Fihrist
Bir mabet: Ankara Kocatepe Camii
Biraz nefeslenmeye: Seğmenler Parkı
Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi
Anıtkabir

Ankara’da gezilecek yerlerin ilki, kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgâhı. Anıtkabir Ankara’nın tam göbeğinde: Eski adıyla Rasattepe, bugünün Anıttepe’sinde. 750 bin metrekare üzerinde konumlanan Anıtkabir’de bir aslanlı yol, bir tören meydanı, Atatürk’ün mozolesi ve on kule var. 907 metre yükseklikte yer alan Anıtkabir’de 20’nin üzerinde önemli sanatçının ellerinden çıkan heykel, rölyef ve çeşitli eserler yer alıyor. Bu bizi üzer; yine de kısa vadede Ankara’ya yolu düşmeyecekler, Anıtkabir sanal tur deneyimine de göz atabilirler.
Bir mabet: Kocatepe Camii

İnşası uzun yıllar süren, nihayet 1987’de ibadete açılan Kocatepe Camii, Ankara’nın simgesel yapılarından biri. 4500 metrekare üzerine inşa edilen Kocatepe Camii, Mimar Sinan’ın üslubuna bağlı kalınarak tasarlanmış. Dört minareli, iç tezyinatı ince işçiliğiyle nefes kesen cami, adını aldığı Kocatepe semtinde yerleşik. Bu arada Ankara ulaşım bakımından görece rahat bir şehir: Şehrin yakın zamanda yapılan metro hatlarına ve diğer toplu ulaşım bilgilerine göz atmak gezerken işinizi kolaylaştırabilir.
Biraz nefes: Seğmenler Parkı

Ankara gezilecek yerler bakımından sayılı; ama nitelikli alternatifler barındıran bir şehir: Biraz soluklanmak denince akla gelen iki parktan biri Ankara Kuğulu Park, diğeri Seğmenler Parkı olabilir. İkisi birbirine epey yakın konumlanan bu parklardan Kuğulu’nun yamacından muhakkak geçersiniz, durup vakit geçirmek size kalmış. Öte yandan Seğmenler Parkı olanca ferahlığıyla bekler: Biraz kahve, kulağınızda bir sonbahar ritmi, belki birkaç satıra göz atmak için daha iyi bir yer bulmak kolay değil: Şimdi bırakın, dakikalar yanınızdan geçip gitsin… Bir okuma tavsiyesi: J.D. Salinger’ın şahanesi, Franny ve Zooey.
Sükunetiyle meydan okuyan doğa: Eymir Gölü

ODTÜ yerleşkesi sınırlarında bulunan Eymir Gölü, kendine has faunası ve florasıyla Ankara’da gezilecek yerler listesinde güzelliği ile öne çıkan lokasyonlardan bir tanesi. Eymir Gölü’nün kıyı uzunluğu dokuz metre, ortalama derinliği dört metre civarı. Birbirinden güzel kuş türlerine ev sahipliği yapan gölde bir yeşilbaşlı ördeğe ya da sakamekeye rastlamak an meselesi. Eymir’de keyifle bisiklete binmenin, yürümenin, koşmanın ya da sadece durup etrafı izlemenin hem yeri hem zamanı şimdi.
Tarihi geri sar: Ankara Kalesi

Meraklısına not: Ankara’nın en eski mahallelerini yamacına toplayan Ankara Kalesi, Ankara’da gezilecek yerler listesinin ilk sıralarında. Rivayet o ki Ankara Kalesi tarihi, Frig Kralı Midas’ın rüyasına dayanıyor. Bugünün Altındağ ilçesinde konumlanan Ankara Kalesi’nin etrafında iki-üç katlı eski Ankara evleri var. 1640’ta yolu şehre düşen Evliya Çelebi, Ankara Kalesi’ni şöyle tarif etmiş: “Ankara’da bir dağın tepesine dört kat beyaz taştan yapılmış sağlam bir kale vardır. Kale, iç içe üç kat surlarla çevrilidir: İç kalenin çevresi kayalıktır. Bu yalçın kayalardan kaleye tırmanmak kolay değildir. İç kalede silahlar, cephane ve 600 ev bulunur. İç kale, aşağılarda ikinci sıra surlarla çevrilidir. Dağın eteklerinde ise üçüncü sıra dış surlar yer alır. Bu dış surlarla tüm şehir güvendedir artık.”
Geçmiş zamanın izinde: Ankara Etnografya Müzesi

Modern hayat sarhoşluğundan ara ara biraz sapmalı, geçmişe bakmalı, anlamaya çalışmalı… Ankara’da gezilecek yerler dendiğinde es geçilemeyecek yerlerden biri: Ankara Etnografya Müzesi. Etnografya Müzesi Türkiye’de müze binası niyetiyle inşa edilen ilk yapı. Müzenin önündeki bronz Atatürk heykeli, İtalyan heykeltraş Pietro Canonica’nın eseri. 1930’da halktan toplanan eserlerle kurulan ve ziyarete açılan Ankara Etnografya Müzesi’nde Anadolu’nun Türk-İslam dönemine ait, günlük hayatın sıradan anlarına eşlik eden çok sayıda eser bulunuyor. Bir hatırlatma: Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı, 1953’te Anıtkabir’e taşınana kadar geçici olarak bu binada muhafaza edilmiş. Kısa sürede Ankara’ya yolu düşemeyeceklere bir not daha: Ankara Etnografya Müzesi sanal gezi imkânı da sunuyor.
Şimdiye tanık: CerModern

Bugüne tanıklık etmeye devam… Sıhhiye’de, eski demiryolu fabrikasında kurulan CerModern, Ankara’nın çağdaş sanata ve kültüre açılan kapısı adeta, bir modern sanatlar merkezi. Festivallerden pek çok sergiye ve buluşmalara ev sahipliği yapan CerModern’in internet sitesini ziyaret ederek güncel etkinlik programına erişebilirsiniz.
Bir fenomen: Atakule

Bugünlerde art arda açılan alışveriş merkezleriyle birlikte eski şaşaası kalmasa da bir fenomen Atakule: Türkiye’nin ikinci, Ankara’nın ilk alışveriş merkezi.1987’de dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından, Ankara’nın başkent oluşunun 66. yıldönümü şerefine açılışı yapılan Atakule’nin 125 metre yükseklikteki kule kısmının üzerinde seyir teraslı, döner bir restoranı var. Ankara şehir manzarası eşliğinde bir şeyler yemek, bu sırada bir fenomeni yakından görmek isterseniz Atakule’ye muhakkak yolunuz düşmeli.
Devlet tiyatrolarının kalbi: Ankara Devlet Tiyatrosu

Tüm dünya akılların erişemeyeceği ölçüde değişse, hiçbir şey aynı kalmasa bile Ankara’da tiyatro hep var olmaya devam eder sanki, orada hiçbir şey değişmez. Bu köklü ve kolay kolay sarsılmaz görünen kültürün başlangıç noktası, Türkiye’deki ilk resmi sanat kurumu olan Ankara Devlet Tiyatrosu olmalı. Muhsin Ertuğrul ve arkadaşlarının çabaları neticesinde hayat bulan Ankara Devlet Tiyatrosu, Ekim 1949’da açmış perdelerini; bugün aynı coşkuyla Şinasi Sahnesi’nde, Küçük ve Büyük Tiyatro’da ve diğer salonlarda, önemli oyunların farklı yorumlarını izleyiciyle buluşturmaya devam ediyor. Var olsun!
Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi: Türkiye’nin en büyük kütüphanesi

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, aynı anda 5 bin 500 kişiye hizmet verebilen, devasa bir yapı. İçinde seminerler, sergiler, etkinlikler düzenlenen kütüphanede 4 milyon basılı, 120 milyonun üzerinde elektronik yayın, ayrıca 550 bin e-kitap ve nadir eser var. Başkente yolunuz düşerse uğramayı ihmal etmemeli.
Biraz yorulunca: Ankara’da ne yenir?

Bu yazının yazıldığı ekim ayında Ankara çorba sezonunu çoktan açmıştır, unutmamalı. Ayrıca mümkünse Ankara tavası, Liva Pastanesi’nde sıkı bir kahvaltı, e mutlaka Aspava’da soslu döner ve varyasyonları; Güvenlik Caddesi 69 numarada Vedat Milor’un da favorisi Mutlu Lokantası’nın meşhur döneri, bir de yarısı Kuğulu Park’ta, kuğularla paylaşmalık Ankara simidi tatmadan dönmeyin. Ankara demek yemek bakımından döner demek: Tam da bu yüzden üç dönerci önerisi daha verip çekiliyoruz, Peçenek Döner, Kumrular’daki Cici Piknik, Aydınlıkevler’de bulunan Canbolat. Her birinin seveni, “en iyi” bulanı ayrı.
Gelelim balığa: Bir efsaneye göre Türkiye’de en iyi balık Ankara’da yenir; zira denize kıyısı olmasa da Ankara, Türkiye kıyılarındaki en iyi balıkların toplanma yeridir. Trilye, balığın başkentteki muhtemel en iyi adresi. Hamburgere düşkünseniz Farabi’deki Etmanyak&Sosis, sizi epey mutlu edebilir.
Story ayağınıza geldi!
Yazımızın öne çıkan bölümlerini sosyal medya hesaplarınızda paylaşmak için hazırladığımız görselleri indirebilirsiniz. Bunun için Android ve iOS işletim sistemli akıllı telefonlarınızla paylaşmak istediğiniz story’nin üzerine basılı tutun ve gelen menü aracılığıyla görseli akıllı telefonunuza kaydedin veya paylaşın.


