Masmavi suların kıyısındaki mavi bayraklı plajlar

Datça’nın en güzel özelliklerinden biri berrak denizi ve mavi bayraklı plajları. Akdeniz’in sıcak suları, Ege Denizi’nin soğuk sularıyla Datça kıyılarında buluşuyor. Bu sayede deniz suyu daha ılık ve duru bir hal alıyor. Plajda vakit geçirmeyi sevenlerdenseniz, Datça’nın sakin ve temiz plajları tam size göre. Üstelik ilçede çok sayıda plajın olması seçme şansınızı da artıyor. Merkezdeki sığ deniziyle bilinen Kumluk Plajı daha çok kıyıda yüzmek isteyenler için ideal. Kumluk Plajı’nın daha da ilerisinde Taşlık Plajı var. Zemin kum ve taşlarla örtülü, denizi ise biraz daha derin. Burada denize Ilıca Gölet’ten taşan kükürtlü su karışıyor. Pek çok kişi bu şifalı sulardan çıktıktan sonra bir de masaj yaptırarak tatilin sunduğu rahatlığı sonuna kadar değerlendirmeyi seçiyor.
Datça’nın güzeller güzeli koyları

Merkezdeki plajlardan uzaklaşıp daha sakin ve otantik bir yerlerde denize girmek isterseniz, koylara gitmelisiniz. Datça’da gezilecek yerler arasında okaliptus ağaçlarıyla çevrili sakin sahilleri ve küçük plajlarıyla öne çıkan üç koy var. Üç Güzeller olarak bilinen Hayıtbükü, Palamutbükü ve Kızılbük koyları ilçenin en popüler doğal güzellikleri. Rivayetlere göre Üç Güzeller, adını Yunan mitolojisindeki ana tanrıça Hera, bilgelik tanrıçası Athena ve güzellik tanrıçası Afrodit’ten alıyor. Koyların civarındaki badem ağaçları yürüyüş ve keşiflerinize eşlik edecek yol arkadaşınız olmayı bekliyor.
Büyüleyici doğada heyecanlı etkinlikler
Datça’nın dik dağları, kuzeyindeki Gökova ve güneyindeki Hisarönü Körfezi yamaç paraşütü için muhteşem bir ortam sağlıyor. Kendinizi gökyüzüne bıraktığınızda ayaklarınızın altında kalan manzara karşısında büyüleneceksiniz. Eğer denizin berrak suyunu daha net görmenin peşindeyseniz dalış yapmayı da denemelisiniz. Burası mavi yolculukları sevenler için de ideal bir tatil durağı. Masmavi denizde tekneyle koy koy gezebileceğiniz iki koca körfez var.
Doğal güzelliklere eşlik eden tarihi bir atmosfer

Datça sadece denizi ve iklimiyle değil aynı zamanda tarihiyle de dikkat çekici. İlçenin ucundaki Tekne Burnu’nda milattan önceki yıllarda şehirler kurulmuş, Klasik dönem ve Roma döneminde de antik şehir el değiştirmiş. Zamanında yapılan mimari planlar sonucu bölgenin yapısı daha yuvarlak ve girintili çıkıntılı bir yer haline gelmiş. Burada Demeter Kutsal Alanı, Afrodit Tapınağı, Korinth Tapınağı, Roma Mezarı, Dionysos Tapınağı ve Bizans Kilisesi ve basamaklı cadde gibi kalıntılar da yer alıyor. Emecik Köyü yakınlarındaki Apollon Kutsal Alanı ise teras ve tapınak kalıntılarıyla günün 24 saati misafirlerini ağırlıyor. Datça’da gezilecek yerlerin çok sayıda olması özellikle hafta sonu yabancı turist sayısını artıyor. Özellikle Şimi ve Rodos’tan gelen çok sayıda ziyaretçi Datça tatilinin keyfini çıkarıyor. Datça, bütün popülerliğine rağmen sakinliğinden ve güzelliğinden ödün vermiyor!
Sabahtan akşama Datça’da bir gün

Datça’da konaklama için merkezdeki pansiyon, kamp alanları ve butik otellere göz atabilirsiniz. Amacınız koyları bir bir keşfetmekse minik pansiyonlar ve otantik evleri de tercih edebilirsiniz. İlçenin sakinliğini, ağaçların altında hissetmek inanılmaz bir keyif. Hazır Datça’ya gelmişken bir sabahınızı uzun süren keyifli bir kahvaltıya ayırmalısınız. Tarladan sofranıza gelen tadı unutmanız pek mümkün olmayacak. Yöreye özel yetişen acı, tatlı ve nurlu badem ile taptaze erik, kayısı ve domatesi kaynağında tatmış olacaksınız.
Kahvaltıdan sonra merkezdeki caddeleri dolaşıp hareketli pazara uğramanızı öneririz. El yapımı eşyalara ilginiz varsa hoşunuza gidecek pek çok çeşit göreceksiniz. Tarçın kokulu köy ekmeği ve çam balına denk gelirseniz mutlaka tadına bakmalısınız. Hafif rüzgar eşliğinde caddelerden ayrılarak doğa yürüyüşüne geçebilirsiniz. Keyifli adımlarınız sırasında pek çok yapının doğal halini korunduğunu göreceksiniz. Datça ne kadar popüler bir ilçe olsa da sakinliğini ve güzelliklerini korumayı başarabilmiş etkileyici bir yer.
Akşam aktiviteleri için merkezde kalmayı tercih ediyorsanız, cadde üzerindeki restoranlara uğrayıp mezelerini tatmalı, nefis yemeklerin tadını çıkarmalısınız. Ardından kendinizi sahile bırakıp rüzgarın burnunuza getirdiği deniz kokusunun tadını çıkarabilirsiniz. Açık hava tiyatrosuna gidebilir, samimi kafelere girebilir, konserlere katılabilirsiniz. Koylardaki muhteşem gün batımını ve gece gökyüzünü süsleyen yıldızları doyasıya seyretmenizi öneririz.