir parçası olduğunu kabul ettirerek bugünkü Fransız mutfağının sanatsal yönünün gelişmesinde büyük katkı sağlamıştır.
Hamur işleri, tatlılar, soslar, etler ve peynirler Fransız mutfağının temel yapı taşıdır. Bugün 400’den fazla Fransız peynirinin olduğu biliniyor. Bunların en bilinenleri Brie, Camembert ve Rokfor. Ayrıca neredeyse dünyanın yerel hamur işi diyebileceğimiz kruvasan da yine Fransız mutfağının en bilinen lezzetlerinden. Fransız mutfağı aynı zamanda soslarıyla da meşhur. Beşamel sos Fransız mutfağından dünyaya yayılan en lezzetli soslardan biri.
Eurostat verilerine göre Fransa’da yaşayan bir kişi yemek için günde ortalama 2 saat 12 dakika ayırıyor. Fransız mutfağında yemeğin ve sofra kültürünün ne kadar önemli olduğunu anlatan bir istatistik. Avrupa mutfakları arasında sofistike bir deneyim yaşamak isterseniz Fransız mutfağı tam size göre.
Yunanistan
Türkiye ve Yunanistan mutfaklarında bazı yemek isimlerinin aynı olduğunu ve bunun iki ülke vatandaşları arasında tatlı bir rekabet unsuru olduğunu biliyor musunuz? Belki de yemek konusunda en keyifli tartışma Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanıyor.
Yunan mutfağı, Akdeniz mutfağının temel özelliklerini taşımanın yanında Türk, İtalyan, Balkan ve Batı Asya mutfaklarının etkilerini de gösteriyor. Bununla beraber Antik Yunan ve Bizans mutfak geleneklerinin izlerini görmek de mümkün. Bu anlamda, Avrupa mutfakları arasında fazlasıyla zengin bir lezzet yelpazesi sunuyor.
Yunan mutfağının temel yapı taşı zeytinyağı. Bununla beraber Ege mutfağının temel malzemesi olan otlar da fazlasıyla kullanılıyor. Sığır, domuz, kümes hayvanları, kuzu, tavşan ve keçi eti Yunan mutfağında en çok kullanılan etler. Kıyı bölgelerde ise balık ve deniz ürünleri tüketimi artıyor. Domates, patlıcan, patates, yeşil fasulye, bamya, yeşil biber ve soğan Yunan mutfağında en çok kullanılan sebzeler. Ayrıca kekik, nane, sarımsak, dereotu ve defne yaprağı gibi malzemeler diğer Akdeniz mutfağı ülkelerinden daha fazla kullanılır. Sebzeler, zeytinyağı ve zeytin, tahıllar ve otlar Yunan mutfağının meşhur mezelerinde kullanılan başlıca malzemeler.
Atina, Yunanistan gastronomisinin merkezidir. Neredeyse tüm Michelin yıldızlı restoranlar Atina’da bulunur. Yunanlar sofrada zaman geçirmeyi ve sosyalleşmeyi çok sever. Yine Eurostat verilerine göre Yunanistan’da yaşayan bir kişi yemek için günde ortalama 2 saat 13 dakika ayırıyor. Bu süre aynı zamanda Avrupa mutfağı ülkeleri arasındaki en yüksek ortalama.
Almanya
Alman mutfağı, Avrupa mutfağı içerisinde kendine has bir lezzet çeşitliliği sunuyor. Doğu Almanya ve Batı Almanya’nın birleşmesinden sonra farklı karakterlere sahip iki mutfak birleşerek oldukça zengin bir gastronomik füzyon oluşturdu.
Günümüzde Alman mutfağı üç farklı ekole sahip; Türingiya, Saksonya, Saksonya-Anhalt. Türingiya, Almanya’nın orta bölgelerinde yer alan bir eyalet. Geniş ormanlarıyla bilinen bu bölgede avcılık faaliyetleri hâlâ sürdürülmektedir. Bu nedenle et ve wurst adı verilen sosis çeşitleri meşhurdur. Ayrıca mantar ve sebze de bu mutfakta sıkça kullanılmaktadır.
Saksonya, Çekya sınırına yakın bir bölgede yer alıyor. Burada sebze yetiştiriciliği çok yaygın. Lahana, ıspanak, domates, marul, havuç, kuşkonmaz ve pırasa başta olmak üzere burada pek çok sebze yetiştiriliyor ve Saksonya mutfağında da bu sebzeler önemli bir yer tutuyor. Ayrıca Saksonya’da kahve en sık tüketilen içeceklerden biri. Burada meyvelerle ve baharatlarla hazırlanmış ilginç kahveler tadabilirsiniz.
Saksonya-Anhalt’ın ekili alanlarının yarısından fazlasını buğday, arpa, çavdar ve yulaf oluşturur. Dolayısıyla bu bölgenin ekmekleri çok meşhurdur. Aynı zamanda bu bölgede üretilen peynir de çok sevilir.
Alman mutfağında et, balık, sebze, ekmek, sos, baharat, tatlı ve garnitürler önemli bir yer kaplar. Alman mutfağında yaklaşık 600 farklı türde ekmek bulunduğunu hatırlatalım. Son olarak Almanya’da 1500 civarına Michelin yıldızlı restoran bulunuyor.
Eğer yolunuz Almanya’ya düşerse lezzetine doyamayacağınız sosisleri, patatesli garnitürleri ve ekmekleri tatmayı unutmayın.
Story ayağınıza geldi!
Yazımızın öne çıkan bölümlerini sosyal medya hesaplarınızda paylaşmak için hazırladığımız görselleri indirebilirsiniz. Bunun için Android ve iOS işletim sistemli akıllı telefonlarınızla paylaşmak istediğiniz story’nin üzerine basılı tutun ve gelen menü aracılığıyla görseli akıllı telefonunuza kaydedin veya paylaşın
