Skating Palas’ın tarihçesi ve özellikleri

İstanbul paten tarihi; Beyoğlu’nun göbeğinde, 19. yüzyıl sonlarında inşa edilen gösterişli Cercle d’Orient binasının bahçesinde, 1909 yılında İstanbul’un ilk büyük paten salonu olan Skating Palas kurulmasıyla başladı. Bu yapı, adından da anlaşılacağı gibi bir paten sarayıydı. Ancak buz üzerinde değil, zemin üzerinde tekerlekli patenlerle gerçekleştiriliyordu. Paten kültürünün merkezinde yer alan Skating Palas, kısa sürede İstanbul sosyetesinin gözde eğlence mekânlarından biri haline geldi. Güzel bir orkestra canlı valsler çalıyor, paten yapanlar kendilerini müziğe kaptırarak dans ediyordu. Kaymayanlar ise kenardaki masalarda oturup seyirci oluyorlardı. Şehrin bütün elitleri bu salonun müdavimleri arasındaydı. Paten pisti dışında burada hokey maçları, sık sık balolar, konserler ve çeşitli gösteriler de düzenleniyordu. Özellikle cumartesi öğleden sonraları yapılan patenli hokey müsabakaları, coşkulu seyirciler önünde futbol maçlarını aratmayacak heyecanlı anlar yaşatıyordu. Bu mekân açılmadan önce aynı yerde idman hocası Strangali’nin işlettiği bir jimnastikhane ve buranın kapanmasından sonra bir at cambazı sirki gibi gösteri kumpanyaları bulunuyordu. bu geçmiş, bölgede eğlence ve sporun iç içe olduğu bir geleneğin zaten var olduğunu gösteriyor. Skating Palas bir geleneği devam ettirerek patinaj modasını 1909-1915 yılları arasında İstanbul’da zirveye taşıdı. Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında değişen sosyal koşullar, Beyoğlu’ndaki paten sarayının ömrünü kısalttı. 1918 yılına gelindiğinde Skating Palas paten salonu kapatıldı ve yerine Yeni Tiyatro adında bir tiyatro kuruldu. Skating Palas hakkında daha detaylı bilgi için Gökhan Akçura’nın ilgili yazısını okuyabilirsiniz.
Büyük kulüplerin paten takımları

20. yüzyılın başında paten sporu da İstanbul’da revaçtaydı, öyle ki Galatasaray ve Fenerbahçe gibi şehrin önde gelen spor kulüpleri bile kendi paten takımlarını kurmuşlardı. Modern buz hokeyinin tekerlekli patenlerle salon versiyonu olan patenli hokey, ilk kez 1910’da Beyoğlu’ndaki Skating Palas’ta bir gösteri maçıyla İstanbul sahnesine çıktı. Bu sporu Türkiye’de resmi olarak ilk benimseyen kulüp Galatasaray oldu. 1911 yılında Galatasaray Spor Kulübü bünyesinde patenli hokey faaliyetleri başladı. Galatasaray Lisesi öğrencilerinin okul yakınındaki bu paten pistine gidip kaymaları, kulüpte paten sporunun gelişmesine önayak olmuştu. Galatasaray’ı 1914 yılında ezeli rakibi Fenerbahçe izledi; Fenerbahçe Spor Kulübü de elinde uygun bir açık alan bulunması avantajıyla paten sporuna ilgi duymaya başlamıştı. Fakat Fenerbahçe’nin resmi paten hokeyi takımı kuruluşu ancak 1923 yılında gerçekleşti ve aynı yıl Galatasaray, Fenerbahçe, Nişantaşı ve Vefa kulüpleri ilk lig müsabakaları için bir araya geldiler. Bu şekilde patenli hokey, İstanbul’da birkaç yıl süreyle organize bir spor dalı haline geldi ancak ne yazık ki patenli hokeyin Türkiye’deki bu ilk serüveni uzun ömürlü olmadı. Patenli hokey, Türk kulüpleri arasında sadece iki sezon devam edebildi ve 1920’lerin ortasından itibaren resmi bir faaliyet olarak sona erdi.
Popüler kültür ve edebiyatta patenin yeri

Skating Palas ve onun etrafında gelişen paten furyası, Türkiye popüler kültüründe ve edebiyatında da izler bıraktı. 20. yüzyıl ortalarından itibaren, eski İstanbul yaşamını anlatan birçok yazar ve yayın, Beyoğlu’ndaki bu patenli eğlence günlerini andılar. Örneğin gazeteci-yazar Sermet Muhtar Alus, 22 Haziran 1932 tarihli dönemin Akşam gazetesinde yayımlanan yazısında Skating Palas’tan bahsediyordu. Yine ünlü mizah yazarı Refik Halid Karay, çeşitli anı ve hikâyelerinde Beyoğlu’ndaki patinaj âlemlerine değiniyordu. 1930’lu ve 1940’lı yıllarda, eski İstanbullular için patenli balolar ve eğlenceler geçmişin güzel bir hatırası hâline gelmişti. Ayrıca, Skating Palas’ın bıraktığı kültürel mirasın somut bir nişanesi olarak, Cercle d’Orient binasının yan sokağında yer alan bir apartmana “İsketing Apartmanı” adı verildi. Bu isim, bir zamanların ünlü paten sarayının hafızalardaki yerini canlı tutmayı amaçlıyordu. İstanbul şehir kültüründe “Skating Palas” ifadesi, 20. yüzyıl başındaki batılılaşma ile eğlence hayatının harmanlandığı renkli bir dönemin sembolü olarak edebi metinlerde ve hatıralarda yaşamaya devam ediyor. Hatta bu mirasın yankıları, günümüz popüler kültüründe de zaman zaman hatırlatılıyor. Cem Yılmaz’ın Arif v 216 filmindeki kaykay kulübü sahnesi, 20. yüzyıl Beyoğlu’ndaki gençlik kültürünü ve dönemin eğlence alışkanlıklarını ironik biçimde yeniden üretiyordu.
Günümüzde paten sporları ve mirası

Türkiye’de geçmişteki tekerlekli paten salonları artık yok, ancak paten farklı biçimlerde günlük hayatın içinde yerini sürdürmeye devam ediyor. 1989’da İstanbul Ataköy’de açılan Galleria AVM’de bulunan buz pisti, modern dönemin başlangıcı oldu ve kısa sürede buz pateni okulları, hokey maçları ve artistik gösterilerin merkezi hâline geldi. Buz hokeyi 1990’larda resmiyet kazandı, 1991’de federasyon kuruldu ve 1992-93’te Süper Lig başladı. Günümüzde İstanbul, Ankara ve İzmir merkezli yaklaşık 5 takım mücadele ediyor. Zeytinburnu Buz Adaları SK ve Büyükşehir Belediye Ankaraspor öne çıkan ekiplerden. 2000’lerden itibaren millî takımlar uluslararası turnuvalara katılıyor. Artistik buz pateninde de Türk sporcular dünya sahnesinde yer almaya başladı.
Öte yandan, tekerlekli paten günümüzde daha çok bireysel bir hobi ve sokak kültürü olarak varlığını sürdürüyor. İstanbul’da Maltepe, Caddebostan, Bakırköy, Beşiktaş sahil yolu gibi geniş alanlar, akşamüstleri ve hafta sonları paten ve kaykay kayan gençlerle doluyor. Belediyelerin ve bazı özel girişimlerin düzenlediği paten festivalleri, kaykay & paten parkları gibi etkinlikler ve imkânlar da paten sporlarına meraklı gençleri bir araya getiriyor.
Sonuç olarak, Skating Palas’ın mirası, günümüz İstanbul’unda doğrudan bir mekân olarak devam etmese de onun temsil ettiği eğlence ve spor kültürü farklı biçimlerde yaşıyor.
