İstanbul’u tanıyalım

2021 verilerine göre yaklaşık olarak 15,8 milyon nüfusa sahip olan İstanbul, Türkiye’nin en kalabalık şehridir ve şehrin yoğun nüfusu, Türkiye’nin neredeyse beşte birine tekabül etmektedir. Bu açıdan incelendiğinde İstanbul, yaklaşık olarak 5,8 milyon nüfusa sahip olan Türkiye’nin başkenti Ankara’ya göre neredeyse üç katı fazla nüfusa ev sahipliği yapmaktadır. Byzantium MÖ 658 yılında kurulmuştur ve şehrin yerleşim yeri Marmara Denizi ile bir yarımada oluşturan, doğal bir liman olan Haliç’tir.
Karadeniz bölgesindeki aktif ticaret sayesinde şehir hızlı bir şekilde zenginlik sembolü haline gelmiştir. Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans İmparatorluğu olarak da adlandırılır) giderek daha tesirli bir imparatorluk haline gelince, İmparator Konstantin, MS 330 yılında şehre kendi adını vermiştir ve Konstantinopolis imparatorluğun merkezi olmuştur. Yeni başkentin, Roma’nın geliştirilmiş bir tasvirde benzeri olmalıydı, Yeni Roma (Nova Roma) da yedi tepeli bir şehirdi ve Eski Roma’da olduğu gibi aynı ayrıcalıkları sağlıyordu. 1. Dünya Savaşı’na kadar başkent unvanına sahip olan şehir, savaştan sonra başkent statüsünden çıkmıştır ve Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara olmuştur. 1930 yılında şehrin ismi İstanbul’a dönüştürülmüştür ve İstanbul ismi, Yunanca’daki ‘’eis ton polin’’ ifadesinden türetilmiştir.
Viyana’dan İstanbul’a uçuş sadece iki saat

İstanbul hakkında ilk intiba için bir hafta sonu tatili yeterli. Viyana’dan İstanbul’a gitmek uçakla yaklaşık olarak iki saat sürüyor ve ben Türk Hava Yolları’yla yapacağım uzun mesafeli uçak seyahatlerimi iki kıtaya yayılmış bu şehirde, iki, üç günlük bir mola vererek bağlamayı seviyorum. Sabahın erken saatlerinde otele giriş yapmak istiyorsanız, önerim Marmara Pera’da konaklamanız. Şehre erken varış, gezi için hem ekstra bir gün veriyor hem de Boğaz’da bulunan hareketli şehrin tadını çıkarmak için rahatlık sağlıyor.
Tarihi Pera Palas’ın hemen yanında bulunan otelin konumu, 12. katta kaldığım için Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet Camii ve birçok güzel yerin manzarasını sunuyor. Otel ayrıca İstiklal Caddesi’ne yürüyerek üç dakikalık mesafede. Bu lokasyonda sadece şehir villaları değil, Sent Antuan Kilisesi ve Taksim Meydanı gibi ikonik yerler de bulunuyor. Öğlen saatlerinde lobide rehberim Cengiz ile buluşacağım, kendisi şehri avucunun içi gibi bildiği için birçok harika önerisi var.
İstanbul’un can damarı Boğaziçi

3,2 kilometre genişlikte ve 32 kilometre uzunlukta olan, Marmara Denizi ile Karadeniz arasında yer alan boğaz, şehri Asya ve Avrupa kıtaları arasında ikiye ayırmaktadır. Şehrin yerleşim alanları iki yakada da yer almakta. İstanbul’un çarşıları, alışveriş caddeleri, çay evleri ve restoranlarının içinde akan hayat gece gündüz ışıl ışılken şehrin tarihi kısmı birçok güzel binanın silüetiyle taçlandırılmıştır.
En etkili mimari kültürlerden ikisi, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu; İstanbul’da bir araya gelmiş. Eğer Sultanahmet Meydanı’nda dolaşacaksanız, tarihi at yarışı pistinin kalıntılarını ve antik Konstantinopolis Hipodromu’nu keşfedebilirsiniz. Hipodromun yaklaşık 450 metre uzunlukta, 130 metre genişlikte ve 100.000 seyirci kapasiteli olduğu tahmin edilmektedir. Hipodrom, Dikilitaş (Theodosius Dikilitaşı), Yılanlı Sütun ve Çemberlitaş Sütunu (Konstantin Sütunu) ile birlikte UNESCO Dünya Mirası’na dahildir.
İstanbul’da görülmesi gereken turistik yerler

Ayasofya
Bir zamanlar Hristiyanlık tarihinin en büyük kilisesi ve yüzyıllar boyunca dünyanın en büyük kilisesi olan Ayasofya’ya buradan ulaşabilirsiniz. Ayasofya’nın muazzam güzellikteki silüeti 1500 yıldır İstanbul’u süslüyor. 6. yüzyılda kilise olarak inşa edilen Ayasofya, 1453 yılında camiye, 1934 yılında müzeye ve 2020 yılında ise yeniden camiye dönüştürülmüştür. Kubbesi sebebiyle, Geç Antik Çağ ve Orta Çağ dönemlerinde dünyanın sekizinci harikası olarak kabul görmüştür. Osmanlı mimarisinin şaheserlerinden olan Sultanahmet Camii, ahenkli mimari oranları, ana kubbesi, altı minaresi ve sekiz ikincil kubbesiyle, ihtişamlı bir yapıdır. Caminin alt katları ve sütunları, eskiden Nicaea olarak bilinen İznik’ten gelen 20.000’den fazla el yapımı çinilerle donatılmıştır. Caminin üst katlarında mavi renk hakimdir ve bu sebeple Blue Mosque (Mavi Cami) olarak da adlandırılır. Sultanahmet Camii, klasik mimarinin son büyük camisi olarak sınıflandırılmaktadır.
Topkapı Sarayı

Topkayı Sarayı, uzun dönemler boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun idari merkeziydi ve de padişahların hem yönetim merkezi hem de evleri olarak hizmet vermekteydi. Hâlâ saray surlarının içinde bulunan Gülhane Parkı içerisinde 1991 yılında Avrupa Konseyi’nde müze ödülü kazanan Arkeoloji Müzesi yer almaktadır. Müzede, Mezopotamya’dan, Asur, Sümer, Akad, Babil ve Antik Mısır ve İslam Arap kültüründen yaklaşık olarak 15.000 arkeolojik eser bulunmaktadır.
Galata Köprüsü ve Galata Kulesi

Haliç’in üzerinden geçen Galata Köprüsü, doğu ve batı kültürlerini birbirine bağlar. İstanbul’u ziyaret eden herkesin muhakkak burada çekilmiş bir fotoğrafı olmalıdır. İki kattan oluşan bu yerde her çeşit balıkçılık faaliyeti ile karşılaşabilirsiniz. Yem dolu kovalarıyla balıkçılar sabahın erken saatlerinde burada yerlerini alırken eğer alt kattaki restoranlarda balık keyfi yapıyorsanız, balıkların gözlerinizin önünde oltaya takıldığına ve denizden kovaya çekildiğine şahit olabilirsiniz.
Karaköy Caddesi’nden aşağıya doğru yürüdüğünüzde, İstanbul’daki Ceneviz kolonisinin kalıntılarından biri olan 67 metre uzunluktaki Galata Kulesi karşılar. MS 527 yılında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından savunma mekanizması olarak inşa edilen bu kule, dünyanın en eski kulelerinden birisidir ve İstanbul’un simgelerinden birisi haline gelmiştir. Kuleye çıkarken ve inerken sergileri ziyaret etme imkanına sahip ziyaretçiler, seyir terasından da İstanbul’un muhteşem manzarasının tadını çıkarabilirler. Bu kulenin en önemli detaylardan birisi ise MS 1638 yılında Galata Kulesi’nden, İstanbul Boğazı’na ve şehrin Asya yakasına uçtuğu iddia edilen Hezarfen Ahmet Çelebi’nin uçuşudur.
Galataport

Şehrin Avrupa yakasında yer alan Galaport, Haliç ve Boğaz’ın buluşma noktasıdır. Karaköy’ün popüler sahilinde yer alan Galaport, geleneksel fırınlar, kafeler ve aile işletmesi dükkanlarla çevrilidir. Gemi yolculuklarının ve modern alışverişin merkezi olmayı hedefleyen, büyük bir proje olan Galaport’ta birçok mağaza, restoran, otel ve modern sanat müzesi toplamda 400.000 metrekare alana yayılmıştır. Gemilerin Galaport’a yanaşması durumunda, deniz kıyısını dışarıdan kilitleyen bir duvar yükselir. Bu durum ne yazık ki yemek yerken, yarımadanın muhteşem manzarasını izlemenizi engelleyebilir.
Alışverişin merkezi İstanbul

İstanbul’da binlerce tüccar, Sanatkarlar Çarşısı, Kuyumcular Çarşısı ve Lambacılar Sokağı’nda ürünlerini müşterilere sunuyor. 15. ve 19. yüzyıllar arasında sürekli olarak yenilenen Kapalıçarşı, toplamda 4.400 dükkan ve 180 sokaktan oluşuyor ve toplamda 45.000 metrekarelik bir alana sahip. Bu yüzden dünyanın en büyük alışveriş merkezi olduğu rahatlıkla söylenilebilir. Elbette yine bu nedenle her yıl yarım milyondan fazla ziyaretçinin Kapalıçarşı’yı ziyaret etmesi şaşırtıcı olmasa gerek. Her sektör belli bir zanaat ve endüstride uzmanlaştığı için, üstü kapalı 60 sokağın her birisi belli bir zanaat ve endüstrinin ismini taşımaktadır.
Pazarlık yapmak buranın olmazsa olmazlarındandır. Bu yüzden başlangıçta size söylenen fiyatta pazarlık yapmaktan çekinmeyin. Pazarlık konsepti, Kahire’den alınan vergilerle inşa edilmesinden dolayı Mısır Çarşısı olarak adlandırılan baharat çarşısı için de geçerlidir. Egzotik baharatların, çayların ve doğuya has tatlıların (Türk lokumu) en harika aromalarını bulacağınız baharat çarşısı, fazla açıklamaya yapmaya gerek kalmadan kendisini ön plana çıkarıyor.
Mutlaka görülmesi gereken yerler

Viyana’ya dönmeden önce Şerefiye Sarnıcı’nı görmek için rehberim olan Cengiz’e eşlik ediyorum. Binbirdirek semtinde yer alan bu sarnıç, sekiz yıllık restorasyon sürecinin ardından tekrar halkın hizmetine açılmış. Konserler için kullanılan sarnıç, ışık tesisatı ile aydınlatılmakta. Kesinlikle görmenizi tavsiye ederim!
Gezi Notlarım

Seyahatime Ocak 2022’de Viyana’dan başladım ve Türk Hava Yolları’ndan İstanbul aktarmalı Mauritius uçuşu yaptım. Business Class biletim, İstanbul’daki Business Class Lounge’da keyifli bir yolculuk deneyimi edinmemi sağladı. Lounge kesinlikle görülmeye değer ve içeride zaman geçirmesi çok keyifli. Lounge’da en keyif aldığım yer çay salonuydu. Dünyanın en büyük havalimanı olan IGA İstanbul Havalimanı’nda birçok mağaza bulunduğu için ve her zaman keşfedilecek yeni detaylar olduğundan dolayı havalimanında dolaşmaktan keyif alıyorum. Ben bunları yaparken, el bagajım lounge’da bulunan kilitli dolapların birisinde güvenli bir şekilde beni bekliyor.
Tavsiyelerim
Pera Palas Otel – Tam anlamıyla bir lüks!
Divan Brasserie Beyoğlu
Emirgan Sütiş – Kahvaltı için mükemmel bir mekan
Karaköy Güllüoğlu – Lezzetli baklavaların adresi!
Galata Marmara Balık – Galata Köprüsü’nün altında bulunan balık ve deniz ürünleri mekanı
Sultanahmet Köftecisi – En iyi köftenin adresi!
Güvenç Konyalı – Bamya çorbası, Pide & Co