More

    1 Şehir 3 Gün: Kopenhag

    Buz kesen havasıyla rehavetten kurtaran, kuşkusuz dramatik ve gerçek bir “tasarım” şehri olan Kopenhag, mümkünse bir an önce görülecek yerler listesine eklenmeli, gidilmeli ve görülmeli

    Turkish Airlines Blog
    Turkish Airlines Blog

    Yazar ekibimiz tarafından yönetilen bu hesapla, seyahat tutkunları ve keşif meraklılarının keyif alacağı blog içerikleri üretiyoruz.

    Özenle hazırladığımız içeriklerimiz aracılığıyla ilham vermeyi, bilgilendirmeyi, heyecanlandırmayı, eğlendirmeyi ve küçük ipuçları ile yolculuğunuzu kolaylaştırmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda yola çıkmanın yenileyici ve özgürleştiriciliğini sizlere tekrar hatırlatmak istiyoruz.

    Çünkü Tolstoy'un dediği gibi: “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar; Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir...”


    Meşhur İngiliz lifestyle dergisi Monocle, Kopenhag’ı defalarca ‘dünyanın en yaşanılabilir şehri’ seçti. Soğuk havası, yollarda pedal çeviren ve hayatından epey memnun görünen sakinleri, steril sokaklarıyla Kopenhag, pek çok acı ve olumsuzluğun ne yazık ki var olduğu dünyada bir vaha gibi. Havalar iyice soğumadan Nordik dünyanın bu en Avrupalı başkentine üç günlük bir çıkartmanın tam zamanı şimdi; ilk iş, bir Kopenhag uçak bileti.


    Dünya daha büyük, keşfet!


    Havalimanı

    Havalimanı
    Gidiş
    Dönüş

    Giriş Tarihi Seçiniz

    Dönüş Tarihi Seçiniz


    Kabin Türü
    Yolcu Sayısı
    Yetişkin Yolcu
    12 + Yaş
    0

    Çocuk Yolcu
    2 - 12 Yaş
    0

    Bebek Yolcu
    0 - 2 Yaş
    0

    Kopenhag’da gezilecek yerler: Birinci gün

    Kopenhag’daki Old Town, sıra sıra dizilmiş renkli evleriyle ünlü.
    Suni adalar arasına konumlanmış Christianshavn bölgesinde, tekneden bozma evlerin sıra dışı sakinlerine selam vermeyi unutmayın.

    Kartpostala çalan Nyhavn

    Sıralı pub’ları, renkli ve muntazam binaları, şehri ikiye ayıran enfes kanalıyla Kopenhag’ın kartpostal yüzü Nyhavn’a uğramak ilk iş olmalı. Kanalda bir tekne gezisine çıkmak iyi fikir: Yol boyu, sadeliğiyle göz kamaştıran İskandinav mimarisinin iyi örneklerine rastlayacaksınız. Biraz daha başına buyruk bir ruhsanız, kanalı kano kiralayarak da gezebilirsiniz. Suni adalar arasına konumlanmış Christianshavn bölgesindeki tekneden bozma evlere özellikle dikkat etmeli, varlıklarıyla öyle başka bir yaşam biçimi vadediyorlar ki, umutla gözler yaşarır.

    Dünyanın en eski eğlence merkezi: Tivoli Gardens

    Olağanüstü bir yeşillik; sapsarı ve birbirinden sevimli küçük çocuklar, kremalı pastaya çalan oyuncaklar ve bu kadar renkli şeker arasında -kaç yaşında olursanız olun- 24 saat dahi geçirilir. Kopenhag’ın göbeğinde, meşhur Tivoli bölgesinde yerleşik Tivoli Gardens, dünyanın en eski eğlence merkezi. Keyfini anlatmaya satırlar yetmez.

    Somonsuz bir Michelin cenneti

    Kopenhag’ı gezerken rehberimiz Anne, buralarda övgüyle İskandinavlara atfettiğimiz somonun Danimarka’da yalnızca ortalama restoranlarda bulunduğunu söyledi, şaşırttı bizi. Özellikle lüks restoranlarda somon bulmak mümkün olmazmış. Neyse… Şehrin her yanında iştah kabartan pasta ve keklerle dolu küçük kahve dükkanları var, gün içinde kendinizi tutamaz, uğrarsınız zaten. İlk akşam için şehrin Michelin yıldızlı restoranlarından birine rezervasyon iyi fikir olabilir. Zira Kopenhag bir Michelin cenneti, İskandinav ülkelerindeki 23 Michelin yıldızlı restoranın 14’ü Kopenhag’da.


    Kopenhag’da nereye gidilir: İkinci gün

    Oresund köprüsünde gün batımı
    Vaktiniz varsa Kopenhag’ın merkezinden trene binip 40 dakikada küçük İsveç şehri Malmö’yü de görebilirsiniz.

    Roskilde, Viking Gemileri Müzesi

    Kopenhag’da ikinci günün adresi kuşkusuz heyecan verici Roskilde. Roskilde Festivali’ni bilirsiniz, duymuşsunuzdur. 1971’den bu yana düzenlenen ve ortalama sekiz gün kadar süren bu uzun soluklu, ünlü festivale adını veren bölge merkeze biraz uzak, 40-45 dakika mesafede ama yol muazzam, aynı konumdaki Viking Gemileri Müzesi daha da şahane. Vikinglerin çıktıkları seferlerde kullandıkları beş farklı tipteki gemi, yer yer erimiş halde, bu müzede 1969’dan bu yana sergileniyor. Camın ardındaki gri, çamurlu kuzey denizi biraz efkârlı, kırık hikayelerle dolu.

    İkonik bir köprü: Öresund

    Nordic Noir türünün en iyilerinden Bron/Broen dizisinin de başladığı nokta olan 7 bin 845 metrelik Öresund Köprüsü, Kopenhag ile küçük İsveç şehri Malmö’yü birbirine bağlıyor. Kopenhag’ın merkezinden trene binip 40 dakikada Malmö’ye varmanıza, bir koyu kahve yudumlamanıza bir engel yok, hadi… ☺

    Bir kaçamak: Malmö

    Muazzam bir tren yolculuğunun ardından Malmö’ye vardığınızı ve kahvenizi yudumladığınızı varsayarak üçüncü günü planlayalım: Son dönemde Netflix’te de yayınlanan, Danimarkalı bir kadın politikacının hikâyesini anlatan politik drama Borgen’ın seveni çok. Yukarıda da sözü geçen Bron/Broen ve yine türünün şahanesi The Killing, diğer efsanevi Danimarka dizileri. Tur şirketleri bu dizilerin nasıl rağbet gördüğünü fark etmiş olmalı ki “Nordic Noir Tours” adlı rehberli turlar düzenleniyor, aklınızda olsun.

    Sosyalleşmek için: Kodbyen

    İkinci günün sonunda haliniz kaldıysa, gece hayatına da meraklıysanız 24 saat canlı Kodbyen bölgesi sizi mutlu edebilir. Bolca galeri, kulüp ve restoranıyla post-endüstriyel Kodbyen, sıklıkla New York’un Meatpacking District’ine benzetiliyor.


    Kopenhag’da ne yapmalı: Üçüncü gün

    Rosenborg Şatosu

    Kopenhag’da ne yapılır diyenler için: “Nordic Noir” turunun dışında birkaç üçüncü gün önerisi daha sıralayalım şimdi:

    • Kraliçenin göz kamaştıran mücevherlerini görmek üzere Rosenborg Şatosu’nu
    • Gizemli bir bahçede kuşlarla baş başa kalabileceğiniz sessiz bir küçük cennet: Tage Andersen’i
    • Stroget bölgesindeki tasarım dükkânlarını gezmeyi ihmal etmeyin. Zaten her biri, birbirine oldukça yakın konumlarda.

    Son olarak: Birkaç küçük not

    İskandinav ülkelerindeki 23 Michelin yıldızlı restoranın 14’ü Kopenhag’da bulunuyor

    Kopenhag’da nerede kalınır?

    Kopenhag’ı bilenlerden birkaç öneri: Harcamalarınız konusunda daha az kaygılıysanız Hotel D’angleterre’in müthiş bir seçenek olduğu konusunda pek çok kişi hemfikir; yine de epey pahalı bir otel olduğunun altı çiziliyor. Guldsmeden ve Comfort otel zincirleri hem makul fiyatlı hem de fiyat/performans bakımından oldukça tatminkâr olarak anılıyor. Stroget’e yakın Square Otel’de de odalar biraz küçük; ama ihtiyacınız olan her şey var. Lüks aramıyorsanız rahatlıkla iş görür.

    Kopenhag’da ne yenir?

    Etrafta bolca İtalyan ve Fransız restoranı var. Bistro Boheme restoranın etleri hem çok ünlü hem de epey lezzetli. Seyirlik tabaklar sunan Michelin yıldızlılardan yukarıda zaten söz etmiştik. Son olarak Les Trois Cochons sade, keyifli, bol mum ışıklı bir Fransız. Sadece akşam yemeği servis ediliyor, not etmeli. 


    Story ayağınıza geldi!

    Yazımızın öne çıkan bölümlerini sosyal medya hesaplarınızda paylaşmak için hazırladığımız görselleri indirebilirsiniz. Bunun için Android ve iOS işletim sistemli akıllı telefonlarınızla paylaşmak istediğiniz story’nin üzerine basılı tutun ve gelen menü aracılığıyla görseli akıllı telefonunuza kaydedin veya paylaşın.

    *Blogumuzda yer alan bu yazının tarihi bazı güncellemelerden dolayı yeni görünüyor olabilir. Yazının içeriği yazarın kendi görüşünü yansıtmaktadır ve yazıda yer alan fiyat, ulaşım gibi bazı bilgilerin değişmiş olması mümkündür. Göz önünde bulundurmanızı rica ederiz.

    Bunlar da var!